Yapay mı yoksa Reel Varlık mı?

Bu yazı 2 Şubat 2021 tarihinde yayınlanmıştır

Bu, büyük bir konu olduğu için iki veya daha fazla meseleye yayılabilir.

Para nedir?

Takasların daha kolay gerçekleştirebilmesini ve insanlar arasında uygun transferler yapılmasını sağlayan bir hesap/ ölçüm mekanizması (yeni bir fırının fiyatının 3 tavuk ve bir keçi olarak belirlenmesinin ne kadar elverişsiz olacağını düşünün). Para, bir insandan diğerine transfer edilirken satın alma gücünü korur. Ancak, genellikle para zaman içinde satın alma gücünü kaybeder ve buna enflasyon denir.

Varlık nedir?

Genellikle para ile takas ettiğiniz, size fayda sağlayacak şey (mesela yaşayacak bir yer, veya başkasının içinde yaşayarak size kira – para sağlayacağı bir yer). Ya da paranın değerini koruyacak – değeri artacak bir şey. Şimdi, fiziksel bir varlık hayal edin. Sahip olmanız durumunda gerçek değerini koruma geçmişi olan – satın alma gücünü koruyan bir şey.

Şimdi de yapay ‘pretend’ finansal araçlar yoluyla (ETF’ler, kontratlar, vadeli işlemler, opsiyonlar, CFD’ler ve diğer dijital ticaret araçları) takas edilen bu varlığın değerinin 200- 300 trilyon dolar olduğunu düşünün. Sonra da yatırımcıların, gerçekte var olan varlığın değerinin yalnızca 11 trilyon dolar (ticaret hacminin yüzde 3’ü-5’i kadar) olduğunu keşfettiğini hayal edin.

İnsanların, altın üzerinde gerçekleştirilen yapay alışverişlerdeki trilyonların aslında var olmadığını anladığında nasıl bir tepki vermesini bekliyorsunuz? Sizi bilmem ama bu beni endişelendiriyor.

Aslında burada, altın ‘yatırımı’ veya ‘alışverişi’ yaptığını söyleyen ama aslında başka iki şeyi kasteden ÇOK sayıda sözde akıllı, zeki insandan bahsediyoruz. Birincisi, bu kişiler tahminde bulunuyor ve para kazanmayı umuyor. İkincisi, bir zaman penceresinde alışveriş yapıp, bu alışverişi kar ederek başka birine aktarmayı veya ‘alışverişi döndürerek’ kar elde etmeyi umuyor. Burada dikkat etmeniz gereken konu şu ki, bunların ikisi de var olmayan varlıklara dayanıyor. Ya da en azından alışverişin karşılığını verecek kadar yeterli miktarda değiller. Kafa karıştırıcı, değil mi?

Basitçe söylemek gerekirse bu, yapay bir mesele. Burada, eskilerden kalma “eğer bir şeyi elinizde tutmuyorsanız, ona sahip değilsiniz” ilkesi unutuluyor.