
Geçen haftanın ülke gündemi Başkan Obama’nın Londra ziyareti, AB tartışmaları ve Kraliçe’nin 90’ıncı yaşgünü sayılırdı…
TNS anketine göre Başbakan David Cameron’un liderlik ettiği AB’de kalma kampanyasının oyları yüzde 3 oranında artarak yüzde 38 oldu. AB’den ayrılmayı destekleyenler ise yüzde 35’ten yüzde 34’e geriledi. Croyron Holland Bazaar’ın açılışına hazırlanan iş adamı Ali Matur’a AB referandumunu sordum. Matur “AB’den çıkmak ya da kalmak bizi çok büyük etkiler” diyerek “Bu ülke diplomasisinin akıllı, mantıklı ve dikkatli olduğunu düşünüyorum. Referandum’da AB’den çıkma kararının çıkacağını da sanmıyorum” diye konuştu.
Ben de AB’den çıkılacağını sanmıyorum. Gerçi son seçimlerde Muhafazakarların hatta Türkiye’de AKP’nin tek başına iktidara geleceğini de sanmıyordum ama… Bi daha böyle öngörülerde bulunmasam mı ki?
KRALİYET İÇİN DE REFERANDUM
Bir diğer gündem ise Kraliçe Elizabeth’in 90’ıncı doğumgünü kutlamalarıydı. Neredeyse tüm gazetelerin manşetlerinde Kraliçe vardı.
Daily Telegraph’da Prenses Diana’nın özel kalemi Patrick Jephson imzalı yazıda Kraliçe Elizabeth için “Ulusun annesi kendimize inancımızı korumamızı sağlıyor” denildi. Yazar Kraliçe’yi öve öve bitiremedi, hatta methiyede çıtayı yükselterek “Kraliçe Elizabeth’in dönemi belki de monarşi tarihinin altın çağı” deyiverdi… Kraliçe ve kraliyete karşı olanlar da var tabii… Kraliyet kalksın cumhuriyet gelsin diyen “Cumhuriyetçiler”, Kraliçe’nin ölümünden sonra saltanatın ne olacağına dair bir referandum düzenlenmesi için kampanya yürüteceklerini açıkladılar. Beş bini aşkın üyesi, 35 bin de destekçisi olan “Cumhuriyetçiler”, internet sayfasında yayınladığı açıklamada kraliyetin “sanıldığı gibi sadece ülkeye turist çeken zararsız bir olgu” olmadığı, tam tersine kamu fonlarını kötüye kullandığı ve politikaya karıştığını öne sürdüler…
Haçan ne iyi niyetli bu bizim uşaklar, fonları kötüye kullanan Kraliçe rahmetli olduktan sonraki durum için referandum istiyorlar. Cumhuriyetçi dediğin bi kuşun kanadını kırmamalı di mi? Ya nasıl kıyar koskoca Kraliçe’ye!
Kraliçe’den söz açmışken, Kraliyet yılda 50 bin sterline sosyal medya editörü arıyormuş. Editörün görevi Kraliçe’nin devlet ziyaretleri, katıldığı etkinlikler ve Kraliyet duyurularını milyonlara duyurması gerekiyormuş. Başvursam mı ki?
EVDEKİ BULGURDAN OLAN İŞ ADAMI
Bizim gündemde ise Kıbrıslı Türk iş adamı Asil Nadir vardı… Londra’da cezaevindeki Asil Nadir, Türkiye’ye iade edilince serbest kaldı ve soluğu Kuzey Kıbrıs’ta aldı. Asil Nadir’in büyük olasılıkla İngiliz vatandaşlığı da iptal edilecek. Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olma deyimi işte bu.
Nadir, aklanma ve tazminat beklentisiyle 2010’da döndüğü Londra’da tutuklanarak 10 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı. Türkiye’ye iade edilmeseydi de ekim’de tahliye olacaktı zaten.
Nadir’i cezaevinde ziyaret edip eski bir alacağımı istemeyi planlıyordum ama sürpriz bi şekilde salıverildi. Şimdi Londra’ya da gelemez bi daha. Ne alacağı derseniz? 1988’de satın aldığı Nokta Dergisi’ne yazıyordum. O dönemde en az 6 aylık alacağım kalmıştı. Gerçi o alacağı tahsil edersem “Asil Nadir’in bile bana borcu var” deme şansım bi daha kalmayacak ama. İstemesem mi ki?
- Robinson, İşçi Partisi’ni etkiler mi ?
- Nereden çıktı bu veraset vergisi ?
- Türkiye’den, İngiltere’de emlak ve banka kredisi almak olası
- Singer dikiş makinesi tatilde
- 1 Eylül “Dünya Barış Günü” kutlu olsun
- Londra’da direnişin karnavalı Notting Hill başlıyooor
- “Bir de sütlü kahve söyle”
- Uçakta sıvı yasağının asıl amacı, “terör” korkusunu kamçılamak
- “İngiltere’de ırkçılık var mı ?” diye sordunuz
- Dr. Özkan Hıfzı’nın ardından…