Yaşar Halim memleketin kokusunu Londra’ya taşımıştı…

Bu yazı 30 Ocak 2020 tarihinde yayınlanmıştır

İngiltere’nin “ilk” Türk pastane ve süpermarketlerinden olan ve kendi adını taşıyan işletmeleri ile tanınan Yaşar Halim’i ne yazık ki 28 Ocak sabahı yitirdik. Sağlık sorunları ile mücadele eden Kıbrıslı işadamının Kuzey Kıbrıs’ta toprağa verilmesi bekleniyor. Öncelikle ailesi, çalışma arkadaşları ve dostlarına başsağlığı dilerim.

Yaşar Halim, Türkiye ve Kıbrıslı toplum ve Haringay bölgesinin en tanınmış Türk markalarındandır. Kıbrıs kökenli olan Yaşar Halim; fırın, pastane, manav, kasap ve bakkal ürünlerini satan kendi adıyla kurduğu market konseptiyle hem caddenin hem de kendisinden sonraki süpermarketlerin ilk örneği sayılıyor.

Sanırım 10 gün önce 495 Green Lanes’deki (N4 1AL) markette kendisini ziyaret edip, “Londra’da Bizim’Kiler” kitabını takdim etmiştim. Halim ve Halim’in sağ kolu Birsen Hanım kitabı ilgiyle incelemişlerdi. Yaşar Halim “Toplumun Yüzü” başlıklı ücüncü kitapta tanıtılan yüz isimden birisiydi, çünkü biyografisi toplumun gelişimiyle birebir örtüşüyordu.

Vefanın olmadığı ya da her şeyin paraya metaya çevrilmeye çalışıldığı bizim toplumda kendisine kitapta yer verilmesi Halim’in hoşuna gitmiş ve İngiltere’ye ekonomisine yaptığı katkıdan dem vurmuştu. Londra’ya ilk geldiği yıllarda polisin yanında kendisine ırkçılık eden beyaz bir İngiliz’in ağzının payını nasıl verdiğini, polisin de kendisine hak verip ırkçı İngiliz kovduğunu anlatmıştı.

4 yıl kadar önce Halim ile kitap için söyleşiye giderken ikiz kızlarım Su ve Defne’yi de götürmüş, toplum için çok önemli bir ismini tanımalarını istemiştim.

O söyleşide de Halim Rum işyerlerinde çalışırken dengeleri koruduğunu belirterek, “Ben herkesin dili, dini ve kültürüne saygı duydum, kendime de saygı duyurdum. Kimsenin beni ‘Türko’ diye çağırmasına izin vermedim. Politikaya hiç karışmadım. Eğer ticaret yapıyorsanız zaten bir savaş içindesiniz. Yeni bir cephe açmanın anlamı yok” demişti.

Mesleğinin zirvesindeyken 26 Ocak 1987’de Green Lanes’de kendi adıyla fırın/pastane açan Yaşar Halim, “İşe başlarken İngiltere’de istikrarın ve kalitenin olmadığı anlamına gelen ‘Türk işi’ imajını değiştirmek istedim. Bunu birkaç yıl içinde başardığımı sanıyorum” diye konuşmuştu.

Yaşar Halim gençlere ise kendi yaşam felsefesini önererek, “İki defa çalışıp, iki defa dürüst olsunlar. Kalpleri ve beyinleriyle iki kez çalışsınlar. Alırken ve satarken de iki kez dürüst olsunlar” demişti.

Yaşar Halim’in gözden kaçan bir başka özelliği de büyük bir aşkla yaptığı işi Londra’daki etnik toplumun ortak paydası yapma başarısıydı. Kıbrıs’ta parçalanmış iki toplum Yaşar Halim marketlerinde birleşmişti. Bu anlamda barışın köklerini sulayan bir değerdi. Green Lanes’in çok dilli, çok kültürlü sakinlerinin ortak damak zevki Yaşar Halim market olmuştu.

Upuzun bir cadde olan Green Lanes’i çekim alanı yapmayı başaran Yaşar Halim marketine Londra’nın çok uzak köşelerinden gelen müdavimlerine tanığım. Ben de alınacak bir şeyim olmasa, Yaşar Halim marketinin önünden geçerken eğer park yeri yakalarsam mutlaka sergi misali fırın ve bakkaliye bölümünü gezer, o güzel ekmek kokusunu içime çeker ve eli dolu çıkardım.

Yaşar Halim sıradan birisi değildi, o memleketin kokusunu Londra’ya taşıyan çok özel birisiydi. Bu kokunun Birsen Hanım gibi profesyonel ellerde süreceğine inanıyorum.

Yaşar Halim toplumun olduğu kadar Birleşik Krallık’ın da bir değeriydi. Keşke diyorum, bu ülkenin en önemli kurumsal ödülleriyle onurlandırılsaydı. Bunu çoktan hak etmişti.

Rahat ve huzurlu uyu usta. Londra’da Yaşar Halim marketlerinde memleketin kokusunu içimize büyük bir aşkla çekerken sizi de saygıyla yâd edeceğiz. Başımız sağolsun…