Alışkanlıkların gücü ve Kaizen (2)

Bu yazı 26 Temmuz 2021 tarihinde yayınlanmıştır

…Spora bakacak olursak, maçları kazanmak gibi küçük bir alışkanlık edinen takımların genellikle sezonu birinci bitirerek kupayı da kazandığını görürüz. Düzenli olarak maç kaybeden takımlar, kaybetme alışkanlığı edinir.

Bununla ilgili basit yöntemleri ele alalım. Kaizen, Japonca’da küçük, kademeli gelişimler anlamına geliyor. Mesela, yalnızca yüzde 1 gibi küçük değişikliklerle gelişmeye yönelik günlük veya haftalık bir plan. Haftada veya hatta ayda yalnızca yüzde 1 oranında gelişim gösterirseniz, bileşik faiz hesaplamasıyla birlikte yılda yüzde 15-20 oranında büyüyebilirsiniz. Yalnızca ek bir adım. Bileşik faiz hesaplamasıyla bu da zamanla büyük değişikliklerle sonuçlanabilir.

Başkalarına ürün veya hizmet sattığınızsağladığınız bir işletmede, en büyük 20 müşterinizin kim olduğunu bilirsiniz (ya da en azından bilmeniz gerekir). Eğer akıllı bir şekilde çalışırsanız, bir sonraki 20’yi, yani “istek listenizi” de bilirsiniz. Her listeden biri için haftada yalnızca İKİ ekstra telefon görüşmesi yapmak (“merhaba, ilgilenebileceğinizi düşündüğümüz yeni bir ürünümüz var…”), şüphesiz ki işletmenizi geliştirip büyütecektir. Her hafta, yalnızca iki telefon görüşmesi gibi küçük bir adım.

Daha sonra da her gün gelişmeyi alışkanlık edinin. Sonra her hafta, her ay, her çeyrek ve en sonunda da her yıl. Bir şeyi art arda 21 kere yaptığınızda, o şeyin bir alışkanlığa dönüşeceğini okumuştum. Hayat boyunca yaptığınız, size doğal gelen bir şeye. Mesela her gün egzersiz yapmak gibi. Üçüncü haftanın sonunda doğal ve iyi bir alışkanlığa dönüşür. Devam etmek, bırakmaktan daha kolay olur. Ya da sigara içmeyi örnek gösterebiliriz. Bu da kötü bir alışkanlık. Beynimiz, iyi ve kötü alışkanlıklar arasında ayrım yapamaz. İkisi de normal ve doğal gelir. İyi mi kötü mü oldukları uzun dönemli sonuçlarına göre belli olur.

Demem o ki, işinizle ilgili iyi alışkanlıklar geliştirin. Küçük geliştirmelerle de işinizi birkaç yıl gibi kısa bir zamanda dönüştürebilirsiniz.