Erdoğan’ın oynadığı radikal ama tehlikeli kumarın başarıya ulaşma ihtimali yüksek mi? Türkiye’deki ekonomik durumun kötüye gitmesi yeni bir haber değil.
Türk Lirası, son 15 yılda ABD Doları karşısında yüzde 90 değer kaybetti.
Özellikle de Erdoğan tarafından uygulanan para politikaları nedeniyle. Ancak, Aralık 2021’de Türk Lirası’nın değeri, açıklanan yeni bir planın etkisiyle kısa süreliğine aniden yükseldi. Ne oldu?
2003 yılı civarında Türk Lirası, ABD Doları karşısında 1,15’den işlem görüyordu. 10 yıl sonra, bu rakam 2,2’ye çıktı. 2021 yılında dolar karşısında 16,7’yi gören Türk Lirası, aralık ayında aniden 11 oldu.
Türkiye’nin GSYİH’si (gayri safi yurtiçi hasıla), 2013 yılında 957 milyar dolarla zirve noktasında ulaştı. 2020 yılına gelindiğindeyse ekonomi, yüzde 25 küçüldü ve bu rakam 720 milyar dolara geriledi.
Bu süreçte geniş çaplı reformlar ve tedbirler uygulandı. Bunlar, Erdoğan’ın konumunu güçlendirdi. Son olarak 2018 yılında seçildiğinde, Türkiye Merkez Bankası Başkanı’nı atama yetkisine de sahip oldu.
Bu önemli makama 2018 yılından beri 4 farklı kişi geldi. İstikrar ve devamlılık konusunda gözle görülür bir eksiklik olması, piyasaları korkutur.
Yerel enflasyon 2012 yılında yüzde 8 civarındaydı ama şimdilerde (bu yazının yazıldığı tarihte) yüzde 20’ye ulaştı.
Erdoğan, düşük faiz oranlarını desteklemek için yerel bütçeyi feda ediyor. Eylül 2021’den beri, faiz oranlarını düşürmesi için Türkiye Merkez Bankası’na büyük baskı uyguluyor.
Bunu yerel ekonomiyi, işletmeleri ve yeni işleri teşvik etmek için yapıyor. Bunlar da popülaritesinin artmasına yardımcı olacak (yerel işsizlik yüzde 11 seviyesinde).
Son faiz kesintilerinden önce, kısa vadeli oranlar yüzde 19’du. Şimdilerdeyse yüzde 14. Ancak, bu faiz kesintileriyle birlikte Türk Lirası, dolar karşısında yüzde 50 değer kaybetti.
Yine de Erdoğan, faiz kesintilerinin planlanan bir sonraki seçimlere, yani 2023’e kadar devam edeceğini duyurdu. Türkiye Merkez Bankası, ABD Doları ve diğer döviz rezervlerini satarak Türk Lirası’na ciddi ölçüde destek sağladı. Aralık 2021’de de Erdoğan tarafından açıklanan yeni tedbirlerle birlikte, ABD Doları’nın Türk lirası üzerindeki gücü bir günde yüzde 40 azaldı. Bu, radikal bir plan.
Türkiye hükümeti, paralarını Türk Lirası olarak tutan yatırımcıların zararını karşılayacak. Paralarını ABD Doları gibi diğer kuvvetli dövizler olarak tutmayıp Türk Lirası olarak tuttuklarında yaşayacakları “değer kaybı”, onlara faiz/ iade olarak ödenecek.
Ankara’nın önde gelen ekonomi profesörlerinden biri bunla ilgili şöyle görüş bildirdi: “Bu, adına faiz artışı demeden, mevduat sahiplerine verilen faiz oranını etkin bir şekilde yükseltmek.
Bunun amacı, dövize kaçışı durdurmak. Bu, Türk Lirası dolar veya diğer dövizlere karşı değer kaybederse/ kaybettiğinde, hükümet üzerinde büyük bir baskı yaratabilir. Bu durum ayrıca, devasa enflasyon baskılarına da yol açabilir.”
Yani, kısa vadede faiz oranları düşük görünecek olsa da bu, uzun vadede ekonomi ve hükümet üzerinde büyük baskı yaratabilir.
Türkiye’nin yeni politikalarının, devlet bütçesi bakımından önemli sonuçları olacağına şüphe yok.
Yeni politikaların masrafları devlet bütçesinden karşılanmak zorunda ve bu da dolaylı olarak enflasyona yol açabilir. Erdoğan’ın deneyi nasıl mı sonuçlanacak? Henüz belli değil. Şüphesiz ki ilginç olacak ama eğer mümkünse uzaktan takip etmek tavsiye edilebilir.
- Şans mı beceri mi?
- Mali danışmanınız zengin mi?
- Duyabileceğiniz en önemli soru
- Konut piyasasındaki son gelişmeler (2)
- Konut piyasasındaki son gelişmeler (1)
- Yoksul kalmanızı sağlayan 9 alışkanlık
- Borsa merkezli dolandırıcılıklar artışta – dikkatli olun…
- İnsanlar neden böyle aptalca şeyler yapıyor?
- Yıllık yüzde 73 oranında, garantili bir geri dönüş ister miydiniz?
- İstikrar devrinin ölümü, normalin sonu (2)