Sayın okuyucularımız, son haftalardır devam etmekte olduğumuz Türkiye’de dava açmak, davacı veya davalı olmak konularındaki bilgilerimize bu haftaki yazımızla sona vermekteyiz. Tarafların dava ve savunmalarını ispat etmek için mahkemeden toplanmasını istedikleri tüm belgeler, kayıtlar ve yazışmalar mahkemece toplandıktan sonra, mahkeme tarafların tanık dinletme talepleri var ise, vermiş oldukları tanıkların dinlemesi için bir duruşma günü açarak onları davet eder.
Tanıklar mahkemenin davetine uygun olarak duruşma günü gelerek, davaya konu uyuşmazlık hakkında kendi bildiklerini ve gördüklerini anlatmakla yükümlüdürler. Davacı ve davalı, kendi iddia ve savunmalarını hangi delillerle ispat etmek istiyorlarsa, bunları liste halinde önceden bildirmiş olmaktadırlar. En çok başvurulan delillerden biri de, bilirkişi delilidir. Yani, uyuşmazlığa konu hakimin bilgi ve tecrübesinden ayrı özel bir uzmanlık gerektiriyorsa, bu konuda inceleme yapması için bilirkişiye başvurulur.
Örnekle açıklarsak, Alev Tekstil firmasına toplu şekilde kumaş sattığını iddia eden İpek Tekstil, sattığı 100.000. TL tutarındaki malın bedelinin ödenmediğini iddia ederek dava açmış olsun. Bu davada, mahkemenin bilirkişi olarak görevlendirileceği bir muhasebeci her iki şirketin de mali kayıtlarını inceleyerek, malın sipariş edilmesi, teslimi, bedelinin ödenmesi gibi konularda inceleme yaparak bir rapor yazar. Rapor her iki tarafa da tebliğ edilir ve itirazları varsa, bildirmeleri istenir.
Rapora itiraz gelirse, itirazın içeriğine göre yeniden bir rapor daha alınmasına karar verilebileceği gibi, itiraz yoksa mahkeme toplanan delillere göre kimin iddiasını ispatladığını düşünürse ise ona göre karar verir. Aleyhinde karar verilen kişinin ki, bu davacı da olabilir davalı da, bu karara karşı itiraz yani temyiz hakkı bulunmaktadır. Temyiz hakkına sahip olan taraf, yasal süresi içinde bu hakkı kullanmaz ve aleyhindeki kararı temyiz etmez ise mahkemece verilen karar kesinleşir. Kesinleşmiş mahkeme kararına karşı yapılabilecek hukuki bir işlem bulunmamaktadır. Ancak, karar temyiz edilirse bu kez dosya Yargıtay’a giderek ilgili hukuk dairesinde görüşülür ve karara bağlanır. Mahkemenin verdiği karar Yargıtay tarafından da onanırsa, karar bu aşamada kesinleşmiş olur. Yargıtay, kararı bozarsa kararı veren mahkemeye dosyayı geri gönderir.
Türkiye’de mahkemelerin ve Yargıtay’ın iş yoğunluğu çok yüksek derecede olduğundan, açılan bir davanın ortalama sonuçlanma süresi bir buçuk yıldan önce olmamaktadır. Davanın ilgili olduğu mahkemelerin iş yoğunlukları birbirlerine göre değişiklik göstermekle birlikte, herhangi bir hukuk davasının baştan sona kadar ortalama en az bir buçuk yıl kadar devam ettiğini söyleyebiliriz. Bir sonraki yazımızda ceza yargılaması ile ilgili yazı dizimize başlayacağız. Şikayet süreci, savcılık aşaması, iddianame düzenlenmesi, Birleşik Krallık’ ta yaşayan ancak Türkiye’ de her türlü hukuki yardıma ve avukata ihtiyaç duyan herkese Türkiye için avukatlık ve hukuki danışmanlık hizmeti sunmaktayız.
ADRES
Ofisimiz Old Street metro durağında Moorfields Eye Hospital’ ın yanında bulunmaktadır. İlk görüşmemiz daima ücretiz olup, 0748 203 7 202 nolu telefondan bana ulaşabilirsiniz. Herkese iyi haftalar diliyorum.
Email adresimiz: info@ turqualityconsultancy.co.uk
Av. Turgut Kaan Kayacan – İstanbul Barosu