Sayın okuyucularımız, bir süredir ülkemizdeki hukuk ve adalet sisteminin nasıl işlemekte olduğunu en basit şekilde sizlere izah etmekteyiz. Bu hafta da ceza yargılamasıyla yani bir suç işlenmesi durumunda takip edilen süreçle ilgili olarak bir seriye başlamaktayız.
İçinde yaşanılan toplumu düzenleyen en önemli kuralların hukuk kuralları olduğu kabul edilir. Çünkü, bu kurallara aykırılık halinde karşılaşılan müeyyide içinde yaşanılan toplumda anında karşılık bulmaktadır. Toplum düzenini o ülkenin ceza kanunları korumaktadır. Türkiye Cumhuriyeti’nde ceza yargılamasının ilk ve en önemli ayağı Cumhuriyet Savcılıkları’dır. Bazı suçların, savcılık tarafından takip edilmesi ancak, o suçtan mağdur olan kişinin şikayetçi olmasına bağlıdır. Örneğin; birine hakaret etmek, ona sövmek ve küfretmek Türkiye’de suçtur. Birisine karşı böyle bir suç işlerseniz, ancak o kişinin şikayetçi olması durumunda savcılık gerekli işlemleri yapar. Bazı suçlarsa, doğrudan o ülkenin kamu düzenini bozduğu için, herhangi birinin şikayetçi olup – olmadığına bakmaksızın, ihbarı alan savcılık tarafından doğrudan araştırılır.
Adam öldürme suçu en basit örnek olarak gösterilebilir. Savcılık tarafından takip edilen süreç, her iki durumda da temelde aynıdır. Sadece savcılığı harekete geçiren ilk aşama farklıdır. Kendisine karşı bir suç işlendiğini, bir suçun mağduru olduğunu düşünen kişinin başvurabileceği iki yer bulunmaktadır. Kişi, bir suç işlendiğini düşünüyorsa ya doğrudan en yakın karakola giderek şikayetini bildirir ve oradaki görevliler bunu bir tutanağa yazarak kişinin kimlik bilgileriyle birlikte bağlı bulundukları Cumhuriyet Savcılığı’na gönderir ya da kişi doğrudan Cumhuriyet Savcılığı’na giderek şikayetini oraya kendisi yazılı olarak bildirir. Yapılan işlem temelde aynı olmakla birlikte, karakola gitmek daha kolay olmakla birlikte, savcılığa doğrudan başvurmak daha hızlıdır.
Kendisine, şikayetçiden veya karakoldan gelen şikayet dilekçesini alan savcılık, ilk olarak bunu inceleyerek, bahsedilen olayda bir suç unsuru olup – olmadığını değerlendirir. Bahsedilen olayda savcılık ilk incelemede herhangi bir suç unsuruna rastlayamazsa, herhangi bir işlem yapılmayacağı yönünde karar verir. Apartman aidatını ödemeyen komşusunu savcılığa şikayet eden kişinin, bu şikayetinde bir suç unsuru olmadığı için savcılık dosya hakkında kovuşturma yapmaya yer olmadığına dair karar vererek kapatır.
Çünkü bu bir hukuk davasını ilgilendiren bir süreçtir, bir suç değildir bu nedenle ceza yargılamasıyla bağlantısı yoktur. Eğer, savcılık ilk incelemede bahsedilen olayda bir suç unsuru olduğu yönünde fikir sahibi olursa, önce şikayetçiyi çağırarak ifadesine başvurur. Şikayetçi savcılığa giderek, savcının olayla ilgili tüm sorularına cevap verir ve halen şikayetçi olup – olmadığını bildirir. Şikayetten vazgeçilirse, savcılık eğer kamu düzeninin bozulmadığını düşünüyorsa dosya hakkında işlem yapmadan kapatır. Çünkü, suçun mağduru olan kişi şikayetinden vazgeçmiştir ve artık araştırılacak bir husus kalmamıştır.
Önümüzdeki hafta kaldığımız bu noktadan devam edeceğiz.
Birleşik Krallık’ta yaşayan ancak Türkiye’ de her türlü hukuki yardıma ve avukata ihtiyaç duyan herkese Türkiye için avukatlık ve hukuki danışmanlık hizmeti sunmaktayız. Ofisimiz Old Street metro durağında Moorfields Eye Hospital’ ın yanında bulunmaktadır. İlk görüşmemiz daima ücretiz olup, 0748 203 7 202 nolu telefondan bana ulaşabilirsiniz. Herkese iyi haftalar diliyorum. Email adresimiz: info@turqualityconsultancy.co.uk