Faruk Eskioğlu
Tatil dönüşü başladı… İki ülkeli olmanın hem iyilikleri hem de çilesi omzumuzda… Uzun süre sonra memlekete gidince değişimi de gözlemleyebiliyorsunuz.
Bu yaz Türkiye’den daha karamsar döndüm. Sokaktakiler kavga etmeye hazır sanki. Televizyon kanalları çocuklara travma geçirtecek cinsten. Hele haberler? Bir felaket! Baştan sonuna manipilasyon, ajitasyon, yalan dolan… “Haberleri sonuna kadar izlemeye tahammül edenlerin midesine kramp girmiyorsa, duyarlılık sorunları var” demek!
Bordrolular, emekliler geçinme sıkıntısında. Üniversite mezunu bir emekli (eğer miras yedi değilse) kesin ikinci bir iş yapmak zorunda. Sosyal haklar hak getire… Öyle bir kavramla tanışılmadığı için talep de yok zaten. Savaşa milyarlarca dolar dökülürken, iktidar zenginleri AVM’ler dikerken, kamu inşaatlarında yeni zenginler yaratılırken halk inim inim inliyor… Sınıfsal bilinci olmayan yurttaşlar, bireysel kurtuluş çabasında, balık baştan kokar misali ya çalıp çırpma ya da cemaatlerde öbür dünya adaletine sığınma çabasında… Türkiye’nin polis devleti olduğunu çıplak gözle farkedebiliyorsunuz. Her yerde polis var. Göremediğiniz sivilleri de katarsanız, “ülke ekonomisinde çarklar güvenlik için dönüyor” diye düşünebilirsiniz.
Adalet, hukuk gibi kavramlara kimse güvenmiyor.
Karakola düşerseniz, bir güvenceniz yok. FETÖ’cüler artık memleketin vebalısı. Cumhurbaşkanı bizzat halkı muhbir olmaya çağırdı. Cemaate iyi duygularla sempati duyup işini kaybedenlere sahip çıkmak şöyle dursun solcu muhalifler bile işlerini hatta diplomalarını kaybediyor. OHAL ile Türkiye yaşanan tam bir kaos…
Herşeye rağmen Türkiye’nin güneşi ve doğası ile gördüğünüz dostlar içinizi ısıtıyor. Bu bir süreç deyip teselli ediyorsunuz kendinizi… Aklın ve mantığın yolu bizi mutlaka kurtaracak. Herkesin kendi renkleriyle özgürce yaşadığı bir ülke kurulacak. Bunun lamı cimi yok… Sabretmeli…
***
Londra’daki bizim toplumda eğitimde iyi haberler basına yansımaya başladı. Arkadaşım Oktay Şahbaz’ın gönderdiği yazının ilk paragrafı şöyle:
“Hackney bölgesinde bulunan The Urswick Ortaokulunda Türkçe konuşan öğrenciler aldıkları sınav sonuçları ile adeta ezberi bozdular. Ulusal anlamda Türkçe konuşan öğrenciler yıllardır yaşıtlarının altında bir sevide kalırken, Urswick ortaokulunda bu durumun tam tersi yaşanıyor. Hackney bölgesinde bulunan vede İngiltere’deki en eski okullardan biri olan The Urswick Ortaokulunda son 5 yılda Türkçe konuşan öğrenciler aldıkları sınav sonuçları ile okulun en başarılı 10 öğrencileri arasında yer alıyorlar.”
Kızlarımın geçen yıl bitirdiği Earlsmead ilkokulunda epey bizim toplum üyesi öğrenciler vardı. Ailelerin çocuklarıyla ilgisi dikkate değerdi.
Çocukların derslerine kendileri yetmediklerini düşündüklerinde boğazlarından kısıp özel ders aldırmalarını gözlemledim. Bizim toplumdaki yeni kuşağın üniversiteye ulaşma oranı daha yüksek olacak gibi…
Topluma uzun yıllar eğitimde hizmet eden Kelami Dedezade de son söyleşimizde aynı iyimserlikteydi. Güneşi olmayan bu ülkede çocuklar güneşimiz olsun bari… Kendimizi ne kadar eğitirsek, ne kadar sınıf bilincindeysek memlekete de hayrımız o oranda artacak.
***
Her nedense benim için yeni dönem de 1 Ocak değil de Eylül’ün ilk haftası… Belki de 28’ine kadar okullu olmanın getirdiği. Bu dönemde de bizim topluma ilişkin yalansız dolansız ve samimi yorumlarımı sürdüreceğim. Can Yücel’in dediği gibi “ne kadar yalansız yaşarsak o kadar iyi…” Yeni dönemde hepinize merhaba dostlar…
- Londra dünyanın en iyi şehri…
- Londra’dan iki cesur gazeteci geçti…
- Saygın şirketlerin “asgari ücret” entrikası
- İngiltere’deki Kıbrıslı Türk toplumu da KKTC seçimlerini heyecanla bekliyor
- İngiltere’deki devlet hastanelerinde yıldız dönemi…
- Bütün göçmenler bir günlük genel greve gitmeli
- Robinson, İşçi Partisi’ni etkiler mi ?
- Nereden çıktı bu veraset vergisi ?
- Türkiye’den, İngiltere’de emlak ve banka kredisi almak olası
- Singer dikiş makinesi tatilde



ENFIELD
HACKNEY
HARINGEY
ISLINGTON




