
King’s Road’da bir akşam üstü yürüyüşündeyim. Aklımda ikinci doğumu sonrası girdiği bunalımdan çıkamayarak intihar eden 14 yaşındaki Kader var. 11 yaşında berdelle evlendirilen, ilk bebeğini 12 yaşında kucağına alan kadersiz Kader.
Bir yandan yürüyorum, bir yandan onun kısacık ve yapayalnız hayatını düşünüyorum. İşte tam o sırada dikkatimi çekiyor Mermaid. “Bu koca bina ve üzerindeki Mermaid yazısını daha önce nasıl görmemişim” diye merak ediyorum ve binanın önündeki şeffaf kutularda duran mavi renkli broşürlerden alıyorum:
“Mermaid: Maternity Retreat” yazıyor tanıtımda. Yeni doğum yapan anneler için bir sığınak olmayı iddia ediyorlar.
Enteresan geliyor ve sorup soruşturmaya başlıyorum bu merkezi. Biliyorsunuz ki şanslı kadınların doğum yaptıktan sonra bunalıma girmeye hakları var. Hak dediysem, Postnatal depresyon adı verilen bu bunalım bir şımarıklık değil elbette. Kimi anneleri intihara ve bebeklerine zarar vermeye kadar götüren ciddi bir psikolojik sorun. Yine de anne ve anneannelerimizin böyle bir bunalıma girmeye hakları olduğunu hiç hatırlamıyorum!
“Ben bu bebeğe bakmak istemiyorum, dünya üzerime üzerime geliyor” deseler kim dinlerdi onları? En fazla kendi anneleri, o da aynı şehire gelin gittilerse. Her neyse, zaten Mermaid’in hedef kitlesi de onlar değil, dediğim gibi ‘şanslı kadınlar’. Postnatal depresyon sorununu yaşamak istemeyen ya da böyle bir endişesi olmasa bile, doğum sonrası kendine şımarma ve bebeğe alışma hakkı tanımak isteyen kadınlar için Mermaid doğru adres. Çünkü kelimenin tam anlamıyla yeryüzünde cenneti yaşatıyorlar, yeni doğum yapmış kadınlara.
Merkeze anneler en fazla üç aylık bebekleriyle birlikte katılıyorlar. Babalar da ücretini ödedikleri sürece tüm bu deneyime ortak olabiliyorlar. İç açıcı dekorasyonlarıyla dikkat çeken odalarda konaklama ücreti, seçilen oda tipine göre gecelik 600 ile 1100 pound arası değişiyor. Odaların duvarı ses geçirmediği için hiçbir bebek diğerini rahatsız etmiyor. Televizyon, kablosuz internet, oda içlerinde banyo, kişiye özel yemekler gibi beş yıldızlı bir otelde aranılan her şey Mermaid’de var. Tabii çok büyük bir farkla. Mermaid’in uzmanları sayesinde alınacak hizmetler yeni doğum yapan bir annenin ihtiyaçları doğrultusunda düzenlenmiş. Gün içerisinde bebek emzirme hemşiresinden, bedensel iyileşme sürecini hızlandıracak hareketler yapmayı sağlayan fizyoterapiste, genel ebe kontrolüne kadar sık sık odaların kapısı çalınıyor. Anne manikür, pedikür, masaj ve cilt bakımı yaptırmak için merkezin katları arasında sabahliğıyla dolaşırken de, 24 saat görev yapan Mermaid çalışanları bebekle ilgilenebiliyorlar. Gece uyumak istendiğinde bu hemşireler yine göreve hazır nazır, yeter ki anne mutlu olsun!
Her kadının şımarmaya, her yeni annenin bebeğiyle kuracağı ilişkiye huzur içinde başlamaya, yeni hayatına alışmayı yavaştan almaya hakkı var. Sadece… sadece gönül istiyor ki, dünya bu kadar adaletsiz olmasın! Londra’daki Pamela doğum yapar yapmaz yerleştiği Mermaid’de bebeğini hemşirelere emanet ederek yoga dersine katılırken, en azından Kader de köy evinde değil de tam donanımlı bir hastanede doğum yapmış olsun. En azından 12-13 değil de, bedeni kendi gelişimini tamamladıktan yıllar yıllar sonra, o da sadece kendisi de istiyorsa anne olabilme hakkı olsun. İnsan istiyor ki çocuklar gelin olmasın! İnsan istiyor ki yurdumdaki tüm Kader’lerin kaderi artık daha farklı olsun.
- Bu yazı kimler için!
- Türkiye’de boşanmak için ne yapmalısınız?
- Yazmak her şeye rağmen,cesaret göstermektir
- Housing Association Evlerinde kalanlar da oturdukları evi satın alabilecek
- Çırpınmayı bırakıp suyun kaldırma gücüne iman edenler kolayca yüzebilir…
- Vizesiz Avrupa mümkün mü? (III)
- Çocuklarda Meningokok B (MenB) Aşısı ve önemi
- Sayın Cumhurbaşkanım
- Hocam bu geniz eti dediğiniz nedir?
- Müzakere masasındaki özlü konulara yansıtılmalıdır