
Fenerbahçe camiası büyük bir inanç ve gururla belki de dünyada örneği görülmemiş bir direnç göstererek başkanlarını ve kulüplerini tüm dünyaya karşı savundu.
Tüm dünya diyorum çünkü bu güne kadar Fenerbahçeli olmayıp da bu takıma sempati duyan birine hiç rastlamadım. Fenerbahçeli’nin de başkalarından gelecek böyle bir sempatiye ihtiyacı da olmaz zaten. Onlar bir cumhuriyete, takımları için kendi kendilerine yeten bir inanç ve aşka sahiptirler.
Ne var ki 3 Temmuz sürecinde bu sevgi ve bağlılığı kötüye kullanan yöneticiler bu güzide kulübün taraftarını bu güne kadar hak etmedikleri kadar üzdüler ve tüm dünyaya karşı boşa savunma yapmakla yordular. Olay patlak verdiği zaman suçsuz olduklarını iddia edenler TFF kararlarının geçersiz olacağını kimsenin yargıda suçlu bulunmadan cezalandırılamayacağını savundular. Ardından yargıda cezaya çarptırılınca bunun temyizi var dediler olmadı Yargıtay’a gittiler.
UEFA bizi kabul etti dediler, karar kötü çıkınca orada da temyize gittiler o da yetmedi CAS’dan vazgeçmişken yeniden CAS’a gideceğiz deyip zaman kazanmaya çalıştılar.
TFF kararları bu kez şampiyonluğu korumak ve Türkiye’de ceza almamak için daha çekici gelmeye başlayınca UEFA karışamaz yalanları ile gazete sayfalarını doldurdular. CAS’ın suçu kesinleşinceye kadar herkese tanınan normal kararını ‘ bakın yine Şampiyonlar Ligindeyiz’ diyerek sanki aklanmışlar gibi yalanı taraftara yutturmaya çalıştılar. Savcı’nın kararın onanmasını istemesiyle ucunda hapislik olduğu için bir anda sessizliğe büründüler. Artık yolun sonu geldi. Ne kaçamak, nede yolu uzatma şansı kalmadı.
Son hamlelerin başarısız olması durumunda Aziz Yıldırım dönemi kapanmış Fenerbahçe için yeni bir sayfanın açılması gerçekleşecek. Karar onanmaz veya CAS’dan beklenenin aksine Fenerbahçe lehine bir karar çıkar ise o zaman vay bu Türk Futbolu’nun haline diyerek oturup ağlamak gerekecek. Çünkü bu güne kadar yapılan yanlışlıklar ve futbola sürülen lekeler aklanmış ve bundan sonra da yapılmasında sakınca olmayan meşru bir duruma bürünecekler. Bir kez daha tekrarlamakta yarar var.
Çoğu kişi kırmızı ışıkta geçer ama herkes yakalanmaz. Yakalanan ceza almaz ise bundan sonra herkes kırmızı ışık ihlalinin ceza içermediği gerekçesi ile kural tanımaz ve kaos hat safhaya ulaşır.
Suç işlenmemesi veya suça teşvik edici unsurları ortadan kaldırmak en doğru yol olsa da, suçluların cezalandırılması da etkili bir suç önleme mekanizmasıdır