Fenerbahçe son üç yıldır yaşanan bütün olumsuzluklara ve bunların ısrarla bitmemesi için mücadele eden kendi yönetimi, TFF Yöneticileri ve siyasilere rağmen formasındaki amblemin onurlu duruşunu sahaya yansıtmaya devam ediyor.
Galatasaray lig şampiyonluğundan kopmuş olsada ülke sınırları dışında insanlarımızın gururu olma alışkanlığını sürdürmeyi kendine görev edinmiş bir yaklaşımla Pazar günü oynanan derbiden galip ayrılarak şampiyonlar ligine gitmeyi ve ezelli rakibi karşısında son yıllarda yaşadığı sıkıntıları aşma isteğini gösteren bir anlayışla şanlı mücadelesini sürdürdü. Bu dünya futbolu için en önemli derbi mücadelelerinden biri olan maçı tek taraflı seyirci kitlesi ile izleme mecburiyeti bir anlamda henüz hazımsızlığımızın göstergesi olsa da sanırım yeterli spor eğitimi almış yönetici, futbolcu ve taraftar kazanımımızın artmasına kadar bir süre daha katlanmak zorunda kalacağımız bir durum.
Böylesine bir maç sonrası yaşanan olayları değerlendiren sözde spor adamları ise maçtaki olayları olabilecek en kötü bir şekilde yorumlayarak kendilerini spor meleği oyuncuları ise karakteri eksik, spordan anlamayan sahaya kavga etmek için çıkmış birer anormal yaratık gibi göstermeleri hatta ve hatta eski dostum Ersun Yanal hocanın bile maç sonası ‘sahada futbol yoktu keşke futbol olsaydı da konuşsaydık’ yorumunu hayretler içerisinde dinledim. Öncelikle detaylara geçmeden önce tek cümle ile derbinin benim için mükemmel bir futbol ziyafeti olduğunu söylemek isterim. Maça hızlı başlayan ve rakibini sahasına hapsederek bu benim inimdir diyen bir Aslan vardı sahada. Bunu çok iyi bilen ve ani ataklarla ileride rüzgarın çocukları Emenike ve Sow ile rakibinin yumuşak karnı defansın göbeğinden onu avlayabileceğini bilen bir Fenerbahçe ve böyle iki devin savaşını idare etme cesaretine sahip hakem Bülent Yıldırım. Her iki takımda da sahanın göbeğinde maçı kazanacak renkleri belirleyecek iki cengaver Melo ve Emre Belozoğlu.
Her Galatasaraylı gibi benimde bizden çıkmış böyle bir değerin ezelli rakibimize gitmiş olmasından dolayı kızgınlığım tribündeki taraftar tarafından da sahaya Emre’ye karşı yapılan tezahüratlarla yansıyor. Emre ise belkide içinde halen geçirdiği güzel günlerin anısını sımsıcak yaşadığı bir kulübün ve seyircisinin bu tepkileri karşısında hırs ve kızkınlığının düşünebilme yeteneğini kısıtladığı bir ortamda mücadele etmeye çalışıyor. Karşısında ise sahada basmadık yer bırakmıyan giydiği formanın hakkını veren sahaya gelen ateşli taraftarının istediğini çok iyi bilen futbolun yalnız bir oyun değil şov olduğunu kavramış kızgın görünüşlü gladiator Melo. Kendi seyircisi önünde oynamanın verdiği avantaj ile pisikolojik savaşı kazanıyor ve görev olarak benimsediği rakibini ekarte etmenin zavkini taraftarı ile paylaşırken sportmenlik dışına çıkacak kadar hırsına yenik düçerek dil çıkarıp bir anda ekrandaki sözde spor meleklerinin hedef tahtası oluyor.
Ben Emre ile Melo’nun orta alanda karşılıklı takımlarda oynadıkları her maçı seyretmek için can atarım. Bu iki ustanın maçı nasıl tamamlayacakları o gün hangisinin daha üstün çıkacağını ve takımın galibiyete taşıyacağını görebilme adına. Volkan ve Muslere sahada her zaman işlerini iyi yapan iki kaleci ama Volkan kaptanlık pazubandı altında mutlaka olaylar içerisine karışmayı ve etrafı şenlendirmeyi iyi biliyor. Takımının hırslandıkça büyüdüğünü büyüdükçe de yıllarca bu derbilerden kafaları yukarıda çıkmış olmanın bilincinde bu işi iyi yapıyor. Eksik Fenerbahçe ikinci yarıda sahada rakibine kök söktürdü. Verilen onca sarı karta rağmen hakeme benden tam not.
Aldıkları onca sarı ve kırmızı karta rağmen oyunculara tam not. Galatsaray’da Dünya yıldızı Drogba’ya kendine yakışır bir şekilde olaylarda hep yatıştırıcı görevini üstlendiğinden benden tam not ve hakeme küçük bir dokunuş yaparak hata yapan ve o ana kadar hep ip üstünde gezen Melo’nun oyundan atılışına ve atılma sonrası verdiği tepkiye ve sahadan çıkış şekline tam not. Maçı maç yapan gol olayını mükemmel bir şekilde icra eden Snaıjder’e tam not. Galatasaray bu mücadeleyi kazandı ama esas olan şampiyonluksa Fenerbahçe halen bu senenin şimdilik kazanan tek takımı. Şampiyonlar ligi ve Kupa bir anlamda teselli ikramiyesi.