
Dostlar çocuk işçiler oldu bitti içimi acıtır… Nazım Hikmet’in roman tadındaki şiir kitabı Memleketimden İnsan Manzaraları, şu şiirle başlar:
“Merdivenlerdeki adam / -Galip Usta- / tuhaf şeyler düşünmekle / meşhurdur: / “Kâat helvası yesem her gün” diye düşündü / 5 yaşında. / “Mektebe gitsem” diye düşündü /
10 yaşında. “Babamın bıçakçı dükkânından / Akşam ezanından önce çıksam” diye düşündü / 11 yaşında. / “Sarı iskarpinlerim olsa / kızlar bana baksalar” diye düşündü /
15 yaşında. “Babam neden kapattı dükkânını?” / Ve fabrika benzemiyor babamın dükkânına” diye düşündü / 16 yaşında…”
Türkiye’de TÜİK’in 2020 “İstatistiklerle Çocuk” raporuna göre bile 15-17 yaş grubundaki çocukların çalıştırılma oranı yüzde 16,2 olmuş. Türkiye’de 15 yaş altı çocukların çalıştırılmaması Anayasal güvence altına alınmasına karşın çocuk emeğine her sektörde yaygın olarak rastlamak mümkün. Günümüzde ise özellikle Suriyeli göçmen çocuklarının çalıştırılması sıkça duyarlı basında yer alır oldu. Uzmanlara göre salgın ve artan yoksullaşma da çocuk işçi oranını giderek yükseltiyor.
Dünya genelinde çocuk işçiler seks ticareti ve fabrika işçiliğinin yanı sıra dilencilik, silahlı soygun, ev işlerinde hatta haşhaş-eroin trafiğinde de acımasızca kullanılıyor. Çağdaş kölelik sisteminde çocukların aileleri patronlara borçlandırılıyor. Minik emekçiler yetişkinlerin çalışma saatlerinden daha çok emek döküyorlar. “Çocuk işçiler” denilince belki aklınıza yoksul ülkelerin çocukları gelebilir, haklısınız ama sanayileşmiş kapitalist ülkeler de çocuk emeğini kullanmakta hiç de masum değil.
Örneğin İngiltere 18’inci yüzyılda sanayi devrimi sırasında yoğun olarak çocuk işçileri kullanmıştır. İngiltere kapitalizmi mazlum ülkeleri sömürmekle kalmamış kendi işçileri ve özellikle madenlerden fabrikalara uzanan pek çok alanda çalıştırdığı çocukları da iliklerine kadar sömürmüştür.
Çocuklara yetişkinlerin ücretinin % 10 ya da 20’sini veren İngiltere kapitalizminin vahşi sömürüsünü Charles Dickens’in romanlarından da okuyabilirsiniz. İngiltere’de 14 yaşının altındaki çocukların çalıştırılmasına yasak ise ancak 1933’te gelmiş. “Uluslararası Çalışma Örgütü-İLO’nun çocukları koruma konusundaki uluslararası anlaşmalarına imza atan İngiltere’de çocuklar korunuyor mu?” derseniz, kağıt üzerinde “evet” denilebilir. İngiltere’de çocuklar tiyatro, televizyon ve model alanında 13’ünde sonra yarım gün olarak çalışabiliyor.
16 yaşından sonra eğitim amaçlı işlerde, 18’inden sonra ise kayıtlı olarak iş yaşamına atılabiliyor. “İngiltere kendi çocuklarını koruyan yasalar çıkarmasına karşın, emek ucuz bölgelerden ithal ettiği ürünlerde çocuk emeği var mı?” diye sorarsanız ne yazık ki “var, yani dolaylı olarak sürdürüyor” diyeceğiz. Özellikle yüzde 29 oranında çocuk emeğini kullanan Afrika ve Uzak Doğu ülkelerindeki çocuk sömürüsü devam ediyor. İLO’ya göre 2013’te dünya çocuk nüfusunun yüzde 17’si olan 250 milyon çocuk emeği günümüzde 150 milyona düşse de hala kullanılıyor.
Independent’in 2018’deki bir haberine göre İngiltere’nin en büyük iki moda perakendecisi olan Topshop ve Primark’ın tedarik zincirlerinde 14 yaşındaki gençlerin çalışmasına izin veren politikaları bulunuyor. Arcadia ve Marks & Spencer’in taşaron fabrikalarında çalıştırdıkları işçilerin asgari yaşının Kolombiya ve Endonezya gibi ülkelerde okulu bırakma yaşı olan 15 dolayında.
Hani Londra’daki bu mağazalardan 15 sterline pantolon alıyor ve paçasını düzeltmek için de 15 sterlin ödüyorsunuz ya, işte o pantolonu pamuk tarlasından tekstil atölyesine uzanan serüveninde yer alan çocuk işçilerin hatırına bu kadar ucuza alabiliyorsunuz. İngiltere sadece üretim alanında değil vesayet savaşlarında da çocuk askerlere göz yummuş oluyor.
Nasıl mı? Afganistan’dan Afrika çöllerindeki bitip tükenmez savaşlarda çocuk askerler ellerinde boylarından büyük sanayileşmiş kapitalist ülkelerin silahlarıyla ölüme gönderiliyorlar. Çocuk emeğine karşı çıkıyoruz diyen İngiltere bu savaşların ya bir tarafında ya da (garip ama) iki tarafında… Nazım’ın şiiriyle haftaya buluşalım diyorum: “Çalıyorum kapınızı / teyze, amca, bir imza ver / Çocuklar öldürülmesin / şeker de yiyebilsinler.”
- Robinson, İşçi Partisi’ni etkiler mi ?
- Nereden çıktı bu veraset vergisi ?
- Türkiye’den, İngiltere’de emlak ve banka kredisi almak olası
- Singer dikiş makinesi tatilde
- 1 Eylül “Dünya Barış Günü” kutlu olsun
- Londra’da direnişin karnavalı Notting Hill başlıyooor
- “Bir de sütlü kahve söyle”
- Uçakta sıvı yasağının asıl amacı, “terör” korkusunu kamçılamak
- “İngiltere’de ırkçılık var mı ?” diye sordunuz
- Dr. Özkan Hıfzı’nın ardından…