İnsan, uyumlu ve sorunsuz görünen birini gördüğünde genellikle “Ne kadar huzurlu” diye düşünür. Ama gerçekten öyle midir? Sessizlik, huzurun mu, yoksa öğrenilmiş çaresizliğin mi işareti? Çocukluktan itibaren hepimize “fazla yer kaplama”, “sessiz ol”, “sorun çıkarma” gibi mesajlar verilmiştir. Zamanla, varlığını geri çekmeyi öğrenir insan. İçinde ne yaşarsa yaşasın, dışarıya yansıtmamak…
Fakat insan sadece uyum sağlamak için mi yaşar? Kendini ifade etmek, duyulmak, anlaşılmak da bir ihtiyaç değil midir? Sessizlik, gerçekten bir seçim mi, yoksa başkalarının onu dinlemeyeceğine olan inancın sonucu mu? İnsan, içindeki duygularını, düşüncelerini başkalarına göstermekten vazgeçer çünkü onlara ulaşamayacağını düşünür. Yavaşça, kendini geriye çekmeye başlar. Duygularını, kim olduğunu, ne hissettiğini saklamak daha kolay hale gelir.
Oysa gerçek huzur, sadece uyum içinde olmakla değil, kendini ifade edebilmekle de mümkündür. Kendini göstermediğin bir hayat, seni sadece yorar. Başkalarına duyduğun saygıyı, kendine de gösterebilmelisin. Kendini geri çekmek, bazen bir çözüm gibi görünse de, uzun vadede içsel huzuru bozar. Kendine saygı duymadan, gerçek anlamda yaşanmaz.
Website: www.melikebaris.com
Instagram: www.instagram.com/psikolog_melikebaris/
Sevgiyle kalın!
Melike Barış
- Terapi Sürecinde Neden Bazen Kötü Hissedilir?
- Ayıp Olmasın Diye Yaşamak
- Çocuklar Küçük Yetişkinler Değildir
- Bastırılan Duygular Kaybolur mu, Büyür mü?
- Duygular ve çocukların duygusal deneyimleri
- Nereden nereye geldiğine dön bir bak
- Kendini Korumak: Bencilce mi, Gereklilik mi?
- Çocukta Güvenin Temelleri
- Ebeveynlikte Sınırlar ve Özgürlük Dengesi
- Algılar ve Gerçeklik