Artık çok da yabancı olmadığımız süt bankalarının özellikle de Brezilya’daki yükselişini inceleyen National Geograpic’in yapmış olduğu araştırma ile yaygınlaştırılmasının ne kadar önemli olduğunu gösterdi bize.
ilk olarak Babillerden itibaren bilinerek Osmanlı’da dahi uygulanmaktaydı. Süt annelik teriminden evrilerek oluşturulan süt bankaları ise ilk kez Viyana’da E-coli bakterisini bulan Theodor Escherich tarafından kurulmuştu. Süt bankaları, yeterli sütü olmayan anneleri desteklerken, doğum sonrasında yeteri kadar beslenemeyen bebeklerin de hayatını destekliyor.
Dünyanın en büyük şüt bankalarından birine sahip olan Brezilya’nın, süt bankalarını günümüz şartlarına uyarlayarak yüksek maliyetlerini indirgeyip, daha çok teşvik ederek, 5 yaş altı bebek ölümlerinin %73 oranında azaltmayı başarmıştır. Şubat 2022’de başlayan ve devam eden mama kıtlığı, bebek sağlığını doğrudan etkilemeye başladığında hassas durumdaki yeni doğanlar için hastanelerden tedarik edilen sütler, anne sütü bağışına olan ilgiyi artırdı. Brezilya, 1980’lerden itibaren başlatılan ve emzirme konusunda teşviki ile eğitimi ve bağışı birleştirerek dünyanın önde gelen süt bankacılığını üstlendi.
Bugün, dünyadaki yaklaşık 750 anne sütü bankasının 228’ini Brezilya yönetiyor. Emzirme odaları ‘kanguru bakım odaları’ olarak adlandırılıyor. Bakım odalarında annenin bebeği ile zaman geçirebileceği bir alan, anne için yatak, çamaşırhane ve yemek hizmeti de bulunuyor. Ayrıca yeni annelerle bebeğin ilk temasından itibaren emzirme desteği ve eğitimi de verilmekte.
Bu odalar bebeğini kaybeden veya sütü fazla olan annelere de donör olma imkânı sunarak yetersiz beslenen bir çok bebeğe de yaşam şansı sunuyor, Hatta sistemli olarak o kadar iyi planlanmış ki donörlerin evlerine streil kavanozlar bırakılıp-toplanarak soğuk zincir kırılmadan pastörize edilip, asitlik ve kalori değerleri hesaplanarak etiketlenip saklanıyor. Böylece kilo alması gerek bir bebek kalorili süt ile beslenme fırsatı bulurken, kalsiyum miktarı düşük olan bir bebek de düşük asitli sütten faydalanabiliyor.
1986’da, o dönem araştırmacı olarak çalışan João Aprígio Guerra de Almeida’nın birimin başına getirilmesi ile köklü değişimler yapılarak yeni bir model kuruldu. Sütlerin bağış yoluyla toplanmasına başlandı, emzirme teşviki yapıldı. Bu daha çok anneyi programa katılmaya teşvik etti. Maliyetleri azaltmak için tıbbi steril cam kavanozlar yerine, yiyecekler için kullanılmış mayonez, reçel gibi kavanozların bağış yolu ile toplanıp, steril edilerek kullanmasına başlandı. Donörlerin evlerine dağıtımı için posta dağıtımcıları ve itfaiyelerden destek alındı. Yabancı ve pahalı pastörizasyon makineleri yerine uygun, yerli test cihazlarına geçildi.
Tüm bu yöntemlerle annelere destek olunurken bebeklerin de yaşama kalitesi iyileştirildi. Süt bankaları İngiltere’de 17 adet bulunmakta. Süt desteğine ihtiyaç duyan aileler, aile doktorları ile irtibata geçerek bebekleri için uygun donörden süt temini yapabiliyorlar.
Diğer yandan Donör olmak ya da sütlerini satmak isteyen anneler de ulusal donör bankaları ile irtibata geçebiliyor. Türkiye’de ise henüz aktif bir süt bankası yok, yapılması gündemde. Ancak binlerce bebeği ve aileyi kurtarması söz konusu iken caiz mi değil mi tartışmaları devam ediyor maalesef.
- Markerspace Projesi ile Sizde Hobinizi Geliştirin
- Enfield Belediyesinden Hane Halkı Destek Fonu
- Hackney Belediyesi’nden Yaz Etkinlikleri
- Islington’daki Yaz Aktiviteleri
- Yaşam Maliyetlerine Destek
- Hackney Money Hub
- Belediyeden Ailelere Destek
- Koruyucu Aile Programı
- Acıyı Yaşamak İçin Aynı Milletten Olmak Aynı İnancı Paylaşmak Gerekmez
- Deprem ve imar