Clapton Road üzerinde “Ümit&Son Cine Professionals” tabelalı dükkanın sol vitrininde 007 James Bond ve Alfred Hitchcock’un posterinin önüne gelişi güzel yerleştirilmiş eski film makaraları, projektörler sizi hayal dünyasına yolculuğa çağırıyor.
Dükkanda birbirinin üzerine istiflenmiş çinko film kutuları, projektör makineleri, film posterleri, film materyalları pazar yeri zenginliğinde. Tozlarıyla size hapşırtan sinemaya dair yüzlerce ürün koridoru da işgal ederek müşterilere yalnızca saygı duruşu alanı bırakmış. Sol yanda video, kaset, ham film hatta plakların ardındaki tezgahta bez çantada karikatürü çizili Ümit Mesut’a “Kolay gelsin” diyoruz. Duvardaki Michael Caine ve “Çirkin Kral” size göz kırpıyor. Kıbrıslı aksanıyla “Hoşgeldiniz” diyen Ümit Usta, İngiliz müşterisine asırlık projektörüne kablo bulduğunu müjdeliyor. Makaradaki asırlık filmlerin yine ışıkla kavuşma şansı, müşteriye tarifisiz bir mutluluk veriyor. Birazdan da bir başka müşteri arşivindeki eksik videoları bulma sevincini yaşacacak. “Ümit & Son Cine Professionals” Londra’da soyu tükenen sinema üzerine uzman bir dükkan… Burada emektar projektörler ikinci hayatlarına kavuşuyor. Ümit Mesut da kendi deyimiyle bir “sinema sevdalısı…” Babasının adını soyad olarak taşıyan Ümit Mesut’un serüveni 1958’de Kıbrıs Lefke’de başlamış. Sinema sevgisini sinemacı dedesinden almış. 1960’ların ortalarında ailecek Londralı olmuşlar.
İlk işi hafta sonları Hackney’deki Rio Cinema’da “makinist”likmiş. 1970’lerde Clissold Park İlkokulu’na giderken bir yıl sinema okumuş. Okulda sinema tekniğini öğretmişler. Hatta okul sinemasında 16 mm’lik film bile çekmişler. Küçük Ümit, o yıllarda Kıbrıslı Mustafa Hasan’ın Rio’da geceyarısı düzenlediği Türk filmleri gösterimini de hiç kaçırmamış. Üstelik “Mustafa Abi”sine gönüllü teknik yardımda bile bulunmuş. Usta o yılları, “Almanya’dan getirilen Türk filmleri önce Rio’da gösterilirdi. Sonra Clapton Pound ve Elephand&Castle’daki sinemaları dolaşırdı. Rio’da en son film 1981’de Ferdi Tayfur’un ‘Huzurum Kalmadı’ oldu” diye anlatıyor. Rio deyip geçmemeli… Rio’nun bir diğer önemi de ilk Türk Film Festivali ile Kürt Film Festivali’ne ev sahipliği yapması…
Şükürler olsun ki Rio, bilardo salonu değil hâlâ sinema… Ümit Usta, toplumun sinemada sosyalleşmesini videoların çıkmasına bağlıyor. Rio’dan sonra 4 yıl marketçilik yapmış. Sonra da “35 Lower Clapton Road London E5 0NS” adresinde misafiri olduğumuz mekanı video ve mini bakkal olarak açmış. Ümit Usta, 90’ların sonunda da çanak antenli Türkçe televizyon dönemi başlayınca videoculuğu, sinema ile ilgili her şeyin yer aldığı mekana çevirmiş. Sinema sevdalısı “Kamera çekim, ışık, animasyon, montaj, renklendirme, film yıkaması ve kamera, film oynatıcısı projektör makineleri tamiri gibi sinemayla aklınıza gelen her şey burada” diyor ve ekliyor, “Biz yapamadığımızda yaptırtıyoruz. Müşterilerimizin çoğu da endüstriden. Halen video satışını sürdürüyoruz. Galiba Londra’da bizim gibi uzman bir dükkan da kalmadı…
Halen bit pazarı, fuar ve pazarlarda sinemayla ilgili olan her şeyi toplamayı sürdürüyorum. Raflarda 100 yaşını geçmiş film projektörleri bile var…” Dijital sinema döneminin sektörü her yönüyle ucuzlattığını öne süren Ümit Usta, 35 mm’lik filmlerle sinemacılığın daha kaliteli olduğunu belirtiyor. Yaptığı işin günümüzde pek kazançlı olmasa da işin içinde aşk olduğunu vurgulayan Usta, hayal dünyasına filmlerde rol alarak da katıldığını fakat (ilk gençlik yılları sayılmazsa) hiç film çekmediğini sözlerine ekliyor. Kendisiyle pek çok kez söyleşi yapıldığını belirten Ümit Usta, “Time Out, Independent, Hackney Gazette, Hürriyet bunlardan bazıları. Vedide Kaymak ve Hakan Demiralay’ın 2006’da çektiği ‘Fragments from the Past’ belgeselinde de yer aldım. Melih Kançelik 2008’de benimle ilgili Sugar & Spices All Things Movies başlıklı bir belgesel çekti. Liam Saint Pierre tarafından çok ödül kazanan Way of the DoDo başlıklı bir belgesel (https:// vimeo.com/80799875) yapıldı” diye devam ediyor.
Sorumuz üzerine Ümit Usta, “Toplumdaki en büyük sinemacı Mustafa Hasandı… Ercüment Plakevi ve Ramadan Güney’in Müzik Dünyası plakçılıkla başlayıp ilk video getirenlerdi… Video 2000, Raif Video, Vizon Video ve Bahar Video da tanınmış videocular arasındaydı” diyor.
- ‘Universal Credit’ dedikleri ?
- 2 Mayıs’taki oyum
- Oxford Street’de Urfa’daki işçileri desteklemenin erdemi
- Namık Kemal’in Londra’daki izi
- İngiltere’de emekli maaşı 50 paket sigara karşılığında
- İki ülkede belediyecilik karşılaştırması (II)
- İki ülkede belediyecilik karşılaştırması (I)
- İngiltere laikliği sağlamlaştırıyor
- Emekli WASPI kadınlarının zaferi…
- İngiltere’nin simgesi Minilerin tasarımcısı: İzmirli Alec