Aldığım eğitimler ve mesleğim gereği kuaförler dünyasıyla neredeyse yirmi yıldır içiçeyim. Sadece kuaförlük ve makyaj konularında iki ayrı akademi bitirmiş ve bu alanlarda uzun yıllar çalışmış biri olarak, işverenleri yönetim açısından, mekanları işlevsellik ve görsel açıdan, personeli ise hizmet açısından gözlemliyorum.
Bu kapsamda mahalle kuaförlerinden, sosyetik kuaförlere, TV dünyasından görsel showlara kadar her ortamdaki hizmetleri, dünyanın iki büyük şehri olan İstanbul ve Londra’da yakından inceleme şansına sahip olan
biri olarak, bu sektörde müşteri ve işveren memnuniyeti açısından çok fazla problem olduğuna tanık oldum. Hem Londra’da hem de İstanbul’da bu mesleği laikiyle yapan ve hem kendini hem de personelini dünyada ki yeniliklere uyum sağlaması için geliştiren birçok işletme olmasına rağmen, onlarca işletmeninde ne yazık ki, yerinde saydığına şahit oldum. Özellikle Londra da bizim topluma ait kuaför işletmeleri beni hayal kırıklığınına uğrattı diyebilirim. Bu gözlemleri yapabilmek için neredeyse Londra’da ki bizim toplumumuza ait bir çok kuaför işletmelerine saçlarımı emanet ettim. Bazen saçlarım yandı, bazen hiç istemediğim renklerle sonuçlandı, çoğu zamanda hatalı kesimlerle mutsuz müşteri olarak geri döndüm.
‘Dost acı söyler’ sözünden yola çıkarak şunu söylemek istiyorum Londra da bizim topluma ait işletmelerin ‘Reform’ denilecek düzeyde değişime ve eğitime ihtiyacı var.
Kuaförlüğü ve bu alandaki diğer hizmetleri sadece bir meslek olarak görmemek gerekir, insanların üzüntülü ve mutlu anlarına dokunan, psikolojilerini etkileyen, aynı zamanda sanatı içerisinde barındıran nadir mesleklerdendir. Bu alandaki hizmetler sadece ticari amaç taşımamalıdır. Hizmet verilirken insanların psikolojisi, maddiyatı, statü kaygıları dikkate alınmalı ve çağın sunmuş olduğu yenilikler takip edilerek hizmet verilmelidir.
Güzellik sektöründe önemli bir yere sahip olan kuaförlük mesleğinin toplumumuz açısından hakettiği yere gelebilmesi için hem işletme sahibinin, hem çalışanların hem de müşterinin bu alanda bilmesi gereken çok fazla konu var.
Burada bazı önemli konuları sizlere aktarmak istiyorum.
– İşletmenizi hizmetiyle, personeliyle, dekoruyla, malzemesiyle ve üniformasıyla bütünleştirip ‘kurumsal’ kimlik kazandırın. Amatör görünümde kalmayın.
-İşletmenizi merkezi konumda seçin.
– İşlerin düzenli yürümesi için iş paylaşımı yapın ve genel koordinasyondan sorumlu bir maneger edinin.
– Personelinizi enerjisi yüksek, pozitif tarzı olan ve eğitimli kişiler arasından seçin.
– Dünyada ki değişimleri takip edin.
-Kendinize ve personelinize dönemsel aralıklarda eğitim programları sağlayın.
– Kendinizi sadece yöresel topluma hizmet verecek düzeyde değil, global topluma hizmet verecek düzeyde eğitin.
-Güzellik sektörü aynı zamanda rehabilitasyon merkezleridir. Bir çok insan bu mekanlara mutlu olmak ve rahatlamak için gelir. Bu nedenle kullanılan dekor ve malzemelerin en az verilen hizmetler kadar etkisi büyüktür. Bu mekanlarda kesinlikle ve kesinlikle rahatlatıcı soft renkler kullanılmalıdır. Koyu karamsar renklerden uzak durulmalı, temiz görüntü verme hissiyle sadece beyaz kullanılmamalı (sadece beyaz yorgunluk yaratır), bitkilerle ve rahatlatıcı renklerle desteklenmelidir.
– Ayna kullanımına çok dikkat edilmeli, geniş ortam görüntüsü sağlamak için bütün mekanda çok fazla ayna kullanılması negatif enerjiye ve yorgunluğa neden olur.
– Bu sektörde çok büyük önem arz eden ışıklandırma sistemi özenle seçilmeli yanlış tercih yapılması durumunda ayna kullanımında olduğu gibi negatif enerji, yorgunluk, rahatsız edici başağrıları, yetersiz kullanılması durumunda ise verilen hizmetlerde başarısızlığa neden olur.
-Bu sektördeki yanlışlardan bir taneside yüksek sesli rahatsız edici müzik çalınması. Fön makine seslerinden çıkan gürültüye birde yüksek sesli müzik eklenmesi son derece rahatsız edici ortamlar olmasına neden oluyor. Oysaki güzellik merkezleri rahatlatıcı mekanlar olamlı.
-Müşterilerinizin tamamını önemseyin, kişilere hizmet açısından ayrım yapmayın.
– Hizmetinize başlamadan önce müşterinizi tanıyın; Öncelikle müşterinizin ne istediğini anlamak için onu dinleyin. Müşterinize yüz ve saç analizi yapın ve bunu müşterinize anlatın. Olabilecekler ve olamayacaklar konusunda müşterinizi ikna edin, daha sonra yapılacak işleme birlikte karar verin.
– Randevulu çalışma sistemi uygulayın, onları bekletmeyin.
-Uzun işlemler arasında müşterinin zaman geçirebilmesi için bekleme alanı düzenleyin ve onlara çay kahve gibi küçük ikramlarda bulunun.
– Cilt renk analizi yapmadan müşterinize makyaj yapmayın.
-Müşterinize psikolojik ve görsel açıdan yukarı çekecek modeller uygulayın. Onu aşağı çekmeyin.
– Saç kesiminde ve boyasında yüz ve kafa yapısı analizi yapın, saç kesimiyle kafa yapısını oval şekle yaklaştırmaya çalışın ve boya yaparken öne çıkarmak istediğiniz yerlere açık renk, arka planda tutmak istediğiniz yerlere ise koyu renk kullanın.
– Yüz hatlarının iki yarısı eşit değildir. Bir tarafın görsel enerjisi diğer taraftan daha üstündür. Kesim ve makyaj yaparken enerjisi fazla olan yüz bölümü öne çıkarılmalıdır.
– Müşterilerinizi bulunacakları ortamlara göre hazırlayın. Bu çalışmalarınızı her zaman doğallığı kaybetmeden yapın. Cilt ten renklerini önemseyin ve en fazla iki ton açık veya koyu renk uygulayın. (Örneğin, kara kaş kara göz bir insanı sarışın yapmaya çalışmayın.) Bu konuda fazla bilginiz ya da öngürünüz yoksa kişilerin göz bebeklerini oluşturan renkler o kişiler için olması gereken renklerdir bu küçük bilgiden yararlanın.
- Stil sahibi bir şehir (Rochester)
- Zamanın ötesinde bir lider ‘Gazi Mustafa Kemal Atatürk’
- Sibel Tüzün ile Moda
- Sibel Tüzün Londra’da ses eğitimleri veriyor
- Yaz Mevsiminde Saç Bakımının Püf Noktaları
- 2021 Mayo Trendleri
- Güneşli Günler
- Ayakkabı modaya değil ayak sağlığına uygun olmalıdır
- Kıvırcık saçlar
- Saçın Yapısı