Olimpiyatları benim için tartışmasız dünyanın en güzel şehri İstanbul’da düzenlemek için yola çıkarken elimizden gelen herşeyi ülke olarak yapmakta olduğumuzu görmekteyim. Ben de sayın Spor Bakanımız Suat Kılıç’ın hediye ettiği anahtarlığı tam 18 aydır gururla sallayarak Olimpiyatların İstanbul’da olmasının hayalini kuruyorum. Ancak bir taraftan böyle dünya genelinde ülkemizi renklendirecek bir girişim için uğraşırken diğer taraftan ise güzllikleri engellemek için de gayret gösterenlere prim verilmesi beni üzdükçe üzüyor.
Kadın sporcularımızın son zamanlardaki başarıları ile gurur duyarken diğer taraftan hükümet destekli bazı çevrelerin kendi değimleri ile Bayan sporcuların bazı spor dallarını yapmalarının mübah olmadığı ulu orta büyük bir marifetmiş gibi söylevlere dönüştüğünü görmekteyiz.Türkiye’nin çağdaş medeniyetler seviyesinden geriye çekilmeye çalışılmasına göz yummak bu arada da göstermelik bazı olayları gerçekleştirerek esas hedef gözden kaçırılmaya çalışılıyorsa bu konuda sanırım bizlerin de daha duyarlı olmamız gereken bir döneme girmesi gerektiğinin habercisidir. Kadınlarımıza yönelik kısıtlamalar gün geçtikçe artmakta, İran görünümlü birTürkiye’ye doğru ilerlemek isteyen bir kesim uygun ortam bulmaktan dolayı sürekli gerek basın gerekse televizyon aracılığı ile yayınlar yapmaktadır. Hükümetlerin görevi ülke düzenini korumak ve ne askeri rejimlerin nedesivil görünümlü diktatörlüklerin ve baskıcı rejimlerin ülkeyi idare eder duruma geçmesini önlemek olduğundan sanırım hepimize düşen görev demokratk rejim içerisinde tüm renklere yer veren bir ortam yaratmak kişilerin özgürlüğünü kendi düşüncemiz çerçevesinde kısıtlayarak ideolojik bir yaklaşım içerisinde başkalarına gardiyanlık yapma isteğinden uzak kalmak olmalıdır. Olimpiyatlar İstanbula renk katacaktır