Büyük projeler, toplumsal işler, organize girişimler emek ister ve zaman ister her şeyden önemlisi de sabır ister. Toplumsal çalışmalar içinde gerçek anlamıyla bulunmamış, çapsız insanlar, ‘az olsun benim olsun’ özlü sözünde ifadesini bulduğu gibi sadece kendileri için çalışırlar.
Herkesin yarış içinde bulunduğu kapitalist dünya, belki hayat standartlarını artırıyor fakat bencillik ve yalnızlık duyguları nedeniyle de insanları içten içe çürütüyor.
Köyden büyük şehire gelmiş insanların kendi aralarındaki yarış inanılmazdır. ‘O başardı ben yapamadım’ kıskançlığı, en yakınlardan başlamak üzere halka halka yayılır gider. Geride kalmak istemeyen insanlar büyük bir hırsla saldırırlar. Özellikle iş yaşamında çok örneğini gördüğümüz bu davranış bir çok insanı başarıya taşımıştır. Sadece hırs ve öfkeyle çıkılan yolun her zaman başarı getirmediği de aşikardır. Bu yazıda kışkançlık ve ekonomik yarıştan öte ‘toplumsal çapsızlık ve kıskançlık’ üzerinde durmak istiyorum.
Onlarca ayrı dilin konuşulduğu, dünyanın dört bir yanından farklı toplumların bir arada yaşadığı nüfusunun neredeyse yarısı göçmenlerden oluşan ve benzeri olmayan bir şehirde yaşıyoruz. Aynı dili konuşan Türkler, Kürtler ve Kıbrıslı Türkler olarak, farklılıklarımız olsa da ortaklıklarımız daha fazla. Bu guruba Bulgaristanlı Türkleri’de katmak gerek. 1980’li yıllarda Türkiyeliler’in Kıbrıslı Türklerden gördüğü desteği şimdilerde Bulgaristanlı Türkler, Türkiyeliler’den görüyor. Barınacak ev ve kolay yoldan iş buluyorlar. Zamanla onlarda fırsatlar ülkesi olan Birleşik Krallık’ta kendi yollarını bulacaklar. Dört ayağı bulunan ve sayıları yüzbinlerle ifade edilen toplum, özellikle Londra’nın belli bölgelerinde nüfus ve ekonomik etkinlik olarak bir güç olmaya başladılar. Bir yandan yöre ve köy dernekleriyle öze dönüş yaşanırken, diğer yandan da eğitimli ve meslekli çocuklar sayesinde başka ufuklara yelkenler açılıyor.
Özellikle son seçimlerde Londra genelinde çeşitli partilerden politikaya ilgi duyulması, bu gelişmenin bir sonucu. Bir parti ya da örgütlenme içinde bulunmuş olanlar bilir, partilerin kuralları vardır, onları benimseyen herkes partiye katılır tüzük, kural ve gelenekler çerçevesinde aynı amaç için çalışma yürütülür. Orada da iç yarışlar mutlaka yaşanır fakat güçlü parti gelenekleri iç yarışları kolay aşıp, yollarına devam ederler.
Son yerel seçimlerde iyi bir gelişme yaşandı. Özellikle Türkiyelilerin büyük bir kısmı son yıllarda oy sistemine kaydoldular ve oy kullanmak içinde ülke ortalamasının çok üstünde sandığa gidiyorlar. Her şeyin kayıtlı olduğu İngiltere’de buda kayıt altında şüphesiz, bazı bölgelerde Türkçe konuşanların seçimlerin kaderini belirledikleri sır değil. Bununla beraber hiç bir kişi ve toplum siyasal partilerden daha büyük değildir.
Bir parti içinde ve diğer toplumlarla barış içinde elde edilecek başarı, güzel ve kalıcı olur. Uzun yılların çalışması sonucu değişik bölgede çok sayıda Belediye Meclis Üyesi çıkarttık.
Bunlardan bazıları Lider, Lider Yardımcısı, Kabine Üyesi ve Mayor oldu. Bu büyük gelişmeyi kıskanmak değil alkışlamak gerek. On binler sandığa oy kullanmaya giderken ‘welcome’ diyenler, on kişi aday olunca sorun çıkartabiliyor.
Dışardan gelen kıskançık ve engellemeler belki bir yere kadar anlaşılır. Fakat toplum içinden gelenler tamamen ‘darlıktan’ kaynaklanır. “Her ağacın kurdu özünden olur” diye çok manidar bir ata sözümüz vardır. İçinde yaşadığımız topluma daha fazla entegre olmak gerek. Bunun içinde politika dahil her alanda sorumluluk almak gerekli ve zorunludur.
- İşçi Partili adayların kazanma şansı yüksek…
- Irkçılık Farklı Şekillerde Ortaya Çıkan Bir Hastalıktır
- Sokağa çıkma yasağını kaldırmanın yol haritası
- İngiltere, Türkiye arasında seyahat yasak değil ama çok zor
- Kripto Para Piyasasında Neler Oluyor?
- Sokağa Çöp Atmak Alışkanlık Haline Geldi
- 6 Mayıs 2021 UK Seçimlerinde Herkes Galip!
- 6 Mayıs 2021 Seçimleri
- İlk Defa Ev Alacaklara Kolaylıklar!
- İngiltere ‘açılımında’ yeni yol haritası