
Yurtdışında yıllarınızı geçirince hasret gittiğiniz şeyler tam da şuranıza gelir oturur, yutkunamazsınız. Eskiden Türk çayından tutun da radyoda havalanan türküye hasret giderdik. Dünya küçüldü. Saçlarını yurtdışında ağartanlar o tür şeylere hasret gitmiyorlar artık. Etnik yiyecekleri evinize 10 dakika uzaklıktaki bakkal ya da süpermarketlerde bulursunuz. Bulamasanız ne olacak ki? Cep telefonunuzdan istediğiniz türküyü havalandırırsınız…. Havalanmasa ne olacak ki? Bugünlerde benim usuma “babaevi” takıldı. Babaevi. Babaevini yerinde bulamazsanız işte o zaman siz artık eksiksiniz. Sizden kocaman bir parça bir daha gelmemek üzere yitip gitmiş demek ki…
Anadolu, Anayasa, anakara’nın yanı sıra babayiğit, babacan, baba dostu, dert babası, para babası, devlet baba, baba yadigarı ve babaevi gibi kelimeler koskoca bir konuyu bir kelimeye sığdırıverir. Göçmenlik “gidip de dönememek, dönüp de sevdiklerinizi bulamamak” serüvenidir. Araya yıllar girince, hele bir ağaç misali geldiğiniz ülkede kökleşmeye başlayınca bencileyin naftalinsiz anılarınızla öylece kalıveriyorsunuz başbaşa. Sizi siz yapan anılarınızı, babaevinizi çocuklarınıza anlatsanız, belki kulak ucuyla dinlerler ama sizi anlayabilirler mi? “Zor!” derim be usta, “Çok zor…”
Benim çocukluğum Akşehir’in ahşap cumbalı evlerinin arasında Arnavut kaldırımlı sokaklarda geçti. Okul dışındaki zamanımızın çoğunda sokaktaydık. Sokakta oynar, sokakta acıkır, sokakta peynir ekmek yerdik. Mahallede herkes herkesi tanır ve severdi.
Akşehir’de çocuk yüreğimle “babaevi”ne o yıllarda tanık oldum işte. Babaevinin kapısı çocuklarına her daim açıktır. Evlenip giden ya da yuvadan uçan çocukların istediklerinde kendi çocuklarıyla hatta eşleriyle sorgusuz sualsiz döndükleri evdir babaevi. Üstelik dışarıda suçlu olsanız bile babaevinde her daim masumsunuzdur. Hani Mevlana’ya atfedilen şiirde olduğu gibi; “İster kafir, ister mecusi, ister puta tapan ol, yine gel / Bizim dergâhımız, ümitsizlik dergâhı değildir / Yüz kere tövbeni bozmuş olsan da, yine gel…” O misal işte usta…
Hani kuşaklar arası çatışma olsa da babaevinde kol kırılır yen içinde kalır, komşular bilmezdi. Babaevinden uçtuysanız; anne, baba, kardeşler ile Karabaş ile Tekir kediden öte aynaya takılı siyah beyaz fotoğraflar da sizi hasretle beklerdi. Babaevi paranın pulun sorgulanmadığı, ocaktaki aşın paylaşıldığı gerçek bir sığınaktır… Babaevi’nde büyükler küçüklere asla küsmez, küçükler de saygıda kusur etmezdi. Babaevindeki ocağın her şeye rağmen tütmesi önemliydi. Gün gelir o kadim ev; babasız, annesiz kalsa da geridekiler o geleneği sürdürürdü…
Ahhh… Bir tarih evvelinden de farkındaydım babaevimizin beni ben yapan bir yuva olduğunu. Hasretim ve umudumun kaynağı, sabahlayan sohbetlerimizin mekanı, iç sıkıntımı ve kederimi gömdüğüm velhasıl kaderimi çizdiğim çatı, omzuna başımı dayadığım anacazım ve efe babamın sıcacık yuvası olduğunu…
Bu yazıyı kaleme alırken şimdi 20’sindeki yuvadan uçmuş ikiz kızlarımın babalarının evinin sıradan bir konut değil “babaevi” olduğunu anlatmak da istedim. Umarım bu yazı sizin de çocuklarınıza anlatmak istediklerinize tercüman olur.
İşte böyle be usta! Hasan Hüseyin Korkmazgil misali; “Ekmeği bol eyledik / acıyı bal eyledik / sıratı yol eyledik / geldik bugüne…” Dönüp dolaşıp gideceğiniz bir şehriniz, o şehirde bir babaeviniz yoksa siz de benim gibi eksiksiniz demek ki… Cevat Çapan çeviriyle Çağdaş Yunan şiirinin en önemli ismi Konstantinos Kavafis’in çok sevdiğim “Şehir” şiirininin son mısralarını sizlerle paylaşıyorum:
ŞEHİR
Yeni bir ülke bulamazsın, başka bir deniz bulamazsın / Bu şehir arkandan gelecektir.
Sen gene aynı sokaklarda dolaşacaksın / aynı mahallede kocayacaksın / aynı evlerde kır düşecek saçlarına.
Dönüp dolaşıp bu şehre geleceksin sonunda.
Başka bir şey umma- / Ömrünü nasıl tükettiysen burada, bu köşecikte / öyle tükettin demektir bütün yeryüzünü de.
- Londra’da iz bırakan festival 36 yaşında
- “Yuvaya Dönüş Çağrısı” gerçekçi mi ?
- Türk okulları 60, Ali Rıza Değirmencioğlu Türk Okulu 40 yaşında
- Bizim toplumda sinema…
- Birleşik Krallık’taki Türk hamamları…
- Başlıyooor! Toplum festivalleri başlıyor…
- Eyvah! İngiltere, AB ve ABD ile yeniden kanka…
- Uçak biletleri yine uçacak…
- İngiltere’deki lale festivallerinde neden yokuz ki?
- İngiltere’deki çocuklara yönelik biri iyi iki haber