Çocuklarımız en değerli varlıklarımız, onların iyi yetişmeleri için elimizden geleni yapıyor hiç bir masraftan kaçınmıyoruz. Okulda yeterli olmadıkları dersler için özel hocalar tutuyor ve özel kurslara gönderiyoruz.
Okul dışındaki zamanlarında yeni diller, sanat becerileri ve spor aktiviteleri konusunda çeşitli kurslara göndererek onların iyi yetişmesini sağlıyoruz. En pahalı oyuncakları, en pahalı elbiseleri alıyoruz, hiç bir isteklerini geri çevirmemeye çalışıyoruz. Ehliyet aldığında, bütçemizi zorlamak kaydıyla alabildiğimiz en pahalı arabayı seçiyoruz. Kısacası onlar için ‘saçımızı süpürge yapıyor’, maddi manevi hiç bir fedakarlıktan çekinmiyoruz. Peki tüm bunlar çocuklarımızın başarılı bireyler olarak yetişmesi, en önemliside ‘İYİ İNSAN’ olmaları için yeterli mi?
Çocukların yüksek not almaları, sınavlarda üstün başarı göstermeleri, en iyi okullara gitmeleri hiç süphesiz önemli fakat her şey değil. Başka insanlara ve doğaya saygılı, paylaşmayı bilen, yardımsever, barışçıl, kendi ile barışık, iyi bir insan yetiştirmek, daha anlamlı ve gelecek için daha yararlı olacaktır.
Dünyada ‘kendini bilmek’ gibi bir erdem yoktur. İnsanların hayattaki en önemli sermayesi olan ‘özgüven’ üzerinde biraz durmak istiyorum. ‘Kendimiz ve ideal benliğimiz arasındaki mesafeyi nasıl algıladığımız ve bunun hakkında ne hissettiğimiz ile ilgili bir yapı’ olarak tanımlanan özgüven büyük, küçük her insan için çok önemli. Çocuklukta doğru temellere oturtulan, saygı ve kendine güven olayı, olumlu yada olumsuz tüm hayat boyu taşınır. Kendimizi sevmek, çevre ile barışık olmak mutlu birey olmanın en temel kurallarındandır. Özgüven aşılamak ve karekterli insanlar yetiştirmek için bebeğin doğduğu günden başlayan uzun bir sürece ihtiyaç var, tüm canlılar içinde yetiştirilmesi en uzun süren tür “insanoğlu”dur. Hiç bir eğitim vermezseniz dahi kendini koruması, yiyeceklerini sağlaması için en az on- on beş yıl emek vermek gerekir.
İskelet sitemi gibi insanın ayakta sağlam durmasını sağlayan ikinci önemli faktör de özgüven ve sağlam karekterdir. Anne-babanın ve yakınlarının bebeği gördüklerindeki yüz şekilleri, ses tonları bile bebeğin özgüvenini gelişimini etkiliyor. Özgüven eksikliği, sosyal hayatta ve her türlü iletişimde bireyin ciddi sorunlar yaşamasına neden olabilir. Öğrencilerin okul hayatlarında başarısızlıklarına, yetişkinlerin iş yaşamlarında ve evliliklerinde mutsuzluklarının en önemli nedenidir. İlişki kurmakta ve kurulan ilişkiyi yürütmede zorluk yaşayabilirler. Aşırı alıngan olabilirler; başkalarının her hareketinin altında gizli bir sebep arayabilirler.
Özgüven kazanmada en etkili yol, çeşitli ve farklı deneyimler yaşamaktır. Örneğin, yalnız sanatı değil sporu da denemek; sporda yalnız futbolu değil, başka sporları da denemek gibi. Örneğin, sadece futbol oynayan ve bunu çok iyi beceremeyen bir çocuk, ‘ben spor yapamıyorum’ diye yanlış bir sonuca varabilir. Masa tenisini de deneseydi, belkide bu branşta çok iyi olacaktı. Bu nedenlerden dolayı, çocuklarımıza kendilerini anlamaları için çok çeşitli dallarda fazlaca deneyim sahibi olmaları için fırsatlar tanınmalı.
Çocuklar söylediklerinizden çok yaptıklarınızı örnek alır. Anne-babaların sıkı çalıştığına, başkalarına nazik olduğuna, kendi rolleri ile ilgili sorumluluklarını yerine getirdiğini gözlemlerse, kendi davranışları da benzer şekilde gelişecektir. Ebeveyinlerin diğer insanlara karşı özenli olması, alışverişte kasiyerlere, yemek yenilen bir ortamda servis elemanlarına, şoförlere uygun tavırlar göstermesi, onlar için iyi rol model olacaktır. Çocuklar ailelerinin kendilerinden bir şeyler yapmasını istemelerinden hoşlanırlar. İstenen şeyi yaptıklarında ise kendilerini iyi, başarılı ve gururlu hissederler. Ebeveyinler çocuklarının karakterlerine, becerilerine, eğilimlerine yakışan, uygulanabilir standartlar belirlemeli ki çocuk bunlara zorlanmadan uyabilsin. Uygun davranışta bulunmaları için onları teşvik etmeli; bu davranışı gösterdiğinde de onları taktir etmeli ve sevgi göstermelidirler. Sıkı disiplin değil, açık ve sınırları kesin olan kurallar hayatın önemli bir parçasıdır, bir şekilde bunlarla başa çıkmayı öğrenmeleri gerekir. Çocuklar, öncelikle kendilerinin ne hissettiklerini ve başka çocukların neler hissettiklerini pek anlayamazlar, ne hissettiklerini anlamalarına ailelerinin yardımcı olması gerekir. Çocuklar kendi yaşantılarına eşlik eden duygularını anladığında, başkalarını da anlamaya başlarlar, en çok yapılan yanlış, onları koruma amaçlı her hareketlerini bilip kontrol altına almakdır.
İyi yetiştirilen bir çocuk en büyük sermaya, toplum ve aile için en büyük kazanımdır. Bu nedenle ince ve hassas bir konu olan eğitimi konusunda çocuklarımızla daha çok vakit geçirmek ve gerekiyorsa profesyonellerden yardım almak özlediğimiz istediğimiz nesillerin yetişmesi için yerinde bir davranış olacaktır.
- İşçi Partili adayların kazanma şansı yüksek…
- Irkçılık Farklı Şekillerde Ortaya Çıkan Bir Hastalıktır
- Sokağa çıkma yasağını kaldırmanın yol haritası
- İngiltere, Türkiye arasında seyahat yasak değil ama çok zor
- Kripto Para Piyasasında Neler Oluyor?
- Sokağa Çöp Atmak Alışkanlık Haline Geldi
- 6 Mayıs 2021 UK Seçimlerinde Herkes Galip!
- 6 Mayıs 2021 Seçimleri
- İlk Defa Ev Alacaklara Kolaylıklar!
- İngiltere ‘açılımında’ yeni yol haritası