2016 yılındaki referandum gerçekleşmeden bir süre önce Brexit’in olacağını biliyordum. Ayrıca, Trump’ın ABD Başkanı olacağını da seçimlerden önce biliyordum. Nasıl mı? Çünkü, basın yorumcularının ve genel olarak medyanın bu konularda hiçbir fikri olmadığını anlayınca başka yerlere baktım. Bahis acenteleri ve online bahis şirketlerinin verdiği oranlara baktım.
Bahis şirketleri taraf tutmaz. Oranları belirlerler ve para akışıyla birlikte bunları değiştirirler. Böylelikle, insanların nasıl bahis yaptığına bağlı olarak iyi kazanç elde ederler. İnsanlar da iş kendi paralarıyla bahis yapmaya gelince yalan söylemez. Yani, Trump’ın oranları düştükçe ve Clinton’ın oranları arttıkça, oranlara bakma zahmetinde bulunan herkes için olası sonuç netleşti. Aynı durum Brexit için de geçerli.
Brexit’in doğru karar olduğunu düşünüyordum ve hala da öyle düşünüyorum. Hayır, ben yabancı düşmanı, göçmen karşıtı ve ekonomi konusunda hiçbir fikri olmayan çılgın biri değilim (ben de bir göçmenim). Buna rağmen, korona nedeniyle oluşan ekonomik fırtınadan çok daha önce bile karar basitti. Alphonso ve Louigi adında, çok iyi iki adamla tanıştığınızı hayal edin. Çok iyi ve sevecen kişiler. Onlarla vakit geçirmek, yemeğe gitmek, gezmek ve tatil yapmak harika. Sonrasındaysa bir iş ortaklığı kurmayı düşünüyorsunuz.
Finansal olarak birleşeceksiniz ve birlikte çok para kazanmayı umuyorsunuz. Ancak, bunun yanında birbirinizin gelecekteki gelir ihtiyaçlarından ve borçlarından da sorumlu olacaksınız. Bunun kabul etmeden önce, Louigi ve Alphonso’nun iş paraya gelince berbat, rezalet bir durumda olduğunu göz önünde bulundurmak isteyebilirsiniz. Sürekli iflas durumundalar, hep borca giriyorlar ve geçmişleri (muhtemelen gelecekleri de) finansal felaketlerle dolu. Böyle bir finansal ortaklığa girme veya bu ortaklığı sürdürme konusunda istekli olur muydunuz?
Olayı daha da basitleştirerek isimleri İspanya ve İtalya olarak değiştirelim. PIGS olarak bilinen tüm Güney Avrupa bölgesi (Portekiz, İtalya, Yunanistan, İspanya) iflas etmiş durumda ve muhtemelen on yıllar boyunca da öyle kalacaklar. Almanya da dahil olmak üzere, Kuzey Avrupa ülkeleri de çok uzun sürmeden aynı duruma düşecek. Kötü oldukları için değil; demografi ve yaşlanan nüfus nedeniyle. Yaşlı insan sayısı, genç insan sayısından fazla olduğunda, ekonomi küçülür ve çok uzun bir süre durgun olur.
Japonya’ya bakın. 100 yaşın üzerindeki insan sayısı diğer her yerden fazla ve ekonomi ile borsaları 30 yılı aşkın süredir durgun. Göçmenleri açıkça hoş karşıladığı için gelişen bir ülkede olduğunuzda ise finansal olarak başarısız, küçülen ekonomilere bağlanmayı kabul etmek için çıldırmış olmalısınız. Sunderland’da üretilen Nissanları satmak, İtalyan zeytin yağları ve Ferrari almak, güneşli İspanya, Yunanistan ve Türkiye’de tatil yapmak tabii ki harika şeyler. Ancak, birbirimizin finansal geleceğinden sorumlu olmak öyle değil. Çünkü, bu ülkeler on yıllar boyunca Birleşik Krallık’a para kaybettirecek. Dahası, mevcut kriz net bir şekilde gösterdi ki, AB, mutlu bir Birlik olmaktan çok uzakta.
Brexit, mümkün olan son anda, tam da AB’nin bölünmeye başlamasından önce gerçekleşti. Gelecek, bize bunun bir şans olduğunu kanıtlayabilir.
- Emekli olmak mı, yeniden yapılanmak mı?
- Şans mı beceri mi?
- Mali danışmanınız zengin mi?
- Duyabileceğiniz en önemli soru
- Konut piyasasındaki son gelişmeler (2)
- Konut piyasasındaki son gelişmeler (1)
- Yoksul kalmanızı sağlayan 9 alışkanlık
- Borsa merkezli dolandırıcılıklar artışta – dikkatli olun…
- İnsanlar neden böyle aptalca şeyler yapıyor?
- Yıllık yüzde 73 oranında, garantili bir geri dönüş ister miydiniz?