Avrupa’nın uzak kuzeni olarak görülen İngiltere, aile gibi işletilen Avrupa ekonomisinden biri olduğunu 1973’te AB üyeliğini kabul ederek göstermişti. Bu tarihten sonra sosyal ve ekonomik olarak birliğin güçlü ayaklarından biri olan UK, hem ana karadan uzak olması ve farklı olarak coğrafi avantajlara sahip olması nedeniyle hem de dünya liderliğindeki konumu ile birliği dengeleyen ülkelerden biri oldu.
Güçlü ekonomisi ve endüstriyel üretim kapasitesi ve iş hacmi ile yıllarca AB’nin Almanya’dan sonra en çok üretim yapan ve Avrupa’ya önemli ölçüde iş imkânı sağlarken, ihtiyaç duyduğu işçi açığını da kapatmıştı. Bu denge Avrupa’nın iş fırsatlarını artırıp, iş gücü sağlarken, İngiltere’nin de işçi açığını gidermiş, ortak ekonomik zeminin de çalışma kanunları ile her iki taraf içinde kazan-kazan durumu oluşturmuştu.
Çalışma kanunları ile gelen haklar, barınma- yaşama ve eğitim haklarını da beraberinde getirdiği için artan yardım hibeleri ve maliyetler bir de tabi perde arkasında ki nedenlerden biri olan Avrupa’nın iltica ve göçmen sorununa kaynak dağılımını yönetmekti.
Tüm bunların yanında aslında hesaplanmayan diğer bir durum İngiltere’nin ekonomisinin gerçekten işçiye ve çalışma gücüne bağlı olması. 2020 yılında Brexit’ten ayrılmasıyla en büyük darbeyi dolaylı olarak bu şekilde, ekonomiden aldı. Vize zorunluluğunun olması ve yapılan anlaşmalarda sadece ticaretin AB kurallarına tabi olması ancak alınan hizmet ve eğitimin bu durumun dışında bırakılması hesaplanmayacak şekilde ülke politikası üzerinde etkili oldu.
Özellikle sağlık sektöründe iyi yetişmiş ve tecrübeli Doktor ve hemşirelerin ağırlıkla tercih ettiği UK, Brexit’in etkisi ile vize zorunluluğu, aile birleşimi gibi birçok sorunu da beraberinde getirdiği için ayrılan sağlık personeli sayısının artması, Tır şoförleri başta olmak üzere daha sıklıkla göçmen insanlar tarafından yapılan taşımacılığın sekteye uğraması bunun ticareti etkilemesi. Alanında uzman olarak yetişmiş kişilerin İngiltere’yi ekstra maliyet olarak görmesi ile aslında tahmin edilenden daha çok sarstı.
Bilimin evi olan ÇERN’deki araştırmalar dahil, tüm UK’deki bilim adamlarının serbestçe dolaşım hakkı, konferanslar işbirlikleri, vize sorununa takılmadan kolaylıkla yapılabiliyordu. Güncel durumda bu eğitim kurumları ve üniversiteler için ekstra maliyet demek. Ayrıca Bilimsel araştırma projeleri Çin sağlanan hibe fonunun bir kısmı, diğer AB ülkeleri tarafından karşılanıyordu Yıllarca dünyanın banka merkezi olarak anılan ve finansın merkezi olan Londra, bu konumundan gerilemeye başladı. Son yapılan araştırmalarda da dünyanın en zengin yatırımcılarının ülkeden ayrılması ve iş adamları- CEO’ların tercihlerini AB’ de ki işletmeler de kalmaktan yana kullanıldığı açıklanmıştı. Bu da ekonomik durumun yanı sıra aslında bilgi ve tecrübe paylaşımını etkiledi.
Artan işçi açığına cevap verilmemesi başta NHS olmak üzere birçok iş kolunu ve hizmeti etkiledi. Çözüm olarak yeni yeni tip vizeler çıkarıldı. İçinde bulunduğumuz ekonomik krizin halka yansımadan giderilmesi için önlemler alınmaya devam ediliyor.
- Markerspace Projesi ile Sizde Hobinizi Geliştirin
- Enfield Belediyesinden Hane Halkı Destek Fonu
- Hackney Belediyesi’nden Yaz Etkinlikleri
- Islington’daki Yaz Aktiviteleri
- Yaşam Maliyetlerine Destek
- Hackney Money Hub
- Belediyeden Ailelere Destek
- Koruyucu Aile Programı
- Acıyı Yaşamak İçin Aynı Milletten Olmak Aynı İnancı Paylaşmak Gerekmez
- Deprem ve imar