Çağımızın Buhranı Yanlızlık

Bu yazı 23 Ocak 2020 tarihinde yayınlanmıştır

Bugün günümüzde oldukça yay­gınlaşan, her yaştan ve kültürden in­sanı eşit etkileyen çağımız hastalığı yanlızlıktan bahsetmek istiyorum. Ne­den yanlızlık konusu bu kadar önlemli derseniz bende size ruh halimizi belir­leyen en önemli factörlerden biri de­rim. İngilterede bir yanlızlık bakanlığı ve atanmış vekilleri ve memurlarıyla toplumdaki bu ciddi meseleyi çöz­mek için yoğun çalışmalar yapıldığını biliyormuydunuz? Yeni neslin ve bel­kide gelecek nesillerin buhranı yanlız­lık düşündüğümüzden çok daha ciddi sorunlar yaratmaktadır. Ciddi yaygın­lığına rağmen üzerine çok az konuştu­ğumuz bir konu. İsolasyon ve yanlızlık hepimizin yaşamı boyunca bir döne­minde deneyimlenmiştir. Ben iyi bir işi, güzel arkadaşları, ailesi ve sosyal hayatı olan bir bireyim. Bütün bunlara rağmen bazen izole yada yanlız hisset­tiğim olmuştur ve yaşamın akışı içinde sürüklenirken bunu çokta dile getir­mediğimi fark etmişimdir. Düşündü­rücü değilmi çok yaygın yaşanmasına rağmen konuşmaktan çekiniriz çünkü utanırız ve yargılanmaktan korkarız.

Yanlızlığın bir dolu sebebine de­ğinmek mümkün. Yaşam tarzlarının değişmesi, sosyal medya, şehir kül­türünde kendi dünyamıza kapanmak gibi dolu neden bulunabilir. Terapi seanslarında çeşitli yaşam meseleleri dinliyorum. Hemen hemen hepsinde belirgin olarak ortaya çıkan ortak nokta insanların kendilerini izole ve yanlız hissettiklerinde hayatlarındaki zor dönemleri atlatmakta çok daha zorluk çektikleridir. İşte, evde, sosyal ortamda insanların varlığına rağmen kendini yanlız hisseden yığınla insan var ve çoğu zaman bunun bir sorun olduğunu kendilerine dahi itiraf ede­miyorlar. Sağlığımızı etkiler düzeyde izolasyon hissediyorsak bunu açıkça konuşmak ve yardım istemekten çe­kinmemeliyiz. İlk adım bunu en yakı­nızdakine açmak olmalı.

Diğer taraftan kendimizi yanlız his­settiğimizde konfor alanımızın dışına çıkıp kendimizi yeni insanlarla tanış­mak ,eski bir dostu aramak, hep gör­meyi istediğimiz filme gitmek, yeni hobiler edinerek kendimizi meskül ederiz. Yanlızlıktan korkarak etrafı­mızda tutuğumuz toksik ilişkileri ha­yatımızdan çıkardığımizde kendimize ve yapmak istediklerimize de yer aç­mış oluruz. Diğer taraftan önemli olan kendimizle kaldığımızda yanlız vakit geçirmekten zevk almayı öğrenme­mizdir. Kendimizle olmayı öğrenmek yanlızlıktan farklıdır ve bizi tek ba­şına bütün hissettirir. Bunu başardı­ğımızda hayatımıza bir boşluğu dol­durmak için değil gerçekten doğru olduğuna inandığımız insanları alırız.

Tabii ki yanlız olmanız yanlızlık çektiğiniz anlamına gelmediği gibi et­rafınızda insanların olmasıda yanlız­lık çekmediğiniz anlamına gelmiyor. Hedefiniz kendinizle olmaktan keyif almak ve samimiyetine inanmadığı­nız insanlarla yaşamınızı doldurma­maktır. Çünkü yanlızlığınızın sebebi belkide kendinizi etrafınızdaki insan­larla gerçek bağda hissetmiyor hatta anlaşılmadınız yada önemsenmedi­ğinizi hissetmekten otürüdür. Uzun süre kendimizle olmayı başarama­dığımızda bizim için doğru olmayan ilişkilere girme olasılığımız artar. Ço­ğunlukla kısa dönemde mutlu etsede yanlız olmak bize iyi gelmeyen ilişkiler içinde olmaktan çok daha yaşanırdır. Bu anlamda yanlızlık sadece kişisel ge­lişimiz için değil zor dönemleri kendi başımıza aşarak kendimizle olmaktan zevk almamızı ve gerçekten doğru ol­duğuna inandığımız insanları hayatı­mıza alma ihtimalimiz artırır.

Neyin eksik olduğuna odaklanmak­tan vazgeçin. Kendi kontrolünüzde olan ve sahip olduklarınıza odakla­nın. Aradığınız şeyi diğer insanlarda değil kendi içinizde arayın.Siz kendi yolculuğunuzdayken zaman geçmiş olacak ve kendinizi birlikte olmaktan çok mutlu olduğunuz insanlarla aynı yerde bulacaksınız. Bu yazıyı okuyor­sanız kendinize bir iyilik yapın ve bu­gün kendiniz için dışarı çıkın, kendi­nizi yemeğe davet edin, en sevdiğiniz filme kendinizi götürün, en sevdiğiniz müziği açın. Siz kendinizle olmaktan hoşlanmazsanız diğerlerinin sizinle olmaktan hoşlanmasını nasıl bekler­siniz.