Londra’daki bizim işçiler köşe yazısının son bölümündeyiz. Londra’da Bizim’Kiler kitabımda yer alan 1960’lardan günümüze işçilerin örgütlenmesi ve hak arayışlarını özet olarak sizlerle paylaştım. Göçmenlik sorunlarının üzerine işçi ve emekçilerin düşük ücretli kötü çalışma koşulları da eklenince göçmen işçinin sırtındaki yükün iki katına çıktığını söyleyebiliriz
Daha önceki bölümlerde aktardığım 1970’lerdeki Wimpy, Lido ve Feris grevleri toplum tarihi açısından son derece önemlidir. Grevler hak arayışının ötesinde çoğu köyünden çıkıp Londra’da işçi olmuş toplum üyelerinin de okulu olmuş, onları bilinçlendirip dünya görüşünü değiştirmiştir. Neredeyse yarım asır sonra gazeteci ve yazar olarak o yiğit işçileri bulup serüvenlerini dinlemek benim için büyük bir keyifti. O yiğit işçiler de bir tarih sonrasında hatırlanmaktan memnundular.
Wimpy grevinde işçilere karşı direnen patron nam-ı diğer Ali Usta, Salih Ali’yi de bulup konuşmuştum. Ali Usta de ileri yaşına rağmen sektörde yoluna devam ediyordu. Ali Usta o dönemin çalışma vizesi yerine geçen işveren mektubu “permit” vererek onbinlerce Türkiye ve Kıbrıslı’nın Londra’ya gelmesine aracı olduğu için memnundu. İşyerinde çalışanların yakınları ve arkadaşları için imzaladığı “permit”lerin satıldığını yıllar sonra duyduğunda çok üzüldüğünü söylemişti.
Wimpy’ler kapandıktan sonra işsiz kalan bine yakın işçiden çoğu kendi işini kurarak toplumun restoran sektöründe çoğalmasına da vesile oldu.
Dostlar günümüze gelirsek işçi ve emekçilerin hak arayışında bana göre kilometre taşı sayılabilecek en büyük gelişme, nisanda UNITE ve DAY MER işbirliğinde Göçmen İşçiler, Gıda, Perakende ve Servis İşçileri Şubesi kuruluşunun “resmen” ilan edilmesidir. İşçiler artık kendi dillerinde örgütlü olarak haklarını arayabilecekler. Kuruluş toplantısında kayıtsız çalıştırılan / çalışan işçiler ile Ankara Anlaşmalılara da çağrıda bulunan sendikacılar, bu üyelere (kendi konumlarına bir zarar gelmeden) hukuki destek sunulacağını belirttiler. 2000’den itibaren neredeyse derin bir uykuya dalan örgütlü emek mücadelesi yeni şube ile atağa geçebilir…
Şube Sekreteri Arif Bektaş’ın dediği gibi doğan bu çocuğu hepimiz büyütmeliyiz. Şube Başkanı Mehtap Gül’ün dediği gibi de artan hayat pahalılığına karşı hak aramanın tam zamanı! Göçmen İşçiler, Gıda, Perakende ve Servis İşçileri Şubesi’nin sesini duyurdukça toplumdaki irili ufaklı esnaf da ücret ödemelerinde kendisine ayar verecektir.
Bu şube sayesinde Londra artık çobansız köy olmaktan çıkacaktır.
Günümüzde tekstil sektörünün batması sonrasında toplu çalışma alanlarının azalmasına karşın göçmen işçiler hala işveren ve iktidar için ucuz ve uysal konumunu sürdürüyor. Sigorta bildirimi yapmadan “kaçak” çalışma yaygındır. Bu aslında özelde işveren ve genelde de iktidarın işine gelen bir durumdur.
Örnek verirsek iktidar belki 2 birim işçi sigorta pirimini yitiriyor fakat 10 birim ucuz emek sağlamış oluyor. Örgütlü işçi mücadelesinin önünde ciddi bir engel olan “kaçak” çalışma ucuz ve uysal emek gücünün süre gitmesini sağlamaktadır. Göçmen İşçiler, Gıda, Perakende ve Servis İşçileri Şubesi’nin işi bu açıdan 1970 ve 80’lerdeki işçi mücadelesinden daha zor denilebilir.
Wimpy Grevi döneminde patronun Kıbrıslı olması ve vatansever söylemlerde bulunması insanca yaşamak isteyen işçilere karşı kullanılmış. Toplumda bize mücadele geleneği bırakan işçileri, onlara önderlik eden o dönemin sosyalist öğrencileri ve Mustafa Ali Bilgiç gibi kan kusuncaya kadar çalışan işçileri saygıyla yâd ediyorum.
Onların serüvenlerini Londra’da Bizim’kiler kitabına aktararak yok olmalarını önlediğim için de mutluyum. Bunu da toplum tarihine bir miras olarak bırakıyorum.
- İki ülkede belediyecilik karşılaştırması (I)
- İngiltere laikliği sağlamlaştırıyor
- Emekli WASPI kadınlarının zaferi…
- İngiltere’nin simgesi Minilerin tasarımcısı: İzmirli Alec
- Kral Charles ve bir yoksul hastalığı olarak kanser…
- Ahhh Kate Osamor bir çuval inciri berbat ettin!
- Yurtdışındaki vatandaşların oy hakkı olmalı
- İngiltere havalimanlarındaki sıvı yasakları
- Tottenham Park Mezarlığı’nda sorun çözülüyor mu?
- İngiltere gündemindeki skandal