Rengarenk ‘Vitrinler’ Sokağa Ne Kadar Yansıyor…

Bu yazı 5 Eylül 2019 tarihinde yayınlanmıştır

Doğa tüm canlıların yaşam kaynağı. Bütün canlılar gibi insanoğluda yaşamını sürdürmek için gerek duyguyu her şeyi doğadan alır. Doğanın her mevsim değişen muhteşem renk atmosferi özellikle modaya yön verenlerin vazgeçilmez ilham kaynağı. Modacılar kimi zaman doğanın desenlerinden, kimi zaman da renklerinden etkilenerek çalışmalarına yön veriyorlar. Bir çok zaman olduğu gibi 2019 sonbahar moda renkleri de mevsim renklerinden nasibini almış. Vitrinler sonbaharın tema renkleri olan kırmızı, sarı, yeşil ve turuncunun değişik tonlarıyla, mevsimin hüzün ve romantizmini yansıtıyor.

Geçen hafta modanın başkenti sayılan Londra’nın ünlü alışveriş caddelerini dolaştım. Mağazalar ve vitrinleri rengarenkken sokakta ağırlık olarak siyah-gri bir görüntü vardı. Zaman zaman bu durumu gözlemliyorum dünyanın birçok moda şehrinde de durum bu. Defilelerde, mağazalarda, vitrinlerde bu kadar renk cümbüşü varken insanların normal hayatlarındaki giyim tarzlarına neden yansımıyor ya da yansıtılamıyor? Sorun nerede? Toplumun dayatması mı yoksa kültürel şartlanma mı?.

Kadınlar Erkeklere Göre Daha Renkli

Renklerin anlam ve yansıması hayatımızın bir çok alanını etkiliyor. Seçtiğimiz  renk kimi zaman bizi mutluluğa yönlendiriyor, kimi

zaman hüznün içerisine çekiyor. Kadınlar bu konuda daha şanslı ve daha cesur. Sokağa yeteri kadar yansımasada erkeklere göre renklerle daha barışık. Artık erkeklerinde mavi-siyah-beyaz-gri dörtlüsünden kurtulup renklerin muhteşem dünyasından yararlanması gerekiyor. Renkler insanların ruh hallerini etkilediği için, renkli giyinen erkekler, mavi-siyah-beyaz-gri dörlüsünü tercih eden erkeklere göre daha sevimli, daha pozitif ve daha mutlu.

Renklerle Kavga Etmeyin

Hayatımızın bir çok alanında olduğu gibi renklerde toplumsal, kültürel ve özellikle ticari kaygılarla sınıflandırılmış. Çocuk, genç, yaşlı, kadın ve erkek rengi diye ayrılmış. Farkında olmasakta renklerle kavga halindeyiz. Kanımca vitrinlerdeki renk cümbüşünün sokağa yansımamasının nedeni bu. Renklerle barışık olun. Evinizi, yaşam alanlarınızı, dolaplarınızı renklendirin ve bu değişimin hayatınıza olumlu yansımalarını görün.

Renk Tonu ile Cilt Tonu Uyumu

Renk ayrımı yapmayan kişiler bile zaman zaman bazı renkleri sevmezler. Rengi beğenerek alırlar, üzerlerine giyindiklerinde ise o rengin kendilerine yakışmadığını düşünürler. Bu durumun nedeni cilt tonu ile kıyafet rengi arasındaki uyumsuzluktur. Cilt ve renkler kendi aralarında ikiye ayrılıyor. Sarıya dönük ciltler ’sıcak’, pembeye dönük ciltler ise ’soğuk’ diye adlandırılıyor.

Renklerde bu ayrıma göre uygunluk açısından soğuk-sıcak renk grubu diye ayrılmış. İçerisinde sarı yansıması olan renkler sıcak ten grubuna, pembe ve mavi yansıması olan renkler ise soğuk cilt grubuna uyum sağlıyor. Bütün renklerin soğuk ve sıcak yansımaları olan tonları mevcut.Tek yapmanız gereken cilt ton renginizi öğrenmek ve ten renginize uygun renk tonlarında kıyafet seçmek.Teninize uygun doğru renk tonunu seçtiğinizde yüzünüze güzel bir yansıma gelecek, kendinizi daha sağlıklı ve gözel hissedeceksiniz, hem de renklerle kavga etmeyeceksiniz.

Çocuğunuzun Odasını Renklendirin

Çocuklar büyüklere göre renk konusunda daha şanslı. Bazı ayrımlar yapılsada bütün renkleri rahatlıkla kullanabiliyorlar. Renk kullanma sınırlaması mavi ve pembe dışındaki renklerde çok sert değil. Renklerin pozitif etkilerinden çocuklarınızı yararlandırın. Tamda okulların açıldığı bu günlerde uyku odalarını rahatlatıcı renklere, çalışma alanlarını ise algılarını açanuyarıcı renklere ve konsantrasyonlarını sağlayıcı renklere boyayın. Çocuklarınızın karakterlerine göre davranışlarını dengeleyici ya da öne çıkaracak renklerden yararlanın. Oyuncaklarını kıyafetlerini buna göre belirleyin.

‘Mavi’ İle ‘Pembe’nin Hikayesi

Eski çağlarda birçok kültürde erkeklerin kadınlara nazaran hayatta kalması daha fazla önemli görülüyordu. Bu zamanda yaşayanlar erkek çocukların kötülüklerden korunması gerektiğine, cennet rengi olarak kabul edilen ‘mavi’ renginde kötü-şeytani güçlerden koruyacağına inanıyorlardı. Mavi rengi, erkek çocuk eşya ve giysilerinde kullanarak bir nevi onları koruduklarına inanılıyordu.

Zaman içerisinde ticari amaçda eklenerek günümüzdeki pembe-mavi ayrımı oluştu. Oysa mavi ve pembe hem rahatlatıcı hemde birbiriyle uyumlu aynı grubun rengidir ve aynı kombinlerde cinsiyet ayrımı olmadan rahatlıkla kullanılabilir. Kısaca renklerin cinsiyet ayrımı yoktur, bir çok konuda olduğu gibi bu ayrımı çeşitli memfaatler doğrultusunda biz insanlar yapmışız.

100 Yıl Önce Erkek Pembe Kız Mavi Giyerdi

Tarihsel araştırmalara göre yüz yıl önce ‘pembe’ erkek rengi, ’mavi’ ise kız rengiymiş. Günümüzde tartışmalar devam edip farklı görüşler olsada, kararlı ve güçlü bir renk olan pembe erkek çocuklarına, daha narin ve zarif olan mavi ise kız çocuklarına uygun olduğu görüşleride savunuluyor. Benim görüşüm ise, cinsiyet ayrımı olmadan bütün renklerin muhteşem etkisinden ayrım yapmadan yararlanmak.

Renklerin Dili

Çeşke renklerin dili olsa ve konuşsalar. Onlardan korkmamamız gerektiğini, kalıplara sokulmak istemediklerini, herkese ait olduklarını, açlıktan-tokluğa, eğlencedeneğitime, hastalıktan-sağlığa, hüzünden-mutluluğa bir çok alanda işe yaradıklarını anlatabilseler. Renkler hakkında sayfalarca yazılabilir.

En kısa tanımlarıyla renkler;

Beyaz, saflığı, temizliği ve istikrarı ifade eder.

Siyah, tutkuyu ve çoğu ülkede matemi temsil eder.

Yeşil, doğanın ve huzurun rengidir.

Mavi, sonsuzluğu ve özgürlüğü ifade eder.

Sarı, en parlak ve dikkat çekici renktir. Neşe, zeka, incelik ve pratikliği ifade eder.

Kırmızı, canlılık ve dinamizmin rengidir. Ataklık, azim ve kararlılığı temsil eder.

Mor, asalet, lüks ve itibarın rengidir.

Pembe, neşe, güven ve rahatlığı simgeler.

Kahverengi, toprağın ve doğallığın rengidir.

Turuncu, dışa dönük, heyecan ve mutluluk verici, dinamik, dikkat çekici, çarpıcı ve iç açıcı.

Lacivert, sonsuzluk, otorite ve verimliliği simgeler.

Gri, alçak gönüllülüğü ve dengeyi ifade eder. Hayatınızdan renkler eksik olmasın!