Rüyalar Gerçek Olsa !!!

Bu yazı 23 Ocak 2020 tarihinde yayınlanmıştır

Bu hafta size iki kitaptan bahset­mek istiyorum. İlginizi çekeceğini dü­şünüyorum.

Birinci kitap Hüsnü Arkan tara­fından yazılmış ‘Ölü Kelebeklerin Dansı’. Kitapta şöyle diyor daha ilk sayfalarında ve arka kapağında:

‘Düşünde kendini bir kelebek olarak gören biri bir kez uyandıktan sonra, bir kelebek olmadığından ve artık düşünde kendini bir insan ola­rak görmediğinden hiçbir zaman emin olamaz.’

İkinci ise Turgay Kantürk tarafın­dan yazılmış ‘ Hayat Siyah Ölüm Be­yaz’ adlı kitap. Burda da yazar şöyle diyor: ‘Düşüm bir çağrıydı.’

Her iki kitapta rüyaların hayatı­mızdaki yerine can alıcı noktalardan değiniyor. Bir çok danışanım seansla­rında rüyalarından bahseder ve yo­rum bekler. Bende rüyalarını kendi kendilerine anlamlandırmalarına ça­lışırım.

Bizim topraklarımızda rüyalar kimi zaman haber getiren, kimi za­man çağrı, kimi zaman farkına varıl­ması gerekenlerin aynası gibi yorum­lar almıştır. Psikoloji dünyası da buna benzer yorumlamaları analiz dilinde kullanmıştır. Hepimiz rüyalarımızın bize bir şeyler anlattığını düşünme eğilimdeyizdir. Yanlış değildir bu eği­lim. Uykunun madalyonun öbür yüzü olduğu üzerinden bakarsak. Gündüz düşlerimiz kadar gece uykusundaki düşlerimiz de bizim düşünme biçi­mimiz, kaygılarımız, önemsedikleri­miz, çekincelerimiz ve arzularımız hakkında bize ipuçları veriyordur. Bu asla düşlerimize göre yarınki plan­larımız, ilişkilerimiz ve işlerimizi ye­niden düzenlememiz gerektiği anla­mına gelmese de.

Kendimizi daha yakından anlama­mızda ve bizi yoran duygu ve düşün­celeri daha iyi tanımamızda yararlı olabilir.

Kimileri bir sabah her zamankin­den başka kalktığını ve bir rüyanın düşüncelerini ve duygularını başka yerlere taşıdını hatta hayatını de­ğiştirdiğinden bahseder. Kimileri her uyumayı bir ölüm ve uyanmayı yeniden doğuş olarak yorumlar. Ki­mileri rüyaya yatmak gibi bir ibare kullanır. Daha bir çok atıfta bulunur rüyalar için.

Üstüne şarkılar söylenir. Bu denli işlediğimiz yoğunlukta ki rüyalarınızı önemsememek mümkün değil değil mi?!…

Öyleyse daha sık konuşalım rüya­larımızı…