Şu Agi̇t Anlaşmasi üzeri̇ne i̇ki̇ kelam

Bu yazı 20 Ekim 2017 tarihinde yayınlanmıştır

Türkiye’nin Londra Başkonsolosu Çınar Ergin, geçen pazar AKP’nin Londra örgütlenmesi UETD’nin kahvaltısında bazı açıklamalarda bulundu. Ben gazeteci olarak davetli olmadığım için gitmedim ama videoyu izledim…

Olay’ın geçen sayısında “Vatandaşlarımızın Türkiye’dekii mal varlıkları incelenmeyecek” başlığıyla da aktardığı haberde, Başkonsolos Ergin kahvaltıda aynen şunları söylüyor:

“Öncelikle şunu temin ederim ki size, bizim hiç bir vatandaşımızın Türkiye’deki hiç bir mal varlığını İngiliz tarafına bildirilmesi gibi bir durum yok! Böyle bir gelmiş talimatımız ve emir de yok! Bunlar nereden çıkıyor bilmiyorum ama gelse bile biz Başkonsolosluk olarak böyle bir şeyi yapmamız mümkün değil, mahkeme kararı olmadıkça. Dolayısıyla müsterih olsunlar, vatandaşlarımız! Fakat burada kapatıp geçiştirecek de değilim. Bu konuyu biraz takip edeceğim, nereden çıkıyor? Başka bir vesileyle biraraya geldiğimizde de sizlerle paylaşacağım çünkü elimizdeki bilgiler sizlere sağlıklı bilgi verebilecek kadar değil ama Başkonsolosluk olarak rahat olmanızı sizden rica ediyorum.”

Sayın Başkonsolos’un “Nereden çıkıyor” sorusunun yanıtını da dilimin döndüğünce anlatayım dostlar. Türkiye’nin de kurucu üyesi olduğu Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) üyeleriyle 2016’da imzaladığı “Otomatik Bilgi Transferi” anlaşması 1 Ocak 2018’den itibaren devreye girecek. Böylece üyeler kendi vatandaşına ait her türlü banka hesabından mülklerine ilişkin özel bilgileri, talep olma durumunda birbirleriyle paylaşacak. Cumhurbaşkanı RTE’nin söylediği gibi “Türkiye Cumhuriyeti bir kabile devleti değildir…” Türkiye eğer uluslararası anlaşmaya imza atmışsa gereğini yerine getirecektir. Şu an olmasa da 1 Ocak’tan sonra bu bilgilerin “İngiliz tarafına bildirilmesi gibi bir durum” söz konusu olabilecek.

Avukat arkadaşımın yorumuna göre; Bu anlaşma; “terör” örgütlerine büyük para transferi, kara para aklama ve büyük çapta haksız kazancın önüne geçmek için yapıldı… Uygulama yöntemi henüz netleşmese de özel bilgilere erişim, eskisinden çok daha kolay olacak artık. Bu anlaşma, bizim ulusal ve toplum medyasında “Avrupa’da sosyal yardımlar kesilebilir” açısından görüldü… Bilgi kirliliği ve polemiği önlemek için Türkiye Dışişleri’nin en kısa zamanda anlaşma ve uygulanmasıyla ilgili daha bir ayrıntılı bir açıklama yapması gerekiyor. Sayın Başkonsolos da konuşmasında en kısa zamanda toplumun bilgilendirileceğini

vurguluyor zaten…

***

Toplumda top koşturan 35 yaş ve üstü oyuncuların kurduğu Londra Türk Master’lar (LTM) Futbol Kulübü’nün 10’ncu yıl gecesi geçen cuma akşamı Wood Green’deki Grand Palace’da yapıldı. 10’ncı yıl gecesi aynı günün sabahı yaşamını yitiren Türk Toplumu Futbol Federasyonu (TTFF) eski başkanlarından Turgut Esendağlı’yı (54) anmaya dönüştü. Esandağlı’nın ailesi ve toplumdaki futbol camiasına başsağlığı diliyorum… Toplumda futbolun serüveni 1950’lere kadar uzansa da 1976’da Kıbrıs Türk Futbol Federasyonu’nu kurulur, 1978’de de Türk Toplumu Futbol Federasyonu’na dönüşür. İlk gelen Kıbrıs ve Türkiye kökenli çoğu İngilizce bilmeyen işçilerin fabrika dışında yaptıkları en büyük sosyal etkinlik Hackney March ve Finsbury Park’ta top koşturmaları sayılır.

Nam-ı diğer “Göbek”, Selahattin Yatman, 1971’de tekstil işçilerinin 1971’de Uzun Ali önderliğinde Anadolu Futbol Kulübü’nü kurduklarını ve işçiler arasındaki bu yakınlaşmanın aynı yıl İşçi Birliği’ne dönüştüğünü anlatıyor.

1972’de de eski Fenerbahçeli antrenör Reşat Erte tarafından ve İzmirli rehber Gündüz (soyadını hatırlamıyor) öncülüğünde İstanbulspor’un kurulduğunu aktaran Selahattin Yatman, toplumda futbolun diğer takımlardaki işçilerle kaynaşma ve örgütlenmede önemli bir işlev yüklendiğini dile getiriyor.

TTFF’nin kurucularından Kıbrıs kökenli Yaşar İsmailoğlu, toplumdaki futbol tarihini kaleme aldığını söylemişti. Ne iyi ediyor. Kitabı merakla bekliyorum.