![](https://olaygazete.co.uk/wp-content/themes/jnews-child/koseyazarlari/faruk-eskioglu-big.jpg)
1800’lerin ikinci yarısında İngiltere’de doğup bütün dünyaya yayılan, içinde 450 gram havası ve 68-70 cm çevre genişliği olan meşin yuvarlağın peşindeki 22 erkek futbolculu oyun (kadın takımlarını bir kenara bırakırsak) günümüzde kitlelerin vazgeçilmez tutkusu, kapitalizmin de metalaştırdığı ciddi bir gelir kaynağı.
Erkek egemen alt kültür 75m x 110m boyutundaki futbol sahasında hakemin düdüğü ile seyirliğe çıkar. Düdük öncesi dönen dolapları bilmesek de 90 dakika gözlerimizi kameralara ödünç vereceğiz.
Hakeme tezahürattan, istavroz çıkarıp ya da totem yapıp oyuna başlayan dövmeli oyuncunun ceza sahasında numaradan düşerek penaltı yaratması, sözünü ettiğimiz “alt kültürün” olmazsa olmazı sayılır.
Bundan mütevellit seyirci de şaşırıp şok geçirmez hani. Topa taça atma, rakibe çelme takma, küfür edip moral bozma hayatın içinden sahaya yansıyanlardır… Röportajlarda pek çok yıldız futbolcunun kelime dağarcığının Kangal köpeklerinden az olduğu dikkatinizi çekmiş olmalı.
Bu zevatın sahada yaptığı cinsel içerikli kutlama hateketleri de hayvanlar aleminde rastlanmamıştır. (Örneğin İngiltere’nin Real Madridli yıldızı Jude Bellingham’ın, gol sevinci sırasında yaptığı hareket…)
Oyundaki taktikler de hayattan çalıntıdır. “Sosyalizmden kopya: Kollektif oynarsan kazanırsın. Kapitalizmden kopya: Rakibin zayıf noktasına dalarsan gol atarsın. Machiavellizm’den kopya: Amaca giden her yol mubahtır…”
PROFESYONEL FUTBOL SPOR MU?
200’ün üzerinde ülkede 250 milyonu aşkın oyuncu tarafından oynandığı sanılan futbol dünyasında 300 binin üzerinde kulüp, 1.7 milyonun üzerinde takım, 840 binin üzerinde hakemi ve 113 binin üzerinde profesyonel futbolcu bulunduğu sanılıyor. Küresel bağlamda dev bir sektöre dönüşen top oyunu, yine küresel bağlamda kapitalist organizasyonlarla kitle sporundan daha çok seyirlik gelir getirici bir meta olarak sürdürülüyor. Profesyonel futbolun “spor” olup olmamasının da tartışmaya açık olduğu söylenebilir. Mahalle arasında “top oynama” ya da form tutmak için halı sahada koşturmanın masum adı olan “spor”un böylesi para egemen organizasyonlarda kullanılması insafsızlık olacaktır.
EURO 2024 DEDİKLERİ
Avrupa’daki siyasi gündemi ötelemeyi başaran EURO 2024’e (Avrupa Futbol Şampiyonası) gelirsek Avrupa’nın uluslararası futbol yönetim organı UEFA tarafından 14 Haziran ile 14 Temmuz 2024 tarihleri arasında düzenleniyor. Çoğu “tuzu kuru” 24 ülke milli takımının mücadeleye başladığı turnuvaya Almanya ev sahipliği yapıyor. Ev sahibi Almanya ve yasaklı Rusya dışında 53 milli takım elemelerde yer almıştı. Turnuvada elenen ülkelerin çoğunun milli gelirlerinin düşük olması ayrı bir araştırma konusu olabilir hani.
HAFTAYA DEVAM EDECEK…
***
Çocukluk arkadaşım ve en eski dostum Mehmet Güleray’ı 2 Temmuz’da yitirdik. Güleray, Akşehir ile bütünleşmiş bir kimliğe sahipti. İçinde yaşadığı kentin tarihini araştıran dostum, sahaflık yaptığı dönemde de kent tarihine ilişkin binlerce fotoğraf ve kitabı kurtarmayı başarmıştı. Akşehir’de iz bırakan isimlerin biyografisinden, deyim ve lakaplara pek çok ciddi çalışması olan Güleray’ın değeri daha sonraki yıllarda daha iyi anlaşılacak. Akşehir Belediye Başkanı Nuri Köksal, Güleray’ın ardından “Bu şehirden bir derviş geçti” diye yazmış. Bütün çalışmalarını parayı pulu düşünmeden, yalnızca toplum tarihine katkı kaygısıyla yapan Güleray gerçek bir dervişti…
Güleray gittiği yere güneşini götürür, nükte ve ince şakalarıyla Nasrettin Hoca geleneğini sürdürürdü. Kalbi iyiydi. Aklı iyiydi. Fikri iyiydi. Bana sorarsanız yıllar önce yaşadığı o talihsiz trafik kazası olmasa bahtı da iyiydi dostumun. Güleray’ın sevgili eşi, yoldaşı, cancazı Pakize ve oğlu Necati’ye “Başımız sağ olsun, Mehmedimiz anılarıyla bizimle hep” diyorum. Güleray’ın henüz 66’sında aramızdan ayrılması Akşehir ve Akşehirliler için büyük kayıp.
- Göçmenler de aşerer…
- Oyumuz bağımsız aday Jeremy Corbyn’e
- “Yardım alanlar yurtdışında ne kadar kalabilirler?”
- Toplumda şiddet alarm veriyor
- İngiltere’den Türkiye sağlık turizmine darbe
- Ne bu göçmen işçilerin çektiği?
- Soyguncu havayolu şirketlerine karşı kampanya
- Ankara Anlaşmalı öğrencilerin haklı kampanyası
- ‘Universal Credit’ dedikleri ?
- 2 Mayıs’taki oyum