Faruk Eskioğlu
İngiltere İş ve Ticaret Bakanlığı (DBT), yıllar boyunca çalışanlarına eksik ücret ödeyen 491 işverenin listesini yayımladı. Firmalara toplam 10,2 milyon sterlinlik ceza kesildi ve 42 bin çalışanın mağdur edildiği açıklandı.
Holland & Barrett, British Gas sahibi Centrica ve Starbucks franchise’ı işleten EG Group, bazı çalışanlarına asgari ücreti ödemedikleri gerekçesiyle isimleri açıklanan firmalar arasındaydı.
Hükümetin 2018–2023 yılları arasındaki en son maaş araştırmasına göre, çalışanlarını en fazla eksik ödeyen şirket EG Group olmuş.
İngiltere’de bazı Starbucks franchise’larını işleten ve geçmişte petrol istasyonları işletmiş olan şirket, 3 bin 317 çalışana toplam 824 bin 384 sterlin eksik ödeme yapmış.
Ya Holland & Barrett’a ne demeli? “Bu kasıtlı bir eksik ödeme durumu değildi” diyen sözcü, sorunun 2015–2021 yılları arasında yaşandığını belirtip şimdi açıklanmasına üzüldüğünü söyledi.
Pişkinliğe bakın! Zar zor geçinen emekçinize üç kuruşundan para çalışıyorsunuz “kasıtlı değildi” diyorsunuz! Yazıklar olsun! Artık sizden alış veriş yapmam!
Birleşik Krallık’ta asgari ücret geçen Nisan’da artmıştı. Buna göre; “Ulusal Yaşam Ücreti*” olarak tanımlanan asgari ücret saat başına 11.44 sterlinden 12.21’e çıkarıldı. 18-20 yaşındakiler 10,00, 16-17 yaşındakiler ve çıraklar da 7,55 sterlin asgari ücret alacaklar. Asgari ücrette yaş ayrımı da ayrı bir tartışma konusu.
Eurostat verilerine göre; en yüksek asgari ücrette; Belçika 2.070 euro, Almanya: 2.161 euro, Hollanda: 2.193 euro ve Lüksemburg: 2.637 euro ile ilk sıralarda. Dünyanın 5. büyük ekonomisi Birleşik Krallık ise orta sıralarda. Türkiye de tahmin edeceğiniz gibi son sıralarda.
Daha önce de yazmıştım, yine de yazacağım. Birleşik Krallık’taki nüfusu 500 bini bulan ve etnik ekonomi içinde yoğunlaşan bizim toplumda da asgari ücretin uygulanması gerekiyor. Ne yazık ki bu konuda karnemiz çok kötü. Toplum üyesi bazı patronların kendi toplumundan çalışanlarına bu yasal zorunluluğu uygulamadıkları biliniyor. Bu ihlal, vergi dairesi His Majesty’s Revenue and Customs (HMRC) tarafından saptandığında 6 yıl geçmişe dayanan soruşturma açılmakta ve her bir çalışan için 20 bin sterline kadar para cezası uygulanmakta.
Bizim toplum üyesi patronlara ait işletmelerin bir başka oyunu da ücretli tatil hakkı ve hastalık izini ile fazla mesai ücreti gibi sosyal hakları tanımayarak “artık değer” yaratmalarıdır. Göçmenlik kaynaklı sömürüyü de eklemek gerekir. Kayıtsız çalışanlara düşük ücret dayatmak, İngilizce bilgi eksikliğini düşük ücrette bahane olarak kullanmak gibi…
Bu güruhun şeytanın aklına gelmeyecek entrikaları saymakla bitmez. İşin acı yanı da bu patronların bazılarına mercek tutsanız emek odaklı derneklerin (!) saygın isimleri olduğunu göreceksiniz. Yazıklar olsun!
***
Kuzey Kıbrıs’ta 19 Ekim’de yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerini CTP adayı Tufan Erhürman ezici bir çoğunlukla kazandı. Eski Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, “Falyalı’nın kara parasıyla kazanılan makam, şimdi hak edenine geçti” yorumunu yapmıştı.
İngiltere’de Kuzey Kıbrıs’ın üçte biri kadar 160 bin Kıbrıslı Türk’ün yaşadığı tahmin ediliyor. Ben de Londra’da yaşayan ve isimleri toplum içinde öne çıkan bazı Kıbrıslı Türklere teybimi uzatarak Türkiye’de sarayın desteklediği mevcut cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın koltuğunu CTP’nin adayı Tufan Erhürman’a kaybetmesini yorumlattım. Yanıtlardaki ortak paydayı burada sizinle paylaşmak isterim:
• KKTC başarılı bir demokrasi sınavı verdi.
• Seçimin kaybedeni Tatar destekçileri bile kazanan Erhürman’ı kutladı.
• Tatar’a açık Türkiye desteği halkın iradesine gölge düşüremedi.
• Seçmen; yolsulluk, adam kayırma, rüşvete “son” dedi. Kara para, mafya, kumar ve tarikat devleti istemedi.
• Ulusal sorunun çözümünde iki devlet yerine federasyon istedi.
• Yabancıların Kıbrıs’ta toprak satın alarak adanın demografik ve kültürel yapısını sinsice değiştirme planına “dur!” dedi.
***
Seks suçlusu Jeffrey Epstein’in başlıca kurbanlarından Virginia Giuffre, intihar etmesinden sonra yayımlanan anılarında, Epstein ve çevresinin elinde “bir seks kölesi” olarak ölebileceğinden korktuğunu yazdı. Giuffre anılarında Prens Andrew ile üç kez cinsel ilişkiye girdiğini, bunların birinde Epstein ve sekiz kadar genç kız daha olduğunu yazıyor. Bu suçlamalar Prens Andrew’ın başını ağrıtmakla kalmadı 17 Ekim Cuma günü gönüllü olarak annesi Kraliçe 2. Elizabeth’ten aldığı York Dükü de dahil olmak üzere kraliyet unvanlarını kullanmamaya karar verdiğini açıklamak zorunda bıraktı.
Prens ayrıca, Britanya’daki en eski ve üst düzey şövalyelik olan Dizbağı Nişanı’ndan da vazgeçtiğini duyurdu. Prens Andrew yazılı açıklamasında suçlamaları şiddetle reddetse de kamuoyu vicdanında suçlu görünüyor. Andrew, bir hükümranın oğlu olduğu için Prens kalmaya devam edecek. Ancak bazı milletvekilleri de Prens Andrew’in unvanlarının resmen elinden alınması çağrısı yaptı. Bekleyip göreceğiz.
- İngiltere’deki Kıbrıslı Türk toplumu da KKTC seçimlerini heyecanla bekliyor
- İngiltere’deki devlet hastanelerinde yıldız dönemi…
- Bütün göçmenler bir günlük genel greve gitmeli
- Robinson, İşçi Partisi’ni etkiler mi ?
- Nereden çıktı bu veraset vergisi ?
- Türkiye’den, İngiltere’de emlak ve banka kredisi almak olası
- Singer dikiş makinesi tatilde
- 1 Eylül “Dünya Barış Günü” kutlu olsun
- Londra’da direnişin karnavalı Notting Hill başlıyooor
- “Bir de sütlü kahve söyle”



ENFIELD
HACKNEY
HARINGEY
ISLINGTON




