Kadınların, erkeklerle eşit haklar elde etme mücadelesi, yüz yılı aşkın bir süre önce başlamış. Gelişen sosyalist hareketlerin de etkisiyle 1900’li yılların ilk döneminden itibaren kitleleşen kadın hareketleri mücadelesinin sembolü olarak ‘kadınlar günü ‘ kutlanmaya başlandı.
Kadınları eşit vatandaş kabul ederek, seçme ve seçilme hakkını veren ilk devlet 1893 yılında Yeni Zellanda oldu. Petrol zengini Kuweyt’de ise kadınlar bu hakkı ancak 1995 yılında elde ettiler. Dünya da halen bazı ülkelerde (bir çoğu müslüman) kadınların seçme ve seçilme hakkı bulunmuyor. Sudi Arabistan ve Sudan akla gelen ilk örnekler arasında yeralıyorlar.
Hak Alma Mücadele Tarihi
Kadın haklarının elde edilmesinde Amerika Birleşik Devletleri’nde yaşayan kadınların çok büyük emeği bulunuyor. İlk kitlesel yürüyüş 1908 yılında New York’ta yapılıyor. Amerikan Sostyalist Partisi ilk kadın gününü 28 Şubat 1909’da kutluyor. Avrupa’nın kullandığı takvime göre 8 Mart’a karşılık gelmesi nedeniyle bu gün tüm dünyaya yayılarak genel kabul görüyor. 1910’da Kopenhag’ta yapılan Sosyalist Enternasyona toplantısında 8 Mart Dünya Kadınlar Günü olarak kabul edildi ve her yıl kutlanmasına karar verildi. Bu toplantıya 17 ülkeden yüz kadın delege katılarak ortak metin imzaladılar. Toplantıya katılan kadınlardan üçü daha sonra Finlandiya Parlemantosu’na milletvekili olarak girdi. Avusturya, Danimarka, Almanya ve İsviçre’de milyonlarca kadın çalışma saatleri oy ve diğer hakları için meydanlara çıktılar. Haklarının elde etmesi konusunda daima öncülük eden ABD’li kadınlar büyük bedeller ödediler. 25 Mart 1911 tarihinde New York’da ağır koşullarda çalışan göçmen kadınların çalıştığı işyerlerinden birinde 140 kadının yanarak ölmesi, kadın hareketine ivme kazandırdı. Dünya da savaş rüzgarlarının estiği 1913 yılında Rus kadınlar yürüdüler. Nüfus sayısının bu derece yoğun olmadığı dünyada, iletişim, ulaşım, örğütlenme ve diğer olanaklarında yetersizliği göz önünde bulundurulursa, onbinlerce kadının bir araya gelmesi büyük eylemdi. Birinci Dünya Savaşı’nda iki milyon Rus askerinin ölmesi üzerine Rus kadınlar 1917 yılında dört gün greve gittiler. 1917 Ekim Devrimi’nde yönetimi ele geçiren Sovyet Sosyalist idare, kadınlara seçme seçilme ve diğer bir çok haklarını tanıdı. Dünya kadınlarının haklarını elde etmelerinde ABD’li emekçi kadınların mücadelesi ve Avrupa da gelişip yayılan “Sosyalist” düşüncenin çok büyük etkisi oldu.
ABD’de 1975 yılında ilk defa kadın yılı ilan ederek, yıl boyunca etkinlikler yapıldı. 2000 yılından sonra bir çok ülkede 8 Mart resmi tatil olarak kabul edildi. Halen aralarında eski doğu Bloku ülkelerininde bulunduğu 14 ülke 8 Mart günü resmi tatil uyguluyor. Sembolik anlamı olan 8 Mart, yasaların ve devletin zorlamasıyla kadınlara daha iyi eğitim, eşit iş koşulları gibi olanaklar sağlıyor, ekonomik ve sosyal gelişleri konusunda katkıda bulunuyor. İngiltere’de Sosyal Kadınlar Sendikası tarafından 1908 yılında dünya kadınlarının renkleri beyaz, mor ve yeşil olarak belirlendi ve kısa sürede tüm dünyaya yayıldı. Beyaz, temizliği, mor, kendine saygı ve mücadeleyi, yeşil de ümit ve geleceği temsil etti. O günden itibaren tüm dünya kadın hareketleri etkinliklerinde mor başta olmak üzere bu renkler kullanılageldi.
Yeni feministler tarafından beyaz yerine son yıllarda altın renginin de tercih edilmeye başlandığını hatırlatalım.
Milenyumdan sonra kadınların çalışma ve sosyal yaşamdaki konumlarında iyileşmeler ve gelişmeler yaşandı. Bu gelişmede fizik güç isteyen işlerden, beyin gücüne yöneliş ve özellikle bilgisayar sektöründe dev atılımlar yapan şirketlerde daha çok kadının çalışmasına neden oldu. Dünyanın en büyük IT şirketlerinde çok sayıda üst düzey yöneticinin kadın olduğunu belirtmeden geçmeyelim. Dünya nüfusunun yarıdan fazlası kadın olmasına rağmen henüz yömetimde ve kilit noktadaki kadınlar, sayıları erkeklerin çok gerisinde kalıyor. Seçme ve seçilme hakkı kadınların eşit vatandaş sayılmalarında en büyük kriter olarak kabul ediliyor.
Türkiyeli kadınlar 1934 yılında bu hakkı aldılar, aradan neredeyse yüz yıla yakın zaman geçmesine rağmen halen oy ve temel insan hakları tanınmayan ülkelerin bulunduğunu bir kez daha hatırlatalım. Kadınların eşit olması sadece oy hakkı ile hallolmuyor süphesiz, bu konuda ekonomik bağımsızlığın önemli ve belirleyici olduğunu düşünen Amerikalı kadınlar iş yaşamınada el atmışlar. Bu gün ABD’de milyonlarca ‘kadın patron’ bulunuyor.
Büyük bedeller ödenerek elde edilen ‘8 Mart’ın kazanımlarıyla kadınlar dünyanın her bölgesinde büyük atılımlar gerçekleştirseler de halen, şiddet, daha düşük ücret gibi ayırımcı uygulamalara maruz kalıyorlar.
Kadınların, kaba gücün değil, beyinsel üretimin hakim olduğu eşit bir dünyada yaşamaları dilekleriyle..
- İşçi Partili adayların kazanma şansı yüksek…
- Irkçılık Farklı Şekillerde Ortaya Çıkan Bir Hastalıktır
- Sokağa çıkma yasağını kaldırmanın yol haritası
- İngiltere, Türkiye arasında seyahat yasak değil ama çok zor
- Kripto Para Piyasasında Neler Oluyor?
- Sokağa Çöp Atmak Alışkanlık Haline Geldi
- 6 Mayıs 2021 UK Seçimlerinde Herkes Galip!
- 6 Mayıs 2021 Seçimleri
- İlk Defa Ev Alacaklara Kolaylıklar!
- İngiltere ‘açılımında’ yeni yol haritası