Uzun zaman kamusal ve kişisel imaj sektöründe çalıştım, eğitimlerini aldım. Resmi, yarı resmi kurumlarda ve sivil toplum kuruluşlarında yazılı olan yada olmayan uyulması gereken bir çok kural vardır.
‘Protokol kuralları’ olarak belirlenen bu uygulamalar uluslararası ilişkilerde bazı değişiklikler göstersede, mantık aynıdır. Bu tarz kurumlarda çalışan kişiler kendi kurumlarına ait kıyafet yönetmenliği, konuşma, davranış protokolü gibi konulara vakıf olmalı ve kişisel davranışlardan kaçınmalıdır. Bu tarz kurum temsilcilerinin yaptığı her hata kişiden çok temsil edilen kurumun imajını olumsuz yönde etkiler. Bu nedenle özellikle temsil görevinde bulunan kişilerin kurallar ve usuller konusunda da eğitilmeleri gerekir. Londra da katıldığım bir çok organizasyonda çok sayıda eksiklik olduğunu gördüm. Bu alanda bilinmesi gereken çok konu var ve bu yazımda bazı başlıklara yer vermek istiyorum.
KONUŞMA PROTOKOLÜ
Takdim Kuralları
Törenlerde konuşmacılar en kıdemsizden başlamak üzere takdim edilir. Takdim edilen kişi ayağa kalkar gibi hafifçe kafasını öne eyerek diyer konukları selamlar. En üst konumda olan onur konuğu en son konuşma yapar. Takdim sırasında, kurumu, ünvanı varsa akademik taytılı veya rütbesi söylenerek kürsüye davet edilir. (Örneğin; İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Sayın Mehmet Arslan). Ast konuşmacıları kürsüye davet ederken, “…….davet ediyorum”, üst konuşmacıları veya onur konuğunu davet ederken “…teşriflerini arz ederim” şeklinde hitap edilir.
Toplu Ortamlarda Konuşma Kuralları
İlk olarak iyi bir konuşma planı hazırlanmalıdır. Konuşmanın ana hatları, kurum patentli kartlara yazılmalıdır. Konuşmacı mutlaka prova yapmalı, hitap edeceği kitleyi etkilemek için ayna karşısında ses ve mimik çalışması yapmalıdır. (Bu çalışmanın özel teknikleri mevcuttur). Konuşma yapılmadan hemen önce yemek yenmemeli ya da çok aç olunmamalıdır. İçecek olarak sadece su içilmelidir. Ses düzeni tam oluştuktan sonra etkileyici bir grişle konuşmaya başlanmalıdır. Güne ve kuruma uygun kıyafet giyilmeli, kürsüde dik durulmalı, dinleyicilerin tamamıyla göz teması kurulmalıdır. İsmi anons edilmeyen konuşmacı kendiliğinden kursüye çıkmamalı, kürsüyü sadece kendi alnıymış gibi kullanmamalıdır. Konuşmanın tamamı yazılı metinden yapılmamalı, ne çok uzun nede çok kısa olmalıdır. Konuşmacı hitap ettiği toplumun dilinde konuşmalı, zaman zaman sayın meslektaşlarım, değerli konuklar gibi saygılı ifadeler kullanmalıdır. Kişi kendi adına değil temsil ettiği kurum adına konuşmalıdır. Süreyi tam kullanarak, etkili bir iyi dilek cümlesiyle tamamlamalıdır.
Hitap
Kamusal alanda devlet ve hükümet adamlarına, üst ve eş düzey yöneticilerine daima ünvanlarıyla hitap edilir. Yarı resmi ortamlarda, eş düzey yöneticilere hitapta ünvanlarının başına sayın sözcüğü eklenmelidir. Astlara, resmi ve yarı resmi ortamlarda soyadlarının önüne sayın kelimesi, sosyal ortamlarda adlarına hanım/bey eklenir. Her ortamda ve her düzeyde resmi kişilere, tanımadığınız veya yeni tanıştığınız kişilere daima
“hanımefendi/beyefendi” diye hitap edilir. “Vekil” veya “Yardımcılara”, üst ünvanla hitap etmek o kişiyi onore eder. Kadın müdüre, resmi ortamda daima kadro ünvanıyla
hitap edilir. Eski ve emekli yöneticilere, özel ve sosyal ilişkilerde, son resmi görev ünvanıyla hitap etmek saygı ve nezaket gereğidir. Yaşça ve mevkice büyüklere özel ve sosyal ortamlarda “muhterem hanımefendi/beyefendi”, devlet adamları veya üst düzey bir yönetici ve eşinden söz ederken “Sayın Bakan ve Muhterem Eşi” gibi hitap edilmesi gerekir, aynı kurumda yönetici olan eşler de birbirlerine kurallar gereğince hitap etmelidir.
Selamlama
Ast üste, kıdemsiz kıdemliye selam verir. Üst bakmadan ast, kadın bakmadan erkek selam vermez. Devlet adamları, üst düzey yöneticiler “saygılar” sözcüğü ile selamlanır. Verilen selam daima veriliş biçimiyle alınır. Üst kademedeki birine merhaba demek görgüsüzlüktür. Resmi ortamda makam sahibi bir üst odaya girince, astlar ayağa kalkarak kendisine baş eğerek selam verirler ve “hoş geldiniz” derler.
Tanıştırma
Tanıştırılan üst, “memnun oldum”; ast ise “müşerref oldum” ya da “onur duydum” demelidir. Tanıştırılan kişi, üst’ün el uzatmasını beklemeli, üst el uzatmadan, kadın da olsa el uzatmamalıdır.
Tokalaşma
Kamusal yaşamda, önce el uzatma hakkı üstün, makam sahibinindir. Eli havada bırakmak, kişinin kendisine veya karşısındakine saygısı ve güveni olmadığını gösterir. El sıkma, canlı ve içten olmalı, göz teması kurulmalı, el ne fazla nede çok yumuşak sıkılmalıdır.
GiYiMDE GENEL KURALLAR
Tören, davet ve ziyafetlerde kıyafet belirtilmemişse, koyu renk takım elbise giyilmelidir. Evli olan hanım ve erkek birbiriyle uyumlu olmalı. Seçilen kıyafet, meslek, mevki, yaş, gece-gündüz ve ortamına göre seçilmelidir. Sürekli aynı kıyafetlerle bu tarz ortamlarda bulunulmamalıdır. Kıyafette cafcaflı renk ve desenler tercih edilmemeli, siyah beyaz lacivert gibi renkler kullanılarak ufak renkli detaylarla canlandırılmalıdır.
Erkeklerde Kılık-Kıyafet Kuralları
Kurumsal kıyafet yönetmenliğine uygun, elbiseler temiz, düzgün ve ütülü, ayakkabılar kapalı, boyalı olmalıdır. Saç ve sakal bakımlı, derli toplu ve aykırı modeller kullanılmamalıdır. Kurumsal renk ve model kuralına uyulmaldır.
Kurumsal Hayatta Erkekler İçin İmaj Kırıcılar
Bakımsız kirli sakal, bakımsız dişler, bakımsız tırnaklar, kirli ve dağınık saclar, yırtık, sökük, rengi atmış ve kirli giysiler, ter kokusu , ağır parfüm ve deodorant, kısa çoraplar, iş ayakkabıları ile giyilen beyaz çoraplar, takım elbiselerle evlilik yüzüğü ve okul yüzüğü dışında takılan yüzükler. Kravat kullanılmadığı zamanlarda gömlek yakasının açık kullanılması ve göğüs kıllarının gözükmesi. İş giysileri ile kullanılan postal, sandalet, mes, boyasız ve bakımsız ayakkabılar. Temalı kravatlar. Ceket omuzlarına dökülmüş kepek. Kemere takılı anahtarlık gibi değişik aparatlar. Ve görünen dövmeler.
Kadınlarda Kılık-Kıyafet Kuralları
Elbiseler temiz, düzgün ve ütülü, ayakkabılar sade ve normal topluklu ve boyalı olmalıdır. Saçlar düzgün taralı veya toplu, kolsuz açık yakalı gömlek, bluz, elbise giyilmemelidir. Etek boyu dizden yukarı, derin yırtmaçlı veya yerlere değecek kadar uzun olmamalıdır.
Kurumsal Hayatta Kadınlar İçin İmaj Kırıcılar
Kirli, bakımsız, dağınık saclar. Abartılı saç modelleri ve saç aksesuarları. Abartılı makyaj ya da tamamen makyajsız olmak. Uzun ve çok canlı renklerde boyanmış tırnaklar, ojesi dökülmüş tırnaklar. Bakımsız dişler ve ağız kokusu.Ter kokusu. Ağır parfüm ve deodorant. Kaçık çorap. Yırtık, sökük, rengi atmış ve kirli giysiler. Görünen yerde dövme. Hızma, halhal gibi aksesuarlar. Mini etekler, dekolte elbise ve bluzlar, şeffaf giysiler, derin yırtmaçlar. İş giysileriyle birlikte kullanılan tokyo, sandalet, burunları açık bilekten bağlı ayakkabılar, postallar, aşırı yüksek topuklu kumaştan yapılmış sivri burunlu çizmeler. Boyasız ve bakımsız ayakkabılar. Açık renkli giysiler içine koyu renk iç çamaşırı giymek. İç çamaşırlarının giysilerden görünmesi gibi konular kişisel ve kurumsal imajı zedeliyerek temsil edilen kuruma karşı saygınlığı azaltır. Unutulmaması gereken hangi görevde olunursa olunsun temsil eden kişiler geçici kurumlar ise kalıcıdır.
- Stil sahibi bir şehir (Rochester)
- Zamanın ötesinde bir lider ‘Gazi Mustafa Kemal Atatürk’
- Sibel Tüzün ile Moda
- Sibel Tüzün Londra’da ses eğitimleri veriyor
- Yaz Mevsiminde Saç Bakımının Püf Noktaları
- 2021 Mayo Trendleri
- Güneşli Günler
- Ayakkabı modaya değil ayak sağlığına uygun olmalıdır
- Kıvırcık saçlar
- Saçın Yapısı