Bir çocuğa “üzülme” dediğimizde, onun iyiliğini düşündüğümüzü sanabiliriz. “Korkma” diyerek onu cesaretlendirdiğimizi, “Kızma” diyerek daha sakin biri olmasına yardımcı olduğumuzu düşünebiliriz. Ama gerçekten öyle mi?
Çocuk, hissetmesine izin verilmeyen bir duyguyu nereye koyar? Korkusunu dile getiremezse, o korku kaybolmaz; şekil değiştirerek başka maskeler takabilir. Bazen bedende bir ağrıya dönüşebilir, bazen de beklenmedik bir öfke patlaması olarak ortaya çıkabilir. Üzüntüsü görülmezse, o üzüntü sessizce büyüyebilir, yıllar sonra bir boşluk hissi olarak karşısına çıkabilir. Duygular yasaklandığında, çocuk onları yönetmeyi öğrenemez; aksine, bir gün o duyguların kontrolüne girebilir. Peki, o zaman ne olacak?
Duygularını tanımayan bir birey, başkalarının hislerini anlayabilir mi? Kendi içinde karmaşa yaşayan biri, sağlıklı ilişkiler kurabilir mi? Çocukken “hissetme” denilen bir insan, büyüdüğünde kendi sesini bulabilir mi? Bir çocuğa hissetmemeyi öğretmek, ona “sen olma” demek olabilir. Oysa duygularına alan açılan bir çocuk, kendini tanıyabilir, güçlü ve dengeli bir birey olabilir. Çünkü insan, hissettikleriyle vardır.
Sevgiyle kalın!
Melike Barış
Psikolog
Website: www.melikebaris.com
Instagram: www.instagram.com/psikolog_melikebaris/
- Çocukların İç Sesi, Bizim Sesimizden Doğar
- Tanıdık Olan Her Zaman Güvenli mi?
- Kendin Olmanın Unutulan Hâli
- “Aman Bozulmasın” Derken Bozulan Sen misin?
- Küçük Davranışlar Büyük Anlamlar
- Zorbalık
- Çocuğun Sığınacağı Liman
- Çocuğumun Dikkati Çabuk Dağılıyor
- Terapi Sürecinde Neden Bazen Kötü Hissedilir?
- Sessiz, Sakin, Olgun Çocuk