Brexit geçiş döneminin bitmesiyle ne yazık ki bu yılın son gününde İngiltere’nin Ankara Anlaşması’na ilişkin yükümlülükleri de sona erecek. Türkiye’nin Londra Büyükelçisi’nin açıklamasına göre İngiltere geçiş döneminin ardından yeni bir göç sistemini yürürlüğe sokmayı planlıyor. Bu yeni sistem “yetenekli ve nitelikli göçü teşvik etmeyi” hedefliyor. Böylece Türkiye’den beyin göçü de yeni kurallar çerçevesinde akmaya devam edecek.
Öncelikle Ankara Anlaşması bir AB anlaşması olmasına karşın neden İngiltere’de popüler olduğunu belirteyim: AB içinde yalnızca İngiltere, beş yıl yasal oturuma sahip yabancıya sürekli oturum hakkı tanıyordu da onun için… Bu arada Ankara Anlaşması’nın piri dostum Avukat Muhammet Çankıran’ın adını anmadan geçmeyeyim, anlaşmayla ilgili ayrıntılı bilgilere ulaşmak için Çankıran’ın adını google, youtube ve acikgazete. com’daki arama motorlarına yazmanız yeterli.
Neyse efeeem gelelim sadede… Türkiye’den İngiltere’ye göçün serüveni (tek tük gelişleri saymazsak) 150 yıl öncesine dayanıyor. Aralarında Namık Kemal’in de bulunduğu Jön Türkler; 1867’de Londra’ya geldiklerinde kralın kafasını ilk kesen ve sanayi devrimini yapan ilk Avrupa ülkesi İngiltere’de basının daha özgür olduğunu çok iyi biliyorlardı. Osmanlıyı yere göğe sığdıramayanlaradır sözüm, Namık Kemal ve arkadaşlarını sürgün eden istibdat (despotluk) rejiminden yüzleri kızarmalı. Keşke tersi olsa İngiliz aydını Osmanlıya sığınsaydı.
Toplumun oluşmasındaki en önemli göç dalgası 1960’ların sonu ve 1970’lerin başındaki İngiltere’ye gelen işçiler sayılır. II. Dünya Savaşı’ndan çıkmış, savaş boyunca açlık ve yoksulluk yaşamış bir ülke toparlanmaya çalışırken yabancı emeği ülkesine çağırması bir yanda, savaşı yaşamamış fakat işsizine iş bulamamaktan aciz, emek gücünü yurtdışına gönderen diğer ülke öte yanda… Bu da 1970’ler Türkiyesinin utancı… Belçika’da 1956’da büyük maden kazasında İtalya, Belçika’daki kendi işçilerini geri çağırırken, kurbanlık olarak hangi işçiler gönderilmiş biliyor musunuz? Türk ve Faslı işçiler… Yazıklar olsun Türkiye’nin o dönemdeki hükümetlerine!
1980’leri yeni kuşaklar pek bilmiyor. ABD kuklası parlamento ve sendikalar da dahil bütün kurumları kapatıp, kendisine karşı olanları göstermelik mahkemelerde yargılayıp cezalar yağdırmıştı. Bu karanlık dönemde yurtdışına kaçmak zorunda kalanların çoğu Türkiye’nin aydınlık geleceğini kuracak aydınlardı. İşte çizmelelerin ezdiği öylesine karanlık ve rutubetli bir ülkede bugünün siyasileri kendilerine yer açıp palazlandılar.
Prof. Dr. İbrahim Sirkeci göçün en önemli nedenini yaşanılan ülkedeki çatışmaya (mutsuzluğa) bağlıyor. 1980’lerin sonundaki Londra’ya Kürt göçünün kökeninde de bu aranmalı. Anadolu’nun kadim haklarıyla birlikte azınlıkların da göçmesi Türkiye’deki iktidarların utancı olmalı.
Gelelim Ankara Anlaşması’na… 2002’den bu yanaki AKP iktidarı, lâmı cimi yok Türkiye’den beyin göçünün de sorumlusu. Hali vakti ve işi gücü yerindeyken sistemini bozup Londra’ya göç kervanına katılan Ankara Anlaşmalı’larla tanıştığınızda içiniz acıyor. Benim konuştuklarım Türkiye’de çocukları için bir gelecek göremedikleri ortak görüşünde birleşiyorlar. 12 Eylül faşizminin kendi geleceğini garanti almak için Türkiye’deki insan kaynakları sermayesini heba etmesinin benzeri günümüzde yaşanıyor. Türkiye’den kaçış var. İktidar kaçıştan memnun, belki de muhaliflerinin azaldığını düşünüp seviniyor. Muhalefet de bu heyelanı sessizce izliyor, onlar da “Biz de kaçıp, başka bir ülke parlamentosunda mı muhalefet etsek ki” diye düşünüyor sanırım…
Neyse dostlar Türkiye’den her türlü göç, içimizi acıtmalı. Bir saksının yerini değiştirdiğinizde çiçek küsüyor… Bir çocuk doğuyor ve üretken yaşına gelinceye kadar ülkesinden besleniyor. Tam verimli çağında bir başka ülkeye “sıfır maliyet”le göçüyor.
Öz olarak göçe neden olanları tarihin yargılayacağını inanıyorum. Cinlik yapıp da Afrika’nın hemşiresini, Türkiye’nin matematikçisini, Hindistan’ın doktorunu, Pakistan’ın fizikçisini çalanları da tarih affetmeyecek!
- İki ülkede belediyecilik karşılaştırması (I)
- İngiltere laikliği sağlamlaştırıyor
- Emekli WASPI kadınlarının zaferi…
- İngiltere’nin simgesi Minilerin tasarımcısı: İzmirli Alec
- Kral Charles ve bir yoksul hastalığı olarak kanser…
- Ahhh Kate Osamor bir çuval inciri berbat ettin!
- Yurtdışındaki vatandaşların oy hakkı olmalı
- İngiltere havalimanlarındaki sıvı yasakları
- Tottenham Park Mezarlığı’nda sorun çözülüyor mu?
- İngiltere gündemindeki skandal