Geçen hafta Londra’da yaşayan bizim toplum mensuplarından birini daha bıçaklı saldırı sonucu kaybettik. Londra başta olmak üzere son bir yılda onlarca insan bıçaklı saldırılar sonucu öldürüldü. Birileri için sadece rakamdan ibaret olan her bir bıçaklı saldırıda, ailelerin ocağına ateş düştü. Doğurduğunuz, büyüttüğünüz yirmi yıl otuz yıl emek verdiğiniz gençlerin bir gecede yok olup gitmesi ne acı.
Her zaman gelip geçtiğim Seven Sister ana yolu üzerinde talihsiz bir bıçaklı saldırı sonucu öldürülen Barış Küçük, şüphesiz bu olayların sonuncusu olmayacak. Gelecek haftalarda korkarım ki başka talihsiz isimlerde bu sayılara eklenecek. Londra ve diğer büyük şehirlerde sayıları artan bıçaklı saldırılar karşısında hükümet başta olmak üzere yetkililerin etkin çözümler üretmesi gerekiyor. Bıçakla işlenen suçların ve cinayetlerin son on yılda artmasının en büyük nedeni bütçe kısıntısına giden Muhafazakar Partili Hükümetin politikalarının olduğu herkesin ortak görüşü. Ülkede hayatın zorlaşması, güvenlik önlemlerinin azaltılması, sokakların her geçen gün daha tehlikeli olmasına yol açıyor.
Londra’da bulunan bir çok dernek ve kuruluş, Barış Küçük Cinayeti’ni protesto etmek için yürüyüş yaptı. Haringey’den başlayıp, olayın olduğu Seven Sister Road üzerinde bulunan kilisenin önüne kadar devam eden yürüyüşe katılan yüzlerce insan kederli ve kızgındı. On yedi ay önce oğlunu bir başka bıçaklı saldırıda kaybeden anne, eyleme katılanlara hitaben kısa bir konuşma yaptı. “Oğluma daha iyi bir gelecek kurmak için İngiltere’ye geldim ve bir gün kendimi ona mezar yeri ararken buldum….” sözleri yürekleri dağladı… ‘Çocuğumuzu biz iyi yetiştiriyoruz, bize bir şey olmaz’ şeklinde düşünenler varsa yanılıyorlar. Bir şehirde sokaklar güvenli değilse kimse kendini güvencede hissedemez. Komşunuzun evi yanıyorsa sizin eviniz de ateşin içinde demektir. Bir şehir sadece kendi evimizden ve cam fanuslarımızdan oluşmuyor, çocuklarımızı bakkala da gönderiyoruz okula da. Kendini bilmez bir ayyaşın, esrarkeşin hangi köşede, kimin karşısına çıkacağı belli olmaz. Ortada bir kötülük varsa bundan en çok masumlar zarar görür, öyle de oluyor…
İçişleri Bakanlığı verilerine göre, İngiltere’de bıçaklı suç oranı, 2011 yılında en yüksek seviyeye ulaşmış. Bir süre düşen rakamlar 2018 yılından itibaren tekrar yükselişe geçmiş. Son istatistikler, bıçakla öldürülen gençlerin sayısının yüzde elli arttığını gösteriyor. Aynı Bakanlığın açıklamalarına göre 2018 yılında Londra’da 76 ve Birleşik Krallık’ta 306 kişi bıçaklanarak öldürülmüş. Bunlardan 23’ü çocuk. İngiltere ve Galler’de 2009’dan bu yana 20 binden fazla polis memuru azaltılmış. Sokallarda devriye gezen polisleri ‘mumla arasanız’ bulamıyorsunuz. Caydırıcı işlev gören sokak devriyeleri artık yok, sadece her şey bittikten sonra olay yerine yetişmeye çalışan siren seslerini duyuyoruz. Bir de sarı bant çekip tutanak yazan polisler kaldı orta yerde. Gecenin geç saatlerinde, en çok ihtiyaç duyulan anlarda caddelerde polis bulmak, acil durumlarda polisin zamanında gelmesi ise artık şansa bağlı.
Londra Belediye Başkanı Sadiq Khan’ın açıklamalarından öğrendiğimiz bilgilere göre merkezi hükümet son sekiz yılda, Londra’dan 800 milyon sterlinin üzerinde fon kesintisi yapmış. Bu yılın kesintileri eklendiğinde polis ve güvenlikten kesilen rakam bir milyar sterline çıkıyor. Son yıllarda nüfusu ve sorunları artan Londra gibi bir şehirde güvenlik ‘Allah’a havale edilmiş’ durumda.
Sorun polis sayısının azalmasıyla da bitmiyor, gençlik kulüpleri, önleyici hizmetler, okulların bütçelerininden yapılan kesintiler, suçların artmasına neden olan diğer önemli etkenler olarak karşımıza çıkıyor. İşsizliğin artması, sosyal kesintiler ve yaşam koşullarının zorlaşması da cabası. Hükümet bütçeyi denk yapabilmek için her yandan kesinti yapmanın derdinde. Aç, eğitimsiz, evsiz ve sefil insan sayısının çığ gibi büyümesi, iktidarın umurunda değil gibi. Yalnızlık Bakanlığını, İntihar Bakanlığını kuran hükümet, sosyal devlet bakanlıklarını ortadan kaldırıyor. Özelleştirmeler parası olana istediği servisi satınalma imkanı tanırken, fakirleri çaresizliğe itiyor. Alt ve orta gelir guruplarının sosyal devletten aldıkları hizmet ve ödenekler her geçen gün azalıyor. Eminim ki bıçaklı saldırıları yapanların bir çoğu aç, uyuşturucu bağımlısı ve ümitsiz insanlardır. Polis sayısını artırıp bir kaç yüz katili yakalamakla da sorunlar çözülmeyecek. En çok ihtiyaç duyan o insanlara yaşayabilecekleri evler ve iyi eğitim sunmak ve onları bataklıklardan uzak tutmak daha etkili, daha kalıcı çözümler olacak. Okullardan sokağa atılan her bir çocuk, toplum için de devlet içinde potansiyel tehlikedir. Dünyanın en sakin ve güvenli ülkesini yönetemiyorsanız insanlara daha fazla acı çektirmeyin. ABD Başkanı Donald Trump gibi ‘cowboy’ yöntemlerle, ‘sağ ve sığ’ politikalarla ülkeyi idare etmeyi düşünen sarı saçlı başbakan adaylarından ümit beklemekte nafile…
- İşçi Partili adayların kazanma şansı yüksek…
- Irkçılık Farklı Şekillerde Ortaya Çıkan Bir Hastalıktır
- Sokağa çıkma yasağını kaldırmanın yol haritası
- İngiltere, Türkiye arasında seyahat yasak değil ama çok zor
- Kripto Para Piyasasında Neler Oluyor?
- Sokağa Çöp Atmak Alışkanlık Haline Geldi
- 6 Mayıs 2021 UK Seçimlerinde Herkes Galip!
- 6 Mayıs 2021 Seçimleri
- İlk Defa Ev Alacaklara Kolaylıklar!
- İngiltere ‘açılımında’ yeni yol haritası