Faruk Eskioğlu
Ne yazık ki 6 Şubat Türkiye’nin kara günü oldu. Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesinde saat 4.17’de 7,7; Elbistan ilçesinde saat 13.24’te 7,6 büyüklüğünde deprem olurken, Gaziantep’te de büyüklükleri 6,4 ile 6,5 olan iki deprem meydana geldi.
Depremlerin 10 ilde yaklaşık 13,5 milyon kişinin yaşadığı bölgeyi etkilediği basına yansıdı. Bu yazıyı kaleme aldığımda ölü sayısı 6 bin, yaralı sayısı da 35 bin dolayındaydı. Bir gün öncesinde can kaybı 3 bin 400 iken Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) geçmiş deprem deneyimlerine dayanarak ölü sayısının 8 kat artabileceğini öne sürdü. Bunun anlamı bölgedeki her 500 kişiden 1’inin depremde yaşamını yitirmesi. Deprem İngiltere’yi etkiledi, Londra’daki toplumu da yasa boğdu. İngiltere’nin önde gelen yardım kuruluşlarından The British Red Cross ve Oxfam yardıma koşarken, The Sun gazetesi de “Yardım” manşetiyle Türkiye ve Suriye’deki depremzedelere destek kampanyası başlattı. Teşekkür ederiz…
Londra’daki toplum yoğunlukla depremin iki ana üstü olan Pazarcık ve Elbistan’dan. Türkiye ve Kıbrıs’tan İngiltere’ye göçün tarihini anlatan Londra’da Bizim’Kiler başlıklı çalışmamda yer verdiğim (toplum nüfusunun Türkiye’den geldiği şehirlere göre dağılım tablosunda) nüfusun tam beşte biri Kahramanmaraş kökenli. Toplum üyelerinin Kahramanmaraş’ın ilçelerine göre dağılım da şöyle: “Elbistan % 30, Pazarcık % 22.6, Afşin % 15.2, Göksun % 11, Dulkadir % 7.8, Nurhak % 6, Türkoğlu % 2.7, Andırın % 1.7, C. Cerit % 1 ve Ekinözü % 0.5” Kahramanmaraş’ı sırasıyla İstanbul, Aksaray, Kayseri, Sivas, Gaziantep, Malatya, İzmir, Bingöl ve Elazığ’dan gelenler izliyor.
Birleşik Krallık, Türkiye’nin 81 ilinden göç olmasına karşın belirtilen 10 şehirden gelenler toplum nüfusunun yarısından çoğu yüzde 55.3’ünü oluşturuyor. Londra’da yaşayıp yakınlarından haber alamayan ya da göçük altında olduğu duyumunu alan arkadaşlarım oldu. Meslektaşım Mustafa Köker yeğeni Alpaslan Köker eşi ve çocuklarıyla birlikte toprak göçük altında kurtarılmayı bekleyenler arasındaydı. Umarım göçük altında kalan bütün depremzedeler sağ salim kurtulurlar. Ne yazık ki havanın dondurucu soğuk olması can kayıplarını artıran bir etmen.
Göçmen olarak bir yarımız burada, diğeri memlekette. Bu kara günde sevdiklerimizin yardımına koşamamak da bir başka acı. Londra’daki toplumun bir kaç semtte yoğunlaşmasından dolayı olsa gerek bu depremde de refleksi hızlıydı. Başta DAY MER ve Britanya Alevi Federasyonu olmak üzere depremzedelere acil yardım kampanyası başlattılar.
Turizm şirketleri bölgedeki hava limanlarına giden charter uçak seferleri düzenlediler. Özel kargo şirketleri de depremzedelere ücretsiz eşya yardımı taşımak için kolları sıvadılar. Peki neden Türkiye’de dünyanın en büyük ve yıkıcı depremleri oluyor? Bilim dünyasının bu soruya iki yanıtı var. Bir: Suriye de dahil olmak üzere Arabistan’ı taşıyan tektonik levhanın kuzeye, Avrasya’nın güney kenarına doğru çarpışması ve Türkiye’yi batıya doğru sıkıştırmaya zorlaması. Tıpkı pensenin ucundaki ceviz gibi. Jeolojik olarak Türkiye’nin ciddi bir deprem bölgesinde olduğu bilinciyle yaşamak zorundayız. İki: 2000’den önceki yapıların sarsıntıya dayanıksız yapılması.
Türkiye’de her zaman rant ve ranta çanak tutan yerel ve merkezi yönetimler can güvenliğinin önüne geçmiştir. Depremdeki can ve mal kayıplarının en büyük sorumlusu da bu güruhtur… Deprem sonrasında kurtarma ve ilk yardım çalışmalarının iyi organize edilmemesi basındaki eleştiriler arasında. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yardım seferberliği yerine afetten en fazla etkilenen 10 il için 3 ay süreyle OHAL ilan etmesi de eleştirildi. Geçmiş deneyimlere göre; OHAL, bölge sakinlerinin ifadeden seyahate bütün özgürlüklerinin askıya alınması anlamına geliyor. Seçime giden Türkiye’de OHAL’in kötüye kullanılma olasılığının toplumdaki kaygıları artırdığını da eklemeliyim hani.
Bu dönemde depreme ilişkin ya da bölgesinde bizi insanlığımızdan utandıran yüzkızartıcı olaylara da tanık olduk. Sosyal medyada “Kurtarmayın Kürtler ölsün!” diyen meczuplardan tutun da otobüs biletinden battaniyeye fahiş fiyat artışı yapan fırsatçıların haberini okumak gerçekten kahrediciydi… Yazıklar olsun! Depremin acısı, bütün farklılıkları eriterek dayanışmayı öne çıkarmalıydı. Bu yetersiz kaldı! Hem üzgünüm hem de kızgınım. Coğrafya da kader ve keder olmasın artık.
- 3 Aralık deyince…
- Londra’da ev almak için iyi bir zaman mı?
- Londra dünyanın en iyi şehri…
- Londra’dan iki cesur gazeteci geçti…
- Saygın şirketlerin “asgari ücret” entrikası
- İngiltere’deki Kıbrıslı Türk toplumu da KKTC seçimlerini heyecanla bekliyor
- İngiltere’deki devlet hastanelerinde yıldız dönemi…
- Bütün göçmenler bir günlük genel greve gitmeli
- Robinson, İşçi Partisi’ni etkiler mi ?
- Nereden çıktı bu veraset vergisi ?



ENFIELD
HACKNEY
HARINGEY
ISLINGTON





