
Bütçe hedeflerini tutturmak isteyen hükümet, çeşitli kesimler üzerindeki yardım ve destekleri kesmeye devam ediyor. Başbakan tarafından tartışmaya açılan ‘engellilere’ yapılan maddi desteklerin sınırlandırılması konusu, önümüzdeki günlerde çokça konuşulacağa benziyor. İngiltere’de uygulanan yardım sisteminin bir reforma ihtiyaç duyduğu bir gerçek olsa da, çözüm yolunun kesintiler üzerinden mi yoksa daha adil, şeffaf ve kapsayıcı bir yardım sistemi oluşturulmasıyla mı sağlanacağı tartışmaya açık.
İngiltere’de son dönemde hükümetin engelli yardımlarına yönelik planladığı derin kesintiler, ülkede sosyal devlet anlayışının geleceğine dair tartışmaları da beraberinde getiriyor. Özellikle asıl engellilik yardımı olan Kişisel Bağımsızlık Ödemesi (Personal Independence Payment – PIP) ve diğer sosyal yardımlarda yapılacak milyarlarca sterlinlik tasarruf hedefi, yalnızca ekonomi politikaları bağlamında değil, aynı zamanda insan hakları açısından da sorgulanıyor.
İngiltere, sosyal devlet uygulamaları bakımından hâlen dünyanın en cömert ülkelerinden biri olsa da, son yıllarda artarak devam eden kesintiler, insanların hayatlarını derinden etkiliyor. Yaklaşık bir yıl önce iktidara gelen İşçi Partisi Hükümeti çeşitli sosyal yardımlardan sonra engellilerin yardımlarını da gözden geçirmeyi planlıyor.
Kesintilerin Sosyal Etkileri ve Toplumsal Sonuçları
Hükümetin önümüzdeki üç yıl içinde 3 milyar sterlin kesinti taahhüdü ve PIP’ten yapılacak milyarlarca sterlinlik ek tasarruf, zaten kırılgan durumda olan engelli bireyler ve aileleri için yıkıcı sonuçlar doğurabilir. Önde gelen engellilik ve yoksulluk yardım kuruluşları, PIP desteği olmadan yaklaşık 700.000 engelli hane halkının yoksulluğa sürüklenmesi ihtimalinin bulunduğunu öne sürüyor.
Ek maliyetler nedeniyle zaten ekonomik anlamda dezavantajlı konumda bulunan engelli bireyler, devlet tarafından kendilerine verilen desteğin azaltılmasıyla başka bir zorlukla daha karşı karşıya kalacaklar. Ulaşım, sağlık, kişisel bakım, barınma gibi temel ihtiyaçların karşılanması için gerekli olan ilave maliyetler, hayatları zaten zor olan insanların işlerini daha da zorlaştıracak. Dolayısıyla, bu yardımların kesilmesi yalnızca bireyleri değil, aynı zamanda onların bakmakla yükümlü oldukları aileleri de doğrudan olumsuz etkileyecektir.
Çalışma Hayatına Katılım Tartışması ve Gerçekler
Hükümet yetkililerinin sıkça dile getirdiği “çalışabilecek olanlar çalışmalı” argümanı, ilk bakışta mantıklı görünse de, engellilik gerçeğini ve bireysel farklılıkları göz ardı eden bir yaklaşım riski taşımaktadır. Birçok engelli birey, çalışmayı istemesine rağmen fiziksel, zihinsel veya çevresel engeller nedeniyle iş bulamamakta veya mevcut iş koşullarında çalışamamakta.
Ayrıca, yardımların kesilmesinin istihdamı artıracağına dair güçlü bilimsel bir kanıt da bulunmamaktadır. Aksine, gelir desteği kesilen engelli bireylerin daha da kırılgan hale gelmesi, sağlıklarının kötüleşmesi, psikolojik sorunlarının artması ve sosyal hayattan daha fazla dışlanmaları söz konusu olabilir. Öte yandan, çalışamayacak durumda olan bireylerin temel geçim güvencelerinin sorgulanması, sosyal devletin en temel ilkesi olan “ihtiyacı olana destek” prensibini zedeleyebilir.
Çözüm Önerileri ve Sosyal Devletin Rolü
İngiltere’de mevcut yardım sisteminin bir reforma ihtiyaç duyduğu bir gerçek. Bununla birlikte, çözüm yolunun kesintiler üzerinden değil, daha adil, şeffaf ve kapsayıcı bir yardım sistemi oluşturulmasıyla sağlanması daha adil olacaktır. Engellilik yardımları, bireysel ihtiyaçlara göre esnekleştirilebilir; engellilere uygun iş alanlarının artırılması ve istihdam teşvikleri sunulabilir.
Sosyal Devletin Geleceği Üzerine Bir Sınav
Hükümetin önümüzdeki dönemde alacağı kararlar, yalnızca ekonomik dengeler açısından değil, İngiltere’nin sosyal devlet anlayışının geleceği açısından da belirleyici olacaktır. Sosyal yardımlar, özellikle en savunmasız gruplar için yalnızca bir mali destek değil, insan onuru, eşitlik ve toplumsal adaletin somut bir yansımasıdır. Bu nedenle, reform tartışmaları yapılırken engelli bireylerin ve yardıma muhtaç kişilerin seslerinin duyulması, alınacak kararların toplumun en zayıf kesimlerini daha da kırılgan hâle getirmeyecek şekilde tasarlanması zorunludur.
Engellilere yönelik kesintilere, kısa vadeli bütçe hedeflerini tutturmaya yönelik bir araç olarak değil, toplumsal dayanışmayı ve insan onurunu gözeten bir yaklaşımla bakılmalıdır. Çağdaş, eşitlikçi ve adil bir toplum olmanın gereği de budur.
- Çocuklarımızı ekranlardan nasıl koruruz?
- İngiltere’de Çocuk Yoksulluğunu Engellemek
- UK-AB Anlaşması
- Göçmenlik Üzerinden Siyaset
- Kış Yakıt Desteği Kesintisi Yeniden Değerlendiriliyor
- Eğitime Nasıl Destek Olabilirsiniz?
- Yeni Araba Almak İsteyenler Elektrikli Araçları Tercih Etmeli mi?
- Londra’da Paralı Yollar, Tüneller ve Ücretli Alanlar
- Tasarrufları Nereye Yatırmalı – 2
- Tasarrufları Nereye Yatırmalı – 1