Avrupa Birliği ile yaptığı Brexit Anlaşması’nı Avam Kamarası’nda onaylatamayan Başbakan Theresa May istifa etti. İktidar Partisi mecliste bulunan milletvekilleri arasından yeni bir Başbakan seçerek yoluna devam etmek istiyor. Geçen haftalarda yapılan Avrupa Parlamenterliği seçimlerinde yüzde 8 destek gören ‘Torilerin’ olası bir erken seçime gitmeleri halinde ‘sandığa gömülecekleri’ kesin.
Ülke ekonomisinde son on yılda yaşanan daralma, kesintiler, Brexit Referandumu dahil tüm olumsuzlukların sorumlusu olan Muhafazakarlar, içine düştükleri açmazdan kurtulmak için bir mucize arıyorlar. Büyük çoğunluğu muhafazakar kökenli seçmenlerden oluşan ‘Brexit yanlıları’ yüzde otuzun üstünde bir kemik oy potansiyeline sahipler ve muhafazakarlar bu kitlenin desteğini almadan değil iktidar, parlamentoda grup yapacak üye sayısını dahi kazanamayabilirler. 7 Haziran 2017 tarihinde yapılan erken genel seçimlerin üzerinden iki yıl geçti ve seçimlerin normal süresinde yenilenmesi için geride üç yıl daha var. Masada bulunan ve parlameto onayı bekleyen ‘AB ile çıkış anlaşması’ konusunda kendi gurubunu dahi ikna edemeyen Muhafazakarlar, başbakan değiştirerek iktidardaki ömürlerini uzatmaya çalışıyorlar. Ülkeye son üç yıl Başbakanlık yapan Theresa May, eridi. Şimdi soru yerine kim gelecek? Muhafazakar grup üyeleri arasında yarış başladı. Milletvekilleri kendi aralarında yapacakları seçimle on bir adayla başlayan sayıyı 2 kişiye düşecek ve son kararı 160 bin olduğu açıklanan Muhafazakar partili üyelerin tercihi belirleyecek.
Eski Dışişleri Bakanı ve ateşli Brexit taraftarı Boris Johnson, iktidardaki Muhafazakar Parti’de genel başkanlık seçimine önde başladı. 313 milletvekilinin oy kullandığı ilk turda genel başkan adayları ve aldıkları oylar şöyle: Eski Dışişleri Bakanı Boris Johnson 114, Dışişleri Bakanı Jeremy Hunt 43, Çevre Bakanı Michael Gove 37, Eski Brexit Bakanı Dominic Raab 27, İçişleri Bakanı Sajid Javid 23, Sağlık Bakanı Matt Hancock 20, Rory Stewart 19, Muhafazakar Parti’nin eski Avam Kamarası Grubu Başkanı Andrea Leadsom 11, Mark Harper 10, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Esther McVey 9. Bu sonuçla 10 adaydan ilk turda 17 oy alamayan Andrea Leadsom, Mark Harper ve Esther McVey elenmiş oldu. Önümüzdeki bu hafta yapılacak oylamalarla aday sayısını ikiye inecek. 22 Temmuz’da açıklanması beklenen yeni lider aynı zamanda İngiltere’nin yeni başbakanı da olacak. İlk sonuçlar milletvekillerinin ilk genel seçimde yerlerini koruyabilmek için Brexit yanlılarının desteğini alabilmek için güçlü ve popüler bir başbakan ile yollarına devam edecekleri yönünde. Eski Dışişleri Bakanı Boris Johnson, İngiltere’nin 31 Ekim’de gerekirse anlaşma olmadan Avrupa Birliği’nden (AB) ayrılmasından ve Brexit sürecinin tamamlanmasından yana. Bu arada diğer tüm adayların da AB’den çıkış yanlısı olduğunu belirtelim. Benim düşünceme göre son iki adaydan biri Boris Johnson’un olacağı yönünde. Diğer adayları çok yakından tanımıyoruz, bir süpriz olmaz ise gelecek ay İngiltere’nin Başbakanı Boris Johnson olacak.
ANLAŞMASIZ BREXİT NELER GETİRİR?
İngiltere Merkez Bankası, ülkenin anlaşma olmadan AB’den ayrılması durumunda en kötü senaryoda ekonomide yüzde 8 daralma ve para biriminde yüzde 25 değer kaybı oluşabileceği uyarısında bulunmuştu. Bankanın açıklamasına göre, İngiltere’nin Brexit anlaşması olmadan Avrupa Birliği’nden ayrılması durumunda ülke ekonomisi ciddi zarar görecek. Bir ada ülkesi olan ve gıda ürünlerinin büyük bir bölümünü Kıta Avrupası üzerinden tırlarla taşıyan İngiltere’de gıda fiyatları artacağı kesin. Anlaşmasız ayrılığın İngiltere ekonomisini 2008’deki küresel finansal krizden daha büyük durgunluğa sokabileceğini vurgulayan Merkez Bankası, ülke ekonomisinin küçülmeye devam edeceğini, enflasyon ve işsizlik oranının yükseleceğini, diğer uyarılar olarak sıralandı. Büyük fabrikaları ve üretimi bulunmayan İngiltere, dünya finans piyasasından büyük paralar kazanmaktaydı. AB’den ayrılış, Londra’yı, finans sektörünün büyük oyun kurucuları arasından çıkartabilir. İş dünyasının yavaş yavaş uyum sağlayabileceği bir geçiş süreci olmaması halinde, gümrük vergileri ve diğer ticaret engelleriyle beraber enflasyonun yüzde 7’ye tırmanabileceği, şu anda yüzde 4,1 olan işsizlik oranının da yüzde 7,5’e çıkabileceği uzamanların diğer karamsar yorumları. Emlak fiyatlarının yüzde 30 düşeceği, ulusal para birimi Pound’un Dolar karşısında yüzde 25 değer kaybedebileceği de Brexit sonrası İngiltere’yi bekleyen kötü haberler arasında yeralıyor.
Kişi ve kurumların yanında hükümet de AB’den ayrılık sonrası İngiltere ekonomisini nelerin beklediğine dair beklentiler açıklamıştı.
Buna göre, ne tür bir ticaret anlaşması yapılırsa yapılsın AB’den ayrılmış bir İngiltere’nin, AB üyesi İngiltere’den daha yoksul olacağı belirtildi. Hükümetin değerlendirmesi, AB’den ayrıldıktan 15 yıl sonra İngiltere’nin gayri safi milli hasılasının yüzde 0,6 daha az olacağını gösteriyor. Farklı senaryolara göre tespitlerin yapıldığı hükümetin değerlendirmesinde, anlaşma olmadan ayrılık olursa ve gümrük vergileri sürerse ülke ekonomisinin yüzde 9,3 oranında küçülebileceği ifade ediliyor. Bu senaryoda gayri safi milli hasılada beklenen düşüş ise yüzde 2,5 ila 3,9 arasında. AB’den çıkışın ağır bir bedeli olacağı ortada ve bu bedeli herkesin kendi çapında ödeyeceği de kesin. Herkes bir bedel öderken çıkışı en çok isteyen kişi bir mucize olmaz ise gelecek ay İngiltere’ye Başbakan olacak…..
- İşçi Partili adayların kazanma şansı yüksek…
- Irkçılık Farklı Şekillerde Ortaya Çıkan Bir Hastalıktır
- Sokağa çıkma yasağını kaldırmanın yol haritası
- İngiltere, Türkiye arasında seyahat yasak değil ama çok zor
- Kripto Para Piyasasında Neler Oluyor?
- Sokağa Çöp Atmak Alışkanlık Haline Geldi
- 6 Mayıs 2021 UK Seçimlerinde Herkes Galip!
- 6 Mayıs 2021 Seçimleri
- İlk Defa Ev Alacaklara Kolaylıklar!
- İngiltere ‘açılımında’ yeni yol haritası