
Geçen günlerde Tarsus’ta vahşice öldürülen Özgecan Aslan’a ağladık. Vicdanlı her insanın gözlerinden en az bir kaç damla yaş düşmüştür. ‘Cinsel suçlar ve tacizler dünyanın her yanında oluyor, mini etek giyen laikler bunu hakediyor’ şeklinde açıklama yapmak isteyen iktidar yalakalarının sözleri, ağızlarına, gözlerine tıkandı. Az bile yapıldı.
Kadına bakış açısındaki sakat zihniyet, kanunların uygulanmasında daha net ortaya çıkıyor ve cinsel suçların artarak devam etmesine zemin hazırlıyor. Bir iktidar emrindeki polis, jandarma, gardiyan gibi kolluk kuvvetlerinin yaptığı cinsel tacizleri örtpas yoluna gidiyorsa, balık buradan kokmaya başlıyor demektir. Artık kimseye ceza veremezsiniz, verseniz de caydırıcılık ortadan kalkmıştır. Son yıllarda çıkartılan yasalarla cinsel suçlardaki cezalar artmış gibi gözüksede, cümle aralarına sıkıştırılan muğlak ifadeler ve hafifletici nedenler, cezaları kesin olmak yerine, karar veren hakimin inisiyatifine bırakılıyorsa, yine sorun var demektir.
Kadına bakış açısındaki sakatlık, kanun yapıcıların ruhunda varsa, yaptığı kanunlarda da bunların izlerini görürsünüz. Tarsus’ta Özgecan Aslan’ın vahşice öldürülmesini sıradan bir olay gibi gösterme çabasına kalkışanlar yalnız değiller, onlar ‘sazan’ olarak ortaya atladılar ve gelen tepki üzerine çark ettiler. Asıl suçlular, öğrenci evlerinde kızlı erkekli kalıyor diyenlerdir, muhalif olanlara karşı sistemin koruculuğunu tutucu esnaflara bırakmak isteyenlerdir, ayrı eğitim yapmak isteyenlerdir, kızları kapalı, güvensiz, erkekleri saldırgan yetiştiren zihniyettir. Katilin facebook sayfasına baktığımızda, eğitimsiz bir lumpen biri olduğunu görüyoruz. Mesele dindar gençler yetiştirmek değil, bilgili saygılı nesiller yetiştirme meselesidir. Kadından nefret eden onları potansiyel suçlu gibi gören toplum, tecavüzcülere çanak tutuyor.
Cinsel saldırılar ve çocuk istismarları sadece Türkiye’de olmuyor ve bugünün sorunu da değil kuşkusuz. Asıl sorun ülkenin kültürel ve eğitim acziyeti içinde, egosu yüksek, kompleksli, her şeyi bildiğini iddia eden bir zihniyet tarafından yönetiliyor olmasıdır. ÖDTÜ arazisinden geçen yola karşı çıktığı için ülkenin en iyi üniversitesinin kapatılmak istenmesi, cahilliğin ilkelliğin geldiği son noktadır.
Kendi siyasal anlayışınızı kalıcılaştırmak için eğitim sistemiyle sürekli oynarsanız, daha çok , saygısız ve eğitimsiz insan yetiştirirsiniz. Bu ağızdan ve kulaktan dolma yarı cahil zorba nesiller arasından daha çok sapıklar saldırganlar çıkacaktır. Dünyadaki gelişmiş ülkeler, kadınlarını iyi eğiten çalışma hayatına katan memleketlerdir, fakir olanlar ise kadının itilip kakıldığı ikinci sınıf görüldüğü yerlerdir. Haritayı açıp bir bakın, bu resimi açıkça göreceksiniz. Gelişme bir kaç yol, köprü, liman yapmakla olmuyor, mala mülke değil insana yatırım yapmaktan geçiyor.
Bu yazıyı yazdığım sırada öğrendim, İstanbul Üniversitesi Basın Yayın’dan arkadaşım Nuh Köklü, Kadıköy’de kar topu oynarken, dükkanının camına bir kartopu isabet eden ve camın kırılma ihtimalini ileri süren bir esnaf tarafından bıcaklanarak öldürülmüş. Yukarıda bahsettiğim şöför olayında olduğu gibi kendi arzularını, malını, çıkarlarını, isteklerini ve zamanını başkalarının hayatlarından önemli gören, sistemin şımarttığı ve kolladığı yeni bir esnaf olayı ile karşı karşıyayız…Başımız sağ olsun…
- İstifa
- Vatan, Bayrak, Göç, UK
- Kış Soğuk Geçecek, Faturalar Sıcak Gelecek…
- Zil Çaldı, Okullar Açıldı, Eğitimde Eşitlik Şart
- Çocuk Yardımını Kimler Alabilir, Ne Kadar Alabilir?
- Yağmur Ülkesi İngiltere’de Su Krizi Kapıda
- Karbon Pasaportu ve Yardım Alanlara Yurt Dışı Kısıtlaması
- Birleşik Krallık, Kripto Para Yarışında Geride mi Kaldı?
- Yeni Sol Parti Yolda, Siyasi Dengeler Değişiyor…
- Emeklilikte Yoksulluk Kapıda mı?