
Birleşik Krallık yeni bir kışa hazırlanıyor. Ancak bu kış, soğuktan çok faturaların ‘can yakacağı’ konuşuluyor. 2025- 26 döneminde enerji fiyatlarının yeniden artacağı resmen kesinleşmiş durumda.
Ofgem’in açıkladığı son tahminlere göre haneler, geçtiğimiz yıllara kıyasla daha yüksek rakamlarla karşı karşıya kalacak. Milyonlarca aile için ısınma yine lüks sayılacak.
Enerji fiyatlarındaki bu artışın arka planında elbette küresel enerji piyasalarının dalgalanmaları, gaz arzındaki belirsizlikler, iklim krizinin dayattığı dönüşüm zorunlulukları var. Ancak mesele sadece küresel koşullar değil; Londra’daki siyasi tercihlerin de bu tabloyu ağırlaştırdığı gerçeğiyle de karşı karşıyayız. Bugün hükümette olan İşçi Partisi, seçim öncesinde halka büyük vaatlerde bulundu: sıfır saatlik sözleşmeleri yasaklamak, enerji yoksulluğunu azaltmak, yeşil dönüşümle yeni istihdam yaratmak… Ancak aradan geçen sürede bu vaatlerin çoğu ya geri çekildi ya da sulandırıldı.
İşçi Partisi, petrol ve gaz işçilerine net bir yol haritası sunamadı ve sendikaların uyarılarını dikkate almadı. Sendikacıların da sıklıkla belirttikleri gibi, hükümet işçileri yarı yolda bırakıyor. Petrol ve gaz endüstrisinde çalışan on binlerce kişi geleceğinden endişe ederken, İşçi Partisi hâlâ “yeşil iş” kavramını belirsiz tanımlar üzerinden tartışıyor. Üstelik Maliye Bakanı Rachel Reeves’in sonbahar bütçesinde konuşulan olası vergi artışları, zaten yüksek enflasyonla boğuşan işçi sınıfı için bardağı taşıracak son damla olabilir. İşçi Partisi, işçilerin sırtına yeni vergiler yüklemek yerine süper zenginlerden servet vergisi almayı gündeme getirmeliydi. Görünürde böyle bir çalışma yok.
Enerji Yoksulluğu Derinleşiyor
Bugün orta sınıf aileler bile faturaları ödemekte zorlanırken, düşük gelirli kesimler için tablo çok daha vahim. İngiltere’nin kuzeyinde, İskoçya’nın kırsal bölgelerinde ve büyük şehirlerin varoşlarında insanlar “ısınmak mı, yemek yemek mi” ikilemiyle yüzleşiyor. Bu sadece ekonomik değil, aynı zamanda insani bir krizdir. Ancak İşçi Partisi bu gerçeği görmezden geliyor. Seçim meydanlarında “çalışanların partisi” olduğunu söyleyenler, iktidara gelince işçileri unuttular.
Küresel Kriz Bahane mi?
Bundan önceki hükümette olduğu gibi şimdiki hükümet de her fırsatta küresel gelişmeleri gerekçe gösteriyor: Gaz fiyatları, Ukrayna savaşı, Orta Doğu’daki çatışmalar, küresel enflasyon… Ancak gerçek şu ki, yenilenebilir enerji yatırımları hızlandırılmış, altyapı güçlendirilmiş, enerji verimliliğine ciddi teşvikler verilmiş olsaydı bugün bu faturalar bu kadar yüksek olmazdı. İşçi Partisi’nin net sıfır hedefi kâğıt üzerinde var, ama icraatta yok.
Halk Ne Yapacak?
Vatandaşlar açısından durum ise çok iç açıcı değil. Kış geliyor, faturalar artıyor. İnsanlar kombilerini kısmak, elektrikli battaniyelere yönelmek, kapı altlarını süngerle kapatmak gibi çözümler arıyor. Gazeteler tasarruf önerileriyle dolup taşacak. Ama bütün bu küçük adımlar, büyük yükü hafifletmeye yetmeyecek gibi. Küresel problemler ithal enerji fiyatlarını yukarı çıkarıyor olabilir. Ancak hükümetlerin görevi, bahanelere sığınmak değil, öngörülü çözümler üretmek olmalıdır. Kısa vadede “ısınamayanlara” devlet desteği, uzun vadede ise güçlü bir yeşil enerjiye yatırımlar şarttır. Yüzyılın başında elektrik bulunduğunda petrol şirketleri bundan çok rahatsız olmuş ve uzun süre yeniliğe direnmişlerdi.
Bugün de aynı çok uluslu enerji şirketleri, yeşil enerjiye geçilmesinden rahatsız oldukları için süreci yavaşlatıyor olabilir mi? ABD’de kural tanımaz bir kovboyu iktidara getiren ‘güçler’, uluslararası arenada yeni yandaşlar arıyor olmasın? Çevreci ve sürdürülebilir olan yeşil enerji kaynakları yeterli destek verilmesi durumunda çok büyük ilgi görecektir. Daha iyi ısınacaklarını ve daha az ödeyeceklerini gören insanlar, yeşil enerji yatırımlarına büyük destek verecektir. Ancak hükümetin bugüne kadarki performansı bu konuda güven vermiyor. İşçi Partisi’nin en büyük sınavı bu kış olacak. Eğer faturalar kontrolden çıkar ve halk kendini bir kez daha yalnız bırakılmış hissederse, bunun siyasi bedeli ağır olur.
Nigel Farage gibi popülist figürlerin yükselmesi şaşırtıcı olmaz. 2025-26 kışı Birleşik Krallık için dönüm noktası olabilir. Enerji faturaları sadece evleri değil, siyaseti de ısıtacak. Isınma bir temel ihtiyaçtır, bir lüks değildir. İşçi Partisi, seçim meydanlarında verdiği sözleri hatırlamalı ve işçilerin, emeklilerin, dar gelirli ailelerin yanında durmalıdır. Aksi halde hem bu kışı kaybederler, hem de en azından gelecek seçimi.
- İstifa
- Vatan, Bayrak, Göç, UK
- Zil Çaldı, Okullar Açıldı, Eğitimde Eşitlik Şart
- Çocuk Yardımını Kimler Alabilir, Ne Kadar Alabilir?
- Yağmur Ülkesi İngiltere’de Su Krizi Kapıda
- Karbon Pasaportu ve Yardım Alanlara Yurt Dışı Kısıtlaması
- Birleşik Krallık, Kripto Para Yarışında Geride mi Kaldı?
- Yeni Sol Parti Yolda, Siyasi Dengeler Değişiyor…
- Emeklilikte Yoksulluk Kapıda mı?
- Britanya Politik Yelpazesini Renklendiriyor