Geçen hafta başlayan yazı dizimizde Londra’daki bizim işçilerden söz etmeden göçmen işçilik konusunda kuramsal tartışmalardan söz etmiş, ucuz ve uysal niteliğiyle gelinen ülke ekonomisine büyük katkı sunduklarını anlatmıştım…
Bu hafta da Birleşik Krallık’a önce Kıbrıs sonra Türkiye’den emek göçü serüvenine devam ediyoruz. Türkiye emek ihracatından, bütün Avrupa’nın olduğu gibi Birleşik Krallık da emek ithalatından memnundur.
O kadar ki Belçika’da 1956’da büyük maden kazasında İtalya, Belçika’daki kendi işçilerini geri çağırırken, kurbanlık olarak hangi işçiler gönderilmiş biliyor musunuz?
Türk ve Faslı işçiler… İngiltere II. Dünya Savaşı sırası ve sonrasında yabancı emeğe ihtiyaç duyar.
Savaş sırasında Çinli işçiler cephe gerisinde çalışır. Savaş sonrası emek ihtiyacını İngiliz Milletler Topluluğundan karşılamaya çalışır yetmeyince de üçüncü ülke emekçilerine kapısını açar.
Patronların imzalayıp verdiği izin belgesi “permit” çalışma vizesi yerine geçer ve 4 yıl permitini yenileyen işçi sürekli oturuma da hak kazanır.
Kıbrıslı emekçilerin İngiltere’ye gelişleri çok önceleri olmasına karşın, Türkiye’den İngiltere’ye işçilerin gelişi de 1960’ların ilk yıllarındadır.
Ayşe Bircan’ın “Turkish Women in London” başlıklı araştırmasında yer alan alıntıda Türkiye’den 1963-72 arasında “work permit” ile 2004 erkek ve 410 kadın işçinin geldiği belirtiliyor.
1950’lerden itibaren 10’ar yıllık dilimlere damga vuran olayları tek cümleyle anlatırsak şöyle: 1950’ler: Kıbrıslıların yoğun göçü 1960’lar: Kıbrıslı Türklere Türkiye’den emek göçünün eklenmesi
1970’ler: İşçilerin örgütlenmesi, grevler, İngiltere Türk İşçi Birliği’nin işçilerce, Türkiyeli İlericiler Birliği’nin TKP İngiltere tarafından kurulması, Türkiye’deki askeri muhtıra sonrası gelen öğrenciler ve 1974 Kıbrıs harekatı sonrası gelen Kıbrıslılar…
1980’ler: Türkiye’deki 80 darbesi sonrası gelen sendikacı ve aydınlar, toplumda kurumların oluşturulması, turist olarak gelip kaçak çalışan emekçiler 1990’lar: Kürt göçü ve aile birleştirmesi, Au-pairlerin gelişi…
2000’ler: Ankara Anlaşması’ndan gelenler…
Yarım asırlık toplumdaki emek tarihine göz atıldığında 1970’lerin en renkli yıllar olduğu görülecektir. Kıbrıslı ve Türkiyeli göçmenler hemen hepsi emek göçüyle Londralı olmuştur.
Farklı kültürden dillerini bilmedikleri bir ülkede tutunmaya ve geride bıraktığı ailelerini de yanlarına getirmeye çalışırlar. Bu yıllarda fabrikaların ve bizim işçilerin Hackney, Haringey ve Islington’da toplanması kendi aralarındaki iletişimi de güçlendirir.
İşçilerin ortak özelliği asgari haftalık ücretin çok altında üstelik çok fazla saatlerde çalışmalarıdır. Gelenlerin çoğu 1950’lerin sonunda kurulan Kıbrıs’lı iş adamı İrfan Nadir’in tekstil atölyesi (daha sonra fabrikaya dönüşecektir) ile 1960’ların sonu ve 70’lerde Kıbrıslı işadamı nam-ı diğer “Mr Ali, Ali Usta” Salih Ali’nin Wimpy ayaküstü “hızlı yiyecek” şubelerinde çalışırlar.
Bu iki Kıbrıslı girişimcinin iki farklı sektörde büyümesi Kıbrıslı ve Türkiyeli emekçilerin de ileride bu iki sektörde yoğunlaşmasını sağlayacaktır. Türkiye’de 12 Mart 1971 askeri muhtırası sonrasında Londra’ya 100’e yakın siyasi sığınmacı ve rejimden kaçarak İngiltere üniversitelerinde lisans ve lisans üstü okumayı tercih eden Türk öğrenciler gelir.
İngiltere 1 Ocak 1972’den sonra Avrupa Ekonomik Topluluğu dışından niteliksiz ya da yarı nitelikli emek göçüne izin vermeyince Türkiye’den patronların çalışma izni permit’leri kalkar. Türkiye’den işçi akını turist vizesiyle gelerek kaçak çalışma yöntemine dönüşür.
Türkiye’nin adına Barış Harekatı dediği 1974’deki Kıbrıs müdahalesi ise adadan hem Türk hem de Rum emekçilerin İngiltere’ye akınını artırır. Haftaya 1970’lerdeki işçilerin ilk örgütlenmesi ve grevleri anlatacağız.
- 2 Mayıs’taki oyum
- Oxford Street’de Urfa’daki işçileri desteklemenin erdemi
- Namık Kemal’in Londra’daki izi
- İngiltere’de emekli maaşı 50 paket sigara karşılığında
- İki ülkede belediyecilik karşılaştırması (II)
- İki ülkede belediyecilik karşılaştırması (I)
- İngiltere laikliği sağlamlaştırıyor
- Emekli WASPI kadınlarının zaferi…
- İngiltere’nin simgesi Minilerin tasarımcısı: İzmirli Alec
- Kral Charles ve bir yoksul hastalığı olarak kanser…