Belki gözünüzden kaçmıştır, geçen haftaki “Ankara Anlaşmalı genç psikolog canına kıydı” başlıklı haber gerçekten üzücüydü. Haberde “Ankara Anlaşması” ile 7 ay önce iş kurup İngiltere’de yaşamaya başlayan psikolog Sıla Ulutaş’ın 15 Şubat günü evinde intihar ettiği aktarılıyordu. Haber hem toplumun kanayan yarası intiharların sürmesi, hem de Ankara Anlaşması ile gelenlerin sorunlarının boyutunu aktarması açısından da önemliydi.
“Boğaziçi Üniversitesi mezunu Ulutaş’ı psikolog olmasına karşın yolun sonuna getiren nedenler sorgulandığında hepimiz suçluyuz” diye düşünüyorum. En başta vatandaşlarını yoksullaştıran, geleceklerini karartan ve göçmenleştiren Türkiye’deki iktidar suçlu. Ankara Anlaşması yapanların durumu salgından dolayı zorlaşmıştı, son olarak sterlinin iki katı değerlenmesiyle çok daha zorlaştı.
Toplum suçlu! Toplum içindeki dayanışma yalnızca birkaç derneğin küçük omuzlarına bırakıldı. Yürürken ezilen karıncaları görmüyorsanız suçlusunuz! “Topluma hizmet ediyorum” deyip de bu zorlu süreçte destek için parmağını kıpırdatmayan dernekler de suçlu tabii!
İş dünyası suçlu! Sosyal projelere gözünü kapatan, toplum için çalışan kurumlara destekten kaçınan velhasılı başka hayatları düşünmeyip kesesini doldurmaktan başka bir şeyi görmeyen iş dünyası suçlu. Buradan soruyorum, Türkİngiliz Ticaret ve Sanayi Odası (TBCCI -Turkish British Chamber of Commerce and Industry) kurulduğu 1980’den bu yana hangi sosyal projeye destek oldu? Toplum yararına çalışan hangi kurumun arkasında rüzgar oldu? Sahibi toplum üyesi olan dev marka şirketler var. Sadece bir kaçı dışında hemen hemen hepsi yaralı parmağa işemeyen türden.
Sıla Ulutaş’ın sessiz çığlığını hepimiz duymalıydık ama başkonsolosluk önce duymalıydı. Bu zorlu süreçte “Alo Destek” hattı kurabilir, mağdurları doğru yerlere yönlendirerek el uzatabilirdi.
“14 Mart Tıp Bayramı”nı parlamentoda kutlayan İngiltere Türkiye Sağlık Elemanları Birliği ile İngiltere Kıbrıslı Türk Hekimler Birliği nerede? Hadi oluşumlar tabela derneği oldu, bunların kurucu üyeleri nerede? Parlamentoda caka satıyordunuz. Sesiniz niye çıkmıyor yahu? Sıla’yı duymadığınız için sizler de suçlusunuz. Toplum üyesi akademisyenler, gazeteciler, kadın dernekleri ve belediye meclis üyeleri de suçlu… Nedenlerini sayfalar dolusu yazabilirim.
Toplumda intiharlar konusunda Açık Gazete arşivini karıştırdığımda 2008’deki bir haber çarpıcıydı. The Times’ın Pakistan kökenli muhabiri Murad Ahmed, “Maço toplum, erkeklerin onurlu ölümüyle çaresiz” başlıklı haberiyle İngiltere’deki bizim toplumu derinden sarsan seri intiharları incelediğini yazıyordu. Haberde o tarih baz alınarak toplumda son 10 ayda 10 intihar gerçekleştiği aktarılıyordu. Bu dönem intiharlarının ortak özelliği intihar edenlerin genç, Alevi ve Kürt kökenli olmalarıydı. Bunun nedenini en doğru olarak sosyologlar arayacak ama akla ilk olarak iki kültür arasına sıkışmışlık geliyor…
Daha sonraki yıllarda toplumda kumar bağlantılı intiharlara da tanık olduk. DAY MER’de 2019’da yapılan bir toplantıda DERMAN Genel Müdürü Nursel Taş ve Derman Ruh Sağlığı Servisi’nin sorumlusu Ufuk Genç kumar bağımlılığının toplumda açıklanmayan fakat ciddi bir sorun olduğunu belirterek, “Toplumdaki bazı intihar olaylarıyla kumar bağımlılığının ilintili olduğu bir gerçek” diye konuşmuşlardı.
“2000’lerde toplumu sarsan bu intihar olayları azaldı mı?” diye sorarsanız, “Sanmam” diye yanıtlarım. Uzmanlar o dönemde “intihar eğilimli insanları tetikleyebileceği” savıyla intihar haberlerinin verilmemesini biz gazetecilerden istemişlerdi. Ne yazık ki çöpleri halının altına süpürmekle temizlik yapmış sayılmıyoruz.
Sıla Ulutaş kendi iradesiyle hayata erken veda ederken toplumdaki iç kanamayı da gösterdi. Şimdi sıra daha fazla gecikmeden bu kanamayı durdurmada. Suçlular iş başına!
- Oxford Street’de Urfa’daki işçileri desteklemenin erdemi
- Namık Kemal’in Londra’daki izi
- İngiltere’de emekli maaşı 50 paket sigara karşılığında
- İki ülkede belediyecilik karşılaştırması (II)
- İki ülkede belediyecilik karşılaştırması (I)
- İngiltere laikliği sağlamlaştırıyor
- Emekli WASPI kadınlarının zaferi…
- İngiltere’nin simgesi Minilerin tasarımcısı: İzmirli Alec
- Kral Charles ve bir yoksul hastalığı olarak kanser…
- Ahhh Kate Osamor bir çuval inciri berbat ettin!