Bir kaç hafta aradan sonra yeniden merhaba….Yaz bitti, okullar açıldı, herkes evine döndü. Bu yaz Türkiye’ye kara yolu ile gidenler dönüşte Bulgaristan gümrüklerinde çok bekletilmişler. Kara yolu her zaman biraz çileli, ancak bir o kadar da keyifli ve öğreticidir. Türkiye’ye karayolu ile gitmedim fakat akrabaların farklı şehirlerde olmaları nedeniyle toplamda yirmi üç şehirden geçerek dört bin kilometre araba kullandım. Trabzondan başlayan yolculuğumuz, Doğu Karadeniz, Doğu Anadolu, baştan başa İç Anadolu, Ege ve yeni İzmir-İstanbul yolu şeklinde devam etti.
Karadeniz sahil yolu yirmi yıl önce yapılmıştı, deniz ile yerleşim birimlerinin ilişkisini kesen otoyol üzerinde bölge ürünlerinin satıldığı, yemeklerinin tadıldığı restoranlar ve alış veriş yerleri halen kurulmamış. Otoyolda araba kullanmaya başladığınızda, yoldan çıkmak psikolijik ve fiziksel olarak çok kolay olmuyor. Trabzon ve Rize bir kenara Artvin’in doğası büyüleyici. Her vadisi bir birinden farklı olan Artvin ilçelerinin kültürel yapıları da birbirinden çok farklı ve zengin. Bölgeye ulaşımın zor olması bu doğal yapıyı korumuş, görmeyenlere kesinlikle tavsiye ederim. Ayrıca en güzel mıhlama da burada yeniyor.
Türkiye’de görmediğim son iki il olan Erzurum ve Erzincan’ı bu yolculuk sırasında uğradım. Yıllanmış kaşar peynirleriyle ünlü Ardahan üzerinden ilk Erzurum’a ulaştık. Son yüz elli yılda çok çileler çekmiş olan palandöken dağı’nın eteklerindeki Erzurum’dan transit geçmedik. Yüksek bir yayla olan şehirin kendine has bir havası var. Biraz da ön yargıyla uğradığım Erzurum’u ben sevdim. Cağ Kebabı yedik, hep görmek istediğim Çifte Minareli Medrese’yi gezdik.
Ertafı dağlık ortası bağlık Erzincan ise Türkiye’nin en güzel şehirlerinden biriymiş. Bir gece kaldığımız şehir deprem dolayısıyla çok büyük acılar çekmiş. Son yüz yılda 1939 ve 1992 yıllarında iki kez yerle bir olan Erzincan’da dört kattan fazla bina yapılmasına izin verilmiyor. Biraz da zorunluluktan uygulanan yüksek kat yasağı şehre o kadar yakışmış ki anlatamam. Düzenli caddeleri modern binaları, hüzünlü gün görmüş insanlarıyla bütünleşince ortaya çok güzel bir şehir çıkmış. Köy kahvaltısı yaptığımız Girlevik Şelalesi ise şehrin bize sunduğu bir başka görsel güzellikti. Erzincan’dan sonra yolumuz Sivas Ellerine uğradı. Cahit Külebi’nin Sivas yolları ile ilgili ünlü bir şiiri vardır. “Sivas yollarında geceleri/Katar katar kağnılar gider/Tekerleri meşeden/ Ağız dil vermeyen köylüler/Odun mu, tuz mu, hasta mı götürürler? /Ağır ağır kağnılar gider/Sivas yollarında geceleri….”Kısa süre içinde çok yol katettim fakat Sivas yolları kadar sürmekle bitmeyen, uzun yollar görmedim. Cumhuriyet’in temellerinin atıldığı Sivas, çıplak dağları ve geniş arazisi ile Türkiye ulaşımın önemli kavşak merkezlerinden.
İç Anadolu’ya gelene kadar Doğu İllerinin yolları oldukça iyi, Ardahan – Erzurum arasındaki yol dışında tüm yollar yeni yapılmış yada tamamlanmak üzere. Araba sürmekten hoşlananlar için oldukça keyifli. Yolculuğumuzun önemli duraklarından Kayseri büyümeye devam ediyor. Erciyes Dağı’nın eteklerine kurulan memleketim Kayseri, sanayisi ve iş olanaklarıyla bölgenin çekim merkezi. Bizans ve Selçukluların önemli yerleşim birimi Kayseri, düz ova üzerine kurulan kalesi türünün ilk ve tek örneğiymiş. Normalda kaleler, yüksek tepelere ya da doğal olarak korunaklı yerlere konuşlandırılırlar. Kayseri Kalesi ise ovanın tam ortasına kesme taş kullanılarak inşaa edilmiş. Yüksek surlar halen sağlam, yıllardır bitmeyen restorasyon dışında sorunu da yok. Kayseride bir inşaat furyasıdır gidiyor. Yeni yapılan apartman blokları ortalama yirmi kat. Erzincan’dan sonra beton blokları bana çok sevimsiz geldi. Türkiye’de ilk modern belediyecilik ve planlamanın yapıldığı Kayseri ‘rant’a kurban edilmiş. Şehrin yolları iyi fakat bitmeyen inşaatlar şehrin güzelliğini, zenginliğini gölgelemeye başlamış. Kayseri’ye yapılan tarihi yapılar, Selçuklular ya da Cumhuriyet döneminde yapılmış. Tüm Anadolu’da olduğu gibi buraya da Osmanlı İmparatorluğu döneminde kayda değer bir yatırım yapılmamış. Etli mantı Kayseri’nin en meşhur yemeği. Pastırma sucuğun başkenti olan Kayseri ayrıca çok zengin bir mutfağa sahip. Aşırı betonlaşmayı sevmesem de, Kayseri’nin güzel lezzetleri kendini korumuş. Mantı ve pastırmanın tadına bakmadan buradan ayrılmak olmazdı…
- İşçi Partili adayların kazanma şansı yüksek…
- Irkçılık Farklı Şekillerde Ortaya Çıkan Bir Hastalıktır
- Sokağa çıkma yasağını kaldırmanın yol haritası
- İngiltere, Türkiye arasında seyahat yasak değil ama çok zor
- Kripto Para Piyasasında Neler Oluyor?
- Sokağa Çöp Atmak Alışkanlık Haline Geldi
- 6 Mayıs 2021 UK Seçimlerinde Herkes Galip!
- 6 Mayıs 2021 Seçimleri
- İlk Defa Ev Alacaklara Kolaylıklar!
- İngiltere ‘açılımında’ yeni yol haritası