Yeni yıl, Yeni hayat….

Bu yazı 3 Ocak 2017 tarihinde yayınlanmıştır

Her yeni yıl yeni bir başlangıçtır. Yeniden başlamak ümitli olmak, hayata geleceğe pozitif bakmak her zaman kazandırır. Her şeyin kötü gittiği, hayatınızın karamsar anında “daha yaşayacak kaç gününüz kaldığını düşünün”, yeniden doğmuş gibi olacaksınız ve eminim karşı karşıya olduğunuz problemler küçülecek, eski önemini kaybedecek ve üstesinden gelmek daha kolay olacaktır.

Yeni yılın bu ilk yazısında izninizle kendimde de örnekler vererek, yeni başlangıçlar hakkında yazmaya çalışacağım. Doktorlar hayatımızda yapılan değişikliklerin, yeni şeyler düşünmenin, kısaca değişimin hücrelerinizi de yenilediğini söylüyorlar. Yeni yılın başında eski bazı alışkanlıklarımızı gözden geçirip, küçük fakat belkide hayatımız için büyük olacak değişiklikleri yapmaya ne dersiniz? Mesela hiç elimizden bırakmadığımız sosyal medya denilen “çok akıllı telefonlarımız” var ya, onların ne kadar zamanımızı çaldığını ve bizden neler götürdüğünü bir düşünelim.

Biz mi teknolojiyi kullanıyoruz yoksa o mu bizi esir aldı? Biraz daha uzak durmaya ne dersiniz. Kendini yenilemenin en kolay yolu kıyafetleri yenilemektir. Bu arada fazla kilolardan kurtulmakta cabası. Ben denedim on kilo verdim, şimdi kendimle daha barışık olduğumu düşünüyorum. Kıyafetleri değiştirirken eskileride bir köşede saklamayın, muhtemelen yeniden giymeyeceğiniz şeyleri ihtiyaç sahiplerine verin. Başkalarını mutlu emek sizede iyi gelecektir. Şair Can Yücel’in güzel bir sözü vardır, büyük usta şöyle der; “Ömür dediğin üç gündür; dün geldi geçti, yarın meçhuldür. O halde ömür dediğin bir gündür; o da bugündür”. Herkeste elde ettiklerini kaybetme korkusu birazcıkta olsa vardır, göçmen toplumlarda bu korku daha da fazladır. Yarını düşünmek elbette hepimizin yapması gereken şey, fakat belirsiz bir gelecek için bugünü feda etmek, akılkarı olmasa gerek.

Kendimizi ve çevremizi sürekli eleştirmek, kritik yapmak çok fazla şey kazandırmıyor. Öz güveni zedeleyen, kısır döngüye sokan, aşağı çeken gereksiz eleştirilerin kimseye faydası yok. Sorgulayan ‘neden’ sorusu yerine belkide daha fazla yararı dokunacak ‘nasıl’ sorusu ile başlayan cümleler yerinde olabilir. Çok konuşan eleştiren insanlar, çevreleri tarafından fazla sevilmiyor, herkes ondan uzaklaşmak için fırsat kolluyor, benden uyarması.

Geçmişte kalması gerekenler, keşkeler ve doğru hamleyi yapamamış olmanın pişmanlığını taşıyor olmak, bir insanın başına gelebilecek en büyük handikaptır. Aşırı pişmanlık ve saplantı sağlığa zarar verdiği gibi, yeni fırsatları görmemizin önündeki en büyük engel. Yaşıyorsanız hayat devam ediyordur ve devam eden şeyde her zaman yeni fırsatlar vardır. Hayatta izleyici mi yoksa aktörmüsünüz? Film izliyor gibi başkalarının hayatını izlemek yerine, hayatın içine karışıp ‘aktör’ olmaya ne dersiniz? Sürekli spor programı izlemek yerine, spor yapın. Mesela parkta koşun yada oradaki ücretsiz jimnastik aletleri ile çalışın. Her hafta bir kaç saat spor yapmak, sizin için televizyonda izlediğiniz en iddalı ‘derbi’ maçından daha faydalı olacaktır. Sadece müzik dinlemek yerine bir koroya katılıp şarkı söylemek, ya da bir müzik aleti kullanmayı öğrenmenizi istesem çok fazla şey mi istemiş olurum? İngiltere’de insanların sokakta, alış verişte ve genel olarak hayatta “nezaketli olmaları” çok güzel bir davranıştır. Yeni bir hayat kurmak için doğduğum ülkeden ayrılmayı düşündüğümde, daha önce yolumun düştüğü Londra’yı hatırladım.

İnsanlar bir birine teşekkür ediyorlar ve küçük bir davranışta, kusur kendilerinde olmasa da kolayca “sorry” diyorlardı. Affetmek ve insanlara güzel şeyler söylemek, bizim hayatımızı da güzelleştiriyor. Affetmek ve minnet duymak gibi kavramların geri dönüşümleri genellikle pozitif oluyor.

Yeni yıla nasıl girerseniz bütün sene öyle geçer derler, 2017’ye yüzünüzde gülümseme, kalbinizde sevgiyle girmeye çalışın, kimseye zararı olmaz, kimbilir belki yeni yılınızın ve yeni hayatınızın başlangıcıdır. Size yeniden başlama enerjisi verir. Yeni yılınız ve yeni hayatınız kutlu olsun….