Hepinize merhaba,
“Bugün yirmi üç Nisan,Hep neşeyle doluyor insan.”
Okul yıllarımda en sevdiğim bayramlardan birisi. Aylarca sahneleyeceğimiz gösterilere hazırlanır, renkli ve özel kostümler giyinir ve coşku ile kutlardık. Evet bugün Türkiye’de 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ve yine çocuklar tarafından çeşitli etkinliklerle kutlanıyor.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün, Büyük Millet Meclisinin açılışı ile beraber Türk çocuklarına armağan ettiği 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, 23 Nisan 1921’de Milli Bayram olarak kutlanmaya başlamış.
“Gerçek hayat; rekabete dayalı bir dünya. Herkes çocuğu dereceye girsin, birinci olsun istiyor. Doktor, mühendis, yönetici olsun. Allah aşkına bir düşünün. Her çocuğun kendine özgü yetenekleri, kapasitesi ve hayalleri vardır. Ama yok öyle. Herkes aynı yarışta aynı şekilde yetişmeli. Beş parmağın bile beşi bir değil. İsterseniz itip çekin, aynı hizaya getirmeyi deneyin. Parmaklarınız kırılır. Ne zaman farkına varacaklar? Her çocuk farklıdır. Er ya da geç hepsi bir şekilde öğrenir. Her birinin kendi öğrenme hızı vardır. Beş parmağın beşi bir mi?” (Taare Zameen Par)
Bu hafta sonu kendimle biraz baş başa kalıp kitap okumanın ve Türk kahvesi içmenin keyfine varmak çok güzeldi.
Bu arada kitabımın konusu anne ve babaların çocuklarını nasıl yetiştireceklerine yönelikti. Son dönem bu konuda daha fazla araştırma yapmaya başladım. Kendi tecrübelerimden de çok iyi biliyorum ki bir insanın tüm hayatı bebeklik ve çocukluğunda ailesinden gördüğü davranış modelleri ile çok bağlantılı. Beyin, 0-6 yaş aralığında edindiği tüm deneyimleri ayırt etmeksizin kaydeder. Deneyim ve duyguları birleştirip, yorumlar ve kaydeder. Yani, “Ağaç yaşken eğilir” misali ebeveynler çok dikkatli olmalı çocuk yetiştirirken. Tabi ki herkes mutlu ortamlarda ve iyi anne, babalar tarafından yetiştirilmedi. Ama kendi ailelerinden iyi davranış modeli görmeyenler bile kendi çocuklarının geleceği için yeni bir sayfa açabilirler. Bu arada kendi içinizdeki, belki de küskün çocukla ilgilenmeyi unutmayın.
Kitabı okurken 1924 -2005 yılları arasında yaşamış Amerikalı yazar ve aile danışmanı Dorothy Nolte’un 1998 yılında yazdığı orijinal ismi “Children Learn What They Live” bölümü çok etkiledi beni. Şiir gibi metni Türkçeye çevirdim ve sizlerin de okuması için bu haftaki sayfamda paylaşmaya karar verdim.
Çocuklar Ne Yaşarlarsa Onu Öğrenirler…
Eğer çocuklar eleştirilerek büyütülmüşlerse, kınama ve yargılamayı öğrenir.
Eğer çocuklar dalga geçilip, aşağılanmışsa; çekingen olmayı öğrenir.
Eğer çocuklar düşmanca duygular ve kavga ortamında büyümüşlerse; kavga etmeyi öğrenir.
Eğer çocuklar korkutularak büyümüşlerse; endişeli ve kaygılı olmayı öğrenirler.
Eğer çocuklar acınarak büyütülmüşlerse; kendilerine sürekli üzülmeyi öğrenir.
Eğer çocuklar utandırılmışlarsa; kendini suçlamayı öğrenir.
Eğer çocuklar desteklenip, yüreklendirilmişse; kendine güven duymayı öğrenir.
Eğer çocuklar hoş görü ile büyütülmüşlerse; sabırlı olmayı öğrenir
Eğer çocuklar haklarına saygı duyularak büyütülmüşse; adil olmayı öğrenir.
Eğer çocuklar dürüstlük içinde büyümüşlerse; samimi ve dürüst olmayı öğrenir.
Eğer çocuklar tarafsız ve adaletli büyütülmüşlerse; adil olmayı öğrenir.
Eğer çocuklar nezaket ve saygı duyularak büyütülmüşlerse; saygı duymayı öğrenir.
Eğer çocuklar kabul gördükleri bir ortamda büyütülmüşlerse; sevmeyi öğrenir.
Eğer çocuklar güvenli ortam içerisinde yetişmişse; kendilerine ve yakınlarına inanmayı ve güvenmeyi öğrenir.
Eğer çocuklar kabul ve onay görmüşse; kendini ve insanları sevmeyi öğrenir.
Eğer çocuklar samimiyet ve arkadaşlık ortamında büyütülmüşlerse; dünyanın yaşanacak güzel bir yer olduğunu öğrenir.
Sevgimle kalın…
e-mail:info@ndlondon.com
- Kendiniz Olma Alışkanlığı…
- Hayata Dair…
- Zihin, Duygu ve Beden Bağlantısı…
- 25. Kare Tekniği ve Subliminal Mesaj Nedir?
- Hayata Dair…
- Kadının Bilgeliği…
- Para Koçluğu Nedir?
- Geçmişim, İzin Ver De Gelişeyim…
- Yürek Isıtan Görüntüler Lazım…
- Motive Eden Film Önerilerim…