Olay Gazete Turkish Newspaper in London
  • İNGİLTERE GÜNDEMİ
  • EKONOMİ
  • TİCARET
  • YAŞAM/SAĞLIK
  • KÜLTÜR/SANAT
  • EĞLENCE/TATİL
  • WEBTV
  • MODA/TASARIM
  • SPOR
  • İNGİLTERE GÜNDEMİ
  • EKONOMİ
  • TİCARET
  • YAŞAM/SAĞLIK
  • KÜLTÜR/SANAT
  • EĞLENCE/TATİL
  • WEBTV
  • MODA/TASARIM
  • SPOR
No Result
View All Result
Olay Gazete Turkish Newspaper in London
  • ENFIELD
  • HACKNEY
  • HARINGEY
  • ISLINGTON
  • GÜNEY LONDRA
  • KIBRIS KKTC

Sonbahar

23/09/2025
0
SHARES
17
VIEWS
Bu yazı 23 Eylül 2025 tarihinde yayınlanmıştır
Tamer Çalışır

Keşke yalnızca mavi gökleri soldursaydı bu Eylüller, bu hazan denen mevsim. Keşke yağmuruna katlansaydık birkaç ay kadar. Şemsiyelere sığınsaydık ve sonra dinseydi her şey. Güneşsizliğe çare olsaydı büyük büyük lambalar, petek petek kaloriferler. En ezik şarkılara camın arkasından eşlik etseydi kasvetli rüzgârlar. Dalgalar büyüse ve yalnız kıyılara vursaydı. Nefis deniz manzaralarına nazır, şömineler yaksaydık. Yalnız tenin üşüseydi biraz biraz, için sızlasaydı en fazla. İçindeki sana bir şeycikler olmasaydı keşke.

Üzgünüm… eylülde  sadece yapraklar sararmaz. İnsanlar da sararır, kızıllaşır, kurur hatta. Yerlere düşer, kıvrılır, savrulur, üzerine basılır, parçalanıp ufalanır.

Tüm tazeliği ile tepeden bakarken yeryüzüne onun da son günü gelir. Rüzgâr vesile olur ve alaşağı edilir insan. Her gün tıkır tıkır işleyen saat gibi görevini yaparken o çalışkan güneş, küskün çocuklar gibi sırtını döner sana. Açmaz olur insanoğluna. Günlerce göremeyiz ışık saçan yüzünü. Isıtmaz eskisi gibi. O, galaksideki diğer fillerle tepişirken mavi kürenin zavallı insanları ezilir, çamur deryasında kaybolurlar. Kimselere yüz vermeyen güneşin keyfi kaçmıştır. Hem de tam zamanında… Genç âşıkların kalp kıpırtıları çan eğrisinin en üstüne çıkmışken, papatyanın kokusu ruhumuzda yeni yeni yer etmişken, kötü bir şeyler olmuştur güneşe. Kanın sevdiğine henüz kaynamışken ve aydınlık gülüşler ifadesiz yüzlerimize yeni yeni yakışırken, o büyük yıldızın gri bulutlara yenik düşeceği tutmuştur.

Gecelerden alışığızdır aslında güneşin bu boynu bükük hallerine. Hâlbuki sonbaharın provasını yapardık her gece. Uyumuşuz demek ki… Güneşin gece buhranı tan vakti ile son bulurdu oysa. Kin tutmayan güneş karanlığın yaşattığı ne kadar hüzün varsa gece yaşar; kızıla boyadığı sabahla birlikte unutuverirdi her şeyi. Sonra yeniden başlardı kıpırdanmaya, ısınmaya, kapattığı tüm lambaları birer birer açmaya, gölge düşüren bulutları kovalamaya.  Gelgelelim güneşin sıcağı, sabahların tadı, yarınlara doğan parlak ışık çıkınca evinden, kapında sıraya giren aylara razı olursun. Mutlu görünmeye çalışan melankolik Eylül, döktüğü yapraklarla birlikte seni de savuran fırtınalı Ekim ve kıştan farksız soğuk Kasım, alıştıra alıştıra çarpar adamı. Hırpalar bu sonbaharlar.

Eylül, anlatılamayan duyguların, içimize oturan hüzünlü kemancının, ayakları yere basan ağır başlı halimizin ayıdır. Gidip gelen düşüncelerin, kendisiyle baş başa kalan yalnız adamın günleridir Eylül günleri. Rüzgârın serin yüzüyle esmeye başladığı güz mevsimin hatırlatıcısıdır o ay. Pastel renkli ruhların semalarla birlikte ağladığı ama güneşin sıkkın gökyüzünü sevindirmeye devam ettiği aydır Eylül ayı. Sonbaharın girizgâhındaki Eylül, ressamların bayramıdır.

Şövale özlediği tuvale, o da hasret kaldığı renklerine kavuşur. Mevsimin ateşlediği sanatçı sabırlı davranır ve dizginler kendini. Ağırdan alır fırçasını. Evvela yeşilin tonlarını paletindeki beyazla yumuşatır. Işığı eksik etmez Eylül’den. Ormanın müsaade ettiği her boşluktan, güneş keyifle sızmaya devam eder. Enfes yemeklerinin harcına neyi ne kadar kattığını bir türlü anlayamadığınız usta aşçılar gibi renklerin efendisi ressamlar da gelişigüzel atar sarıyı. Yeşile çok yakışır sarı tonlar. Ihlamur çabucak ipe un serse de yeşilin teslimiyeti için henüz erkendir. Meşelere adet yerini bulacak kadar tek tük sarı yapraklar serpiştirilir. Mavinin arasına belli belirsiz griler çizilir. Gökyüzü inceden puslanır. Ressam kalkan tozlardan yel yel çizgiler yapar rüzgârı anlatmak için. Ormanının yükseklerine en ince fırçasıyla kınalar yakar. Ardından tüm esintileri bir ölçü daha soğutur. Belli ki üşüyerek ürpermeni ister senden ve resmettiği sonbahara kollarını kavuşturup bakmanı arzu eder. Güzel bakan ve elbette güzel gören ressamların mevsimidir sonbahar.

Görmeyi beceren kadirşinaslar, sonbaharda bardağın dolu tarafının yağmurla dolduğunu bilirler. Yağdıkça dolar bardaklar. Fayda üstüne fayda yağar göklerden.  Gri sonbahardan dökülen kısmetli yağmurlar tüm doğayı temizler. İnsanlığın el ele verip çöplük yaptığı hava şükürler olsun ki çiseleyen yağmurlar eşliğinde, koklanmaya hazırdır artık. Tozu alınmış yaprak, ıslanmış toprak en arı kokusunu salar gökyüzüne doğru. Yakalayıp içine çekersin nefes nefes. Derin derin nefes almaya duyduğun özlemi giderirsin.  Sonbaharın gökten inen damlaları, minik elleriyle senin kirlettiğin sokakları sağanak sağanak yıkar. Sıcak yaz günlerinin yollarda bıraktığı vurdumduymaz izleri önüne katıp yok eder. Alelade yapılmış çatıların üzerinde saatlerce tıpı tıpır eden damlalara, ucuz ustalık örneği pencerelerden sızan rüzgarların korkunç uğultuları eşlik eder sabahlara dek. Karamsar mızıkçılığınla yandıra yandıra oflayıp pufladığın usanmaz yağmurlar, üşengeçlik mamulü poşetlerini, vurdumduymaz pisliklerini orta yerden kaldırır. Hava ağardığında, o temizlenen sokağında delikanlı köknarların olduğunu, sedirlerle boy ölçüştüğünü fark edersin. Yağmurla ıslanan çam ağaçları, her bir iğnesinin ucuna itinayla yerleştirilmiş yusyuvarlak su damlalarıyla, yeşil renkli görkemli avizelere dönüşürler. Karaçam bile bir hoş gelir sana. Bereketli Eylül yağmurlarından, umutların ekildiği Ekim’lere erişilir böylece.

Buğday, suya doymuş toprağa; sokaklar, yapraklarına kavuşur Ekim’de. Doğa, yavan yavan yürüdüğün yollarına güller dökemese de, çınar yaprakları ile önüne serilir. Sapsarı yapraklarla dolu bir sokakta gözlerinin pasını silersin. Katran karası bulutlar bu ay şımarır; rüzgâr delirip fırtınaya, tozlu yollar çamura, hüzün hazana Ekim’de dönüşür. Atına sertçe vuran arabacının kırbacından çıkmışçasına şaklayan, şimşeklerle aydınlanan zifiri karanlık bulutlar; yakınlara bir yerlere düşen, karnını ağrıtan yıldırımlar belirir gökyüzünde ve Ekim sonu gibi evine hapsolursun maalesef. Kasım zaten kış, Ekim kışa yakındır. Duman çöker dağlara, insanlara ve umutlarına. Sis kaplar vadileri, tabanları, çukurda kalmış mahalleni ve yalnız kalan kalbini. Sertleşir iklim, rüzgâr, insanlar ve yürekleri. Ekim’de kırılır dallar, zavallılar ve cılız kalan gönülleri. Ekim’de koyulaşarak sararır renkler, insanlar ve gözbebekleri. Renk cümbüşüyle hareketlenen ormanın, küf tutar nihayet. Kopar yapraklar, koparsın hayattan. Ekim savurur adamı. Güneşin, yağmurun, sonbaharın suçu yok; içindeki son bahar bitirir adamı.

Ve sonra takvimdeki Ekim kopar, Kasım görünür. Sonbahar biter. Mart’tan kalmış, kurum bağlamış hazırlıksız bacalardan, soba kokusu alırsın azar azar. Odun kesen hızarlar, balkonlara dizilmiş kütükler, kömür taşıyan hamallar belirir. Tunuk görürsün her şeyi. Bir gece ansızın kırağı düşer; hemen sonra yüzün düşer ve üşümeye başlarsın sabahları. Nefesinin buharı belirir beyaz beyaz. Her boş kuytuya kıvrılmış, daha da masumlaşmış, tenhalaşan sokaklarda beliren gariban köpekler görürsün. Neşesini yitirmiş ışıksız caddelere sessizlik siner. Orman gibi duran sen, umutlarını yeşerten ağaçların ve dallı budaklı hayallerin çırılçıplak kalır sonra.

 

Hikayeyi sesli dinlemek için linke tıklayınız:

https://www.instagram.com/reel/DOt3EaYCVbk/?utm_source=ig_web_copy_link&igsh=MzRlODBiNWFlZA==

Yazarın Diğer Yazıları
  • Bürokrasi
  • Karatavuk
  • Yetenekli misin?
  • Önce iyilik vardı
  • Sende de roman olur…
  • Yeniden başla..
  • Sedef Beyazı
  • Unut gitsin
  • Anne ve Kızı
  • Normal Değilim
Tümü İçin Tıklayınız
Previous Post

Aktif giyim markası Tala, Londra’da ikinci mağazasını açıyor

Next Post

£220 million boost for the Help to Save club

Related Posts

Köşe Yazıları

Ekonominin Vicdanı Vergidir

by olay-admin
13/11/2025
Faruk Eskioğlu

Londra dünyanın en iyi şehri…

by olay-admin
13/11/2025
Köşe Yazıları

Bürokrasi

by olay-admin
12/11/2025
Köşe Yazıları

Antalya ekim ayında zirve yaptı

by olay-admin
12/11/2025
Berna Uytun Önk

Kasım’ın Eşiğinde Yeniden Kurulan Hayat

by olay-admin
11/11/2025
Next Post
£220 million boost for the Help to Save club

£220 million boost for the Help to Save club

Adres: 100 Green Lanes, Newington Green, Hackney, London, N16 9EH Telefon: 020 3745 1261
020 7923 9090
Email: info@olaygazete.co.uk
seriilanlar@olaygazete.co.uk
100 Green Lanes, Newington Green, Hackney, London, N16 9EH 020 3745 1261 - 020 7923 9090 info@olaygazete.co.uk - seriilanlar@olaygazete.co.uk
Translate:
tr Türkçe
ar العربيةen Englishde Deutschel Ελληνικάiw עִבְרִיתru Русскийtr Türkçeuk Українська
Back

Kategoriler

  • İngiltere Gündemi
  • Sağlık – Yaşam
  • Londra ve Belediyeler
  • Kültür – Sanat
  • Toplum Haberleri
  • Moda – Tasarım
  • Ekonomi
  • Olay Web Tv
  • Köşe Yazıları
  • Spor Gündemi
No Result
View All Result

T&CsTs&Cs

  • Classifieds Advertising
  • Payments

Site Links

  • Site T&Cs
  • Archives
  • Contact us
Site T&Cs - Archives - Contact us
Mobil Uygulamalar Olay Gazete Mobil Uygulamaları
Sosyal Medya
Olay Sosyal Medya

No Result
View All Result
  • KATEGORİLER
  • Seri İlanlar
  • Toplum Haberleri
  • İngiltere Gündemi
  • Ekonomi
  • Ticaret
  • Spor Gündemi
  • Yaşam – Sağlık
  • Kültür – Sanat
  • Moda – Tasarım
  • Eğlence – Tatil
  • KKTC EMLAK
  • KKTC TATIL
  • Video – WebTV
  • Köşe Yazarları