
“Modern” dünyada yaşamak hiçte kolay bir iş değil. Hergün yeni kavramlar, olgular ögrenmek zorunda hissediyoruz ya da bilgi, reklam bombardımanına maruz kalıyoruz. Ama gerçekten hayatımızı etkileyen konuları, olguları öğrenmeye gerektiği kadar zaman ayırdığımız söylenemez.
Gündelik yaşamda televizyon karşısında, kahvehanelerde ya da shopping merkezlerinde öylesine boşa harcadığımız zamanımız var ki! Ama belkide o boşa harcadığımız zamanlar bizlerin gerçek sorunlarımızla yüzleşmemek için kullandığımız “kaçma” davranışlarıda olabilir. Sorunlarımızdan kaçmak yerine zamanımızın onda birini belkide yüzde birini hayatımızı gerçek anlamda etkileyen işlere ayırabilsek bu bizi daha bilgili, daha sağlıklı ve en sonunda daha mutlu kılabilir.
Psikoloji de bizim yaşamımızda hakkında bilmeden de olsa pek çok konuştuğumuz ama çok bilgi sahibi olmadığımız alanlardan bir tanesi ve belki de en önemlisi. Gündelik yaşamımızda kendimizi nasıl hissettiğimizden tutun, çocukların nasıl eğitilmesi gerektiğine ya da bir arkadaşımızın davranışları hakkında sıkça ve rahatça konuşuruz.
Fakat iş psikoloji lafına geldiğinde hemen bir irkiliriz ve kafamızda özellikle “elalemin” belirlediği şablonlar oluşur; delilik, çılgınlık ve aslında kendilerininde pekte akıllı olmadığını düşündüğümüz psikologlar. Doğru ya kafası çalışan akıllı bir adam neden gidip delilerle uğraşsın ki mutlaka onunda kafasında bir sorun vardır!
Ne yazık ki psikoloji bir çoğumuz tarafından yanlış biliniyor ve varolan üstünkörü ve önyargılı yaklaşımlarla anlaşılma(ma)ya çalışılıyor. Bunun sonucunda olan “elalemin” ne diyeceğinden korkarak yardım almaktan kaçanlara oluyor. Çünkü sorunlarını hasıraltı ederek gizleyen psikolojik problemler yaşayan bireyler, zamanla daha çok yalnızlaştıkça sorunları daha çok derinleşiyor. Bu da uzun erimde yaşadığımız sorunlara doğru perspektiflerden bakmamayı, daha çok korkmayı, kaçmayı, ve nihayetinde varılabilinecek üretken ve mutlu bir yaşama ulaşamamayı doğuruyor. Bu yüzden ilk adım her ne kadar zor ve acı verici olsa da problerimizle yüzleşmeyi seçmek uzun erimde bizlere daha üretken bir yaşamın kapısını aralayabilir.
Ayrıca kendi başımıza problemleri çözmeye çalışmamız değerlidir ama eğer gereken anlayış, bilgi, uzmanlık eksikse ve yaşanılan problemler ciddiyse, kullandığımız yöntemler gereken cevapları vermeyebilir. Çünkü yaşanılan problemlere belki de o problemleri yatatan gözlerle ya da anlayışla bakarız.
Bu yüzden çözüm üretmek isterken anlaşılmaz çözümsüzlük döngüsünde kıvranabiliriz. Bu yüzden verilen çabanın üstüne objektif anlayışlı bakışı eklemek ve tonlarca, hepimizin yaşadığı psikolojik problemleri görmezden gelmek yerine yardım istemenin ya da bunları sevdiklerimizle paylaşmanın erdemine ulaşmaktan kaçmamamız gerekir.
- Kendi Romanımızın Baş ‘Kahramanı’ Olmak
- Romanımızın baş ‘Kahramanı’ olmak
- Özgür Birey Özgür Toplum
- Vicdan, Politika ve Empati
- Kendine Zarar Verme
- Konuşarak Sorunlarımı Çözebilir miyim?
- Psikolojik terapilerden neden korkuyoruz?
- Mahallenizdeki Terapist – IAPT
- Yanlış kişiyle evlenmek
- Facebook Paylaşım Savaşları!