Yeni yıla girerken belki biraz daha hafif yazı yazmak gerekir diyerek facebook paylaşımları üzerine izlenimlerimi biraz da mizah olsun diye sizlerle paylaşmak istedim. Facebook’ta; Kendisini Müslümanlara yakın hissedenler, çoğunlukla ve genellikle Filistin vb. ülkelerde Müslümanlara karşı yapılan haksızlıkları dile getiren paylaşımlar yapıyor.
Kendisini Atatürk’e yakın hissedenler Atatürk’e karşı yapılan haksızlıkları dile getiren ve de Müslümanların oynadığı “oyunlar”, Aleviler haliyle, çoğunlukla ve genellikle Alevilere yapılan haksızlıklar üzerine paylaşımlar yapıyor.
Kendisini Kürt ulusal mücadelesine yakın görenler çoğunlukla ve genellikle Kürtlere yapılan haksızlıkları dile getiren paylaşımlar yapıyor. Kendisini Marxist komünist olarak görenler çoğunlukla ve genellikle sınıf savaşı, yaşasın sosyalizm kahrolsun faşizm temalı paylaşımlar yapıyor.
Akrabalar, çoğunlukla aile resimleri, çoluk çocuğun sünneti, doğum günleri vs. temalı paylaşımlar yapıyor. Dersim’liler, en büyük Dersim, en güzel Dersim üzerine paylaşımlar yaparken diğer memleketler de bundan geri kalmıyor. Kocası, karısı ile problemi olanlar, sevgilisinden ayrılanlar çoğunlukla ve genellikle, “ah ulan Kahpe felek”, “vurun ulan vurun, göğsümü deşin!” temalı paylaşımlar yapıyor. Kendisini futbola yakın görenler her daim futbolla ilgili fanatik, fotomaç temalı paylaşımlar yapıyor. Galatasaraylılar’ın paylaşımları özellikle UEFA kupası hakkında oluyor. Hayvanseverler çoğunlukla ve genellikle, kedi köpek hakları, komik hayvan foto-videoları üzerine, tabii ki Kurban bayramı yaklaştığı zaman koyun hakları üzerine paylaşımlar yapıyorlar.
Feministler, çoğunlukla kadın hakları, onlara yapılan haksızlıklar “ulan varya kadınlar, kadınlar hepinizi toplar ümmüğünüzü sıkar” üzerine paylaşımlar yapıyor. Akademisyenler, çoğunlukla Jean-Jacques Rousseau, Heidegger, Foucault ya da diğer deyişle, “ay ben ne kadar akıllıyım” çerçevesinde paylaşımlar yapıyor. Tatilciler, “ben dünyayı geziyorum, siz yerinizde oturun, Ohh hayat bana hoş, nasıl da bronzlaştım, aman da ne mutluyum” üzerine paylaşımlar yapıyor. AKP’liler, devamlı ve sürekli AKP’yi, Tayyip Erdoğan’ı öven paylaşımlar yapıyor.
Bu gruplar, çoğunlukla birbirlerini yok siz niye bu konu da bir şey yapmadınız, yok sen niye bu konu da paylaşım yapmadın diye suçluyor. Tabi, bu gruplardan bazıları kurnazlık yapıp ara ara diğer grupların sorunları ile ilgili paylaşımlar yapıp puan toplamaya çalışıyor! Ara sıra bir sanatçı, kendi grubunu destekleyen bir açıklama yaptıysa zevkten dört köşe olup onlar paylaşılıyor. Hatta o kişinin şarkıları paylaşıp, filmleri izleniyor. İşte hayat böyle devam ediyor ya da etmiyor.
Sevmediğimizin de haklı olabileceğini, sevmediğimizin de kendisini var eden, o kişide, kişiler de ve topluluklarda kendisine cisim bulan koşulları olduğunu anlamamız ve hatta buna anlayış göstermemiz gerekiyor. Örneğin, Behiç Pek’in bir karikatüründe yazıp çizdiği gibi her ne zaman bir genç öldüğünde, ölen Türk mü Kürt mü diye sormadan ağladığımızda belki de bir şeyler değişecek. Ne kadar farklı olsak da birbirimizden; karşıdakini anlamaya ne kadar çaba sarfedersek o kadar ‘büyüyebiliriz’.
- Kendi Romanımızın Baş ‘Kahramanı’ Olmak
- Romanımızın baş ‘Kahramanı’ olmak
- Özgür Birey Özgür Toplum
- Vicdan, Politika ve Empati
- Kendine Zarar Verme
- Konuşarak Sorunlarımı Çözebilir miyim?
- Psikolojik terapilerden neden korkuyoruz?
- Mahallenizdeki Terapist – IAPT
- Yanlış kişiyle evlenmek
- Çocuklar Devamlı Mutlu Olmak Zorunda mı?