Geçen hafta yurtta ve dünyada parçalı bulutlu bir siyasi ortam vardı. Türkiye’nin Suriye’ye girmesi ile hareketlenen Orta Doğu’da, kısa sürede hızlı gelişmeler yaşandı. İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden çıkmasını düzenleyen ve ‘yılan hikayesine’ dönen Brexit sürecinde beklenmedik gelişmeler oldu fakat sonuç aynı çıktı. Erken seçim beklentileri artarken, Labour Partisi içinde milletvekili adayı belirleme çalışmaları Kuzey Londra’da yaşayanları heyecanlandırdı.
Güçlerin Kesişme Noktası Suriye
Türkiye’ye dokuz yüz kilometre sınırı olan ve yaklaşık yedi yıldır iç savaş yaşayan Suriye toprakları geçen hafta boyunca bir çok gelişmeye ev sahipliği yaptı. Büyük güçlerin, ‘vekalet savaşları’ denilen yöntemle küçük güçleri savaştırdığı Suriye satranç tahtasında, yeni hamleler yapıldı. Suriye’deki dengeleri anlamak zor, medeniyetin beşiği topraklarda çok karmaşık bir güçler denklemi var. Suriye sorununu anlamak için bu karmaşık yapıyı anlatmaya çalışayım.
Topraklarında yedi yıldır iç ve dış savaş yaşanan Suriye’nin Rusya ile arası iyi, buna karşılık ABD ve Türkiye ile arası açık, Kürtlerle limoni. Bölgenin ‘süper gücü’ Rusya’nın Suriye ve Türkiye ile arası iyi, ABD ile arası hep açık ve Kürtlerle limoni. Bir diğer önemli aktör Amerika Birleşik Devletleri, Suriye ve Rusya ile arası yok, Kürtleri seviyor ve Türkiye ile arası limoni. Türkiye, Suriye Esad Yönetimi’ne ve Kürtlere karşı, Ruslarla arası iyi ve ABD ile limoni. Kuzey Suriye’de özerk bölge ilan eden Kürtlerin durumu ise şöyle; ABD ile araları iyi, Türkiye ile anlaşamıyorlar, Rusya ve Suriye ile limoni. AB, İran ve diğer etkili güçlerin denklemdeki yerlerine girmeyeceğim. Yıllar önce okuduğum bir makalede 3. Dünya Savaşı’nın Suriye yüzünden çıkacağı yazılıyordu. Yoksa biz bir dünya savaşının içindeyiz de haberimiz mi yok. İşte böyle karmaşık bir denklem içinde ortak düşmen IŞİD ortadan kalkınca bölge güçleri kendi aralarında hesaplaşmaya başladılar.
IŞİD (Irak Şam İslam Devleti) olarak 2014 yılında Suriye-Irak sınırları dahilinde ortaya çıktı. Bu terörist yapıyı isimlendirirken içinde ‘İslam’ kelimesinin geçmesini isteyenler ona DEAŞ diyorlar. Orijinal yazılışı DAESH olan DEAŞ kelimesi, terör örgütünün Arapçasının (ad-Dawlah al-Islamiyah fil-‘Iraq wa ash-Sham) ilk harflerinden oluşuyor. Yaklaşık beş yıl önce dünyanın her yerinden gelen ve bir çoğu profesyonel şavaşçılardan oluşan örgüt, Suriye Devleti’ni yıkmak istedi. Ülkenin büyük bir kısmını da işgal etti. Fakat DEAŞ’ın kimse tarafından açıkça desteklenmemesi ve Suriye Rejimi’ni kollayan devletlerin doğrudan müdahalesi ile Suriye Rejimi yıkılmaktan kurtuldu. Yüz binlerce Suriyeli öldü, dört milyonu Türkiye’de olmak üzere 20 milyon Suriyelinin üçte biri yurtlarından ayrılmak zorunda kaldılar. Nereden geldikleri anlaşılamayan(!) insanların çıkardığı düzmece şavaş sona erdi ve Suriye’de sınırlar yeniden çiziliyor. Yukarıda anlatmaya çalıştığım dengeler içinde taraflar pozisyon kapmak için karşılıklı hamleler yapıyorlar. Türkiye güvenlik gerekçesiyle Suriye’ye girdi ve bir hafta sonra ABD’nin müdahalesi ile hareketini durdurdu. Suriye’nin eski topraklarına geri dönmekte olduğunu gören ABD, çatışma halinde olan Türkiye ile Kürtleri birbirinden uzak bölgelere çekme yoluna gitti. Bölge halen karışık, güven ortamı yok ve kiriz kolay çözüleceğe benzemiyor….
‘Çıkış’ Demek Olan ‘Brexit’ Çıkmaza Döndü!
Yukarıda Suriye için söylediğmiz farklı güçlerin çatışması ve güç dengelerinin birbirine yakın olması, İngiltere’nin AB’den çıkmasının önündeki en büyük engeli oluşturuyor. Çıkmak için yapılan oylamayı kıl payı kazanan Brexit yanlıları, Avrupa ile yapılan anlaşmanın Avam Kamarası’ndaki ‘onay’ oylamalarını kıl payı kaybediyorlar. İktidardaki Muhafazakar Partili küskünler, Labour Partisi, İskoç Milletvekilleri ve Kuzey İrlanda’nın aşırı sağcı Demokratik Birlik Partisi (DUP) milletvekilleri aynı yönde oy kullanabiliyorlar. Aylardır süren ve iki başbakan yiyen Brexit, Suriye savaşı gibi daha çok can yakacağa benzer. AB ile yaptığı oylamayı parlementodan geçiremeyen Başbakan Boris Johnson, istemeye istemeye AB’den ek süre istedi. Bu arada yeniden referandum isteyenlerin sayısı ve baskısı da artıyor. Bitmeyen savaşlar ve müzakereler insanları bıktırdı. Nereye baksak kaos, nereye baksak güç dengelerinin bitmeyen iktidar savaşları. ‘Arafta kaldık’ ne AB’den çıkabiliyoruz, ne de vaz geçtik yermizde kalacağız diyebiliyoruz.
Ufukta Seçim Var, Adaylar Hazır Değil
Parlemento’nun Brexit sürecine çözüm üretememesi bir erken genel seçimi zorunlu kılıyor. Seçime artı puanlarla girmek isteyen partiler, Brexit sürecinde puan toplamak için rakiplerini yıpratıp, daha çok sandelye kapmak istiyorlar. Dünya siyasetinde ve geleneksel kurallar bir yana bırakılmaya başlandı. Yukarıda bunlar olurken tabanda da aday belirleme çalışmaları hareketlendi. Normalde demokratik yollardan üyeler tarafından belirlenen adaylar, olağanüstü nedenler gerekçe gösterilerek ‘merkez yoklamasıyla’ kısa ve uzun listelere yerleştiriliyor. Kuzey Londra’da alışkanlık haline gelen merkezden dayatılan ‘paraşütçü’ anlayış sol fikirle ve demokrasiyle uyuşmuyor. En kötü demokrasi darbelerden iyidir, ülkenin diğer yerlerinde sistem nasıl işliyorsa, Kuzey Londra’da ve Enfield’de de o olmalı. Adaylar serbestçe seçilmeli, halk oyunu serbestçe kullanmalı. İngiltere demokrasinin beşiği değilmiydi?
- İşçi Partili adayların kazanma şansı yüksek…
- Irkçılık Farklı Şekillerde Ortaya Çıkan Bir Hastalıktır
- Sokağa çıkma yasağını kaldırmanın yol haritası
- İngiltere, Türkiye arasında seyahat yasak değil ama çok zor
- Kripto Para Piyasasında Neler Oluyor?
- Sokağa Çöp Atmak Alışkanlık Haline Geldi
- 6 Mayıs 2021 UK Seçimlerinde Herkes Galip!
- 6 Mayıs 2021 Seçimleri
- İlk Defa Ev Alacaklara Kolaylıklar!
- İngiltere ‘açılımında’ yeni yol haritası