Türkiye’den bir arkadaş yıllar önce Londra’ya gezmek için gelmişti, bir hafta boyunca gittiğimiz her yere onu da götürdük. Soğuk bir kış günü Hackney Marshes parkında oynadığımız maçı izlemeye gittik.
Onlarca takımın aynı anda futbol maçı oynadığı Hackney Marshes, kış mevsiminin en soğuk günlerinden birini yaşamakta, sahalar çamur deryası içinde, yağmurlu, rüzgarlı, karanlık, kasvetli bir Londra günü. Üşüdük, ıslandık, yorulduk ve üstüne bir de yenildik, Hackney Marshes’ın meşhur soğuk havasında kale ağlarını çıkartmak, çamur deryası içinde üçyüz metrelik yolu yürüyerek soyunma odalarına dönmek tam bir işkenceye dönüştü.
Aynı arkadaşla ertesi günde merkez Londra ‘nın büyük bir restaurantında düzenlenen, politikacıların işadamlarının, şık bayanların ve beyefendilerin bulunduğu bir baloya katıldık. Lezzetli yemeklerin, şarapların biri gidip öbürü geliyor, garsonlar ortada dört dönüyordu. Türkiye’den gezmeye gelen arkadaşa masada bulunanlardan biri tarafından Londra’yı nasıl bulduğu sorulduğunda hiç unutmadığım şu değerlendirmeyi yapmıştı, “Londra’nın sporunu sevmedim ama politikası güzelmiş”.
Londra da yaşayan Türkçe konuşan toplum son yıllarda politikayı sevmeye başladı. Çok değil on yıl öncesine kadar politikada toplum adına sadece bir kaç kişinin adı geçerdi. Başkalarının düzenlediği yemeklere gidilir maddi manevi destek verilir fakat toplumun gerçek temsilcilerinin politikaya karışması için hiç bir çaba sarfedilmezdi. Dernek kurum ve kuruluşları bir siyasetçinin ziyaret etmesi onlara destek sayılırdı. Geniş topluluklar önünde konuşmak politikacı için çok büyük bir şans olduğu halde toplum, politikacının kendilerini ziyaret etmesini bir lutüf kabul ederdi.
‘Galatasaray- Fenerbahçe’ dışında toplum hakkında hiç bir şey bilmeyen, bilmek için çaba göstermeyen ve hiç bir somut desteği olmayan politikacıları bu toplum yıllardır sırtında taşıdı.
Son bir kaç seçimdir Türkiyeli toplum, yaşadıkları bölgelerde politika ile aktif olarak ilgilenmeye başladılar. Kapıyı açanlara, onları sadece seçen değil seçilen durumunada getirenlere teşekkür etmek lazım.Yaşadığız ülkeye entegrasyonda ve toplumun gerçekten ihtiyacı olan konularda toplum içinden çıkmış siyasetçi ve politikacılara büyük görevler düşecektir. İngiltere’de restaurantların mutfaklarında, sokaklarda ve hizmet sektöründe çalıştığınız sürece kimse sizinle ilgilenmez, fark edilmeden, ‘görünmez olarak’ yaşar gidersiniz. Yukarı doğru yükselmeye çıktığınızda, adınızı duyurduğunuzda, kariyer basamaklarını tırmanmaya başladığınızda dikkatli olun, acımazıs bir rekabet ve birazda ayrımcılık başlayacaktır.
Özellikle Londra’da, kendi aramızda çok örgütlü bir toplum olmamıza rağmen, sistemi içinde konumlanan insanlarımız çok az. Doğulu olmaktan ‘Middle East kafası’ taşımaktan dolayı, bize benzeyen diğer bazı toplumlar gibi sistem içinde hakettiğimiz yerlere gelemiyoruz. Sahip olduğumuz nüfusa oranlarsak İngiltere’de yeteri kadar temsil edilmiyoruz. Son yıllarda bu konuda ümit verici gelişmelerde olmuyor değil. Önce oy listelerine kaydolma şeklinde başlayan çalışmalar, daha sonra, iktidara yakın partiler içinde aktif politika yapan insan sayısının artmasıyla devam etti. Arada bir kendi adına hayran, egosu aklı ve becerisinden yüksek insanlar çıksalarda, bu yolda toplumsal olarak iyi mesafeler alacağımızı düşünüyorum.
Diğer sektörlerde olduğu gibi bu alanda da büyümemizin, gelişmemizin önündeki en büyük tehlike kendi kendimizle yarışa girmemiz olacaktır. Emperyalistler dünyayı ‘Böl ve yönet’ taktiği ile yüzyıllardır yönetirler, yönetmekteler. Kabilelerin, inanç guruplarının arasını açmak, onları bir birine düşürmek ve sonrada hakem rolünü üstlenmek, çok eski ve halen kullanılmakta olan bir taktiktir.
Umarım iş sektöründe toplum içinde yaptığımız ‘öldürücü rekabet anlayışımızı’ politika alanında yapmayız ve sevmeye başladığımız bu yolda mesafe almaya devam ederiz.
Her şeyin politika iş, meslek, vergi, konut, eğitim ve güvenlik gibi hayati konuları yanımızdaki yakınımızdaki politikacılar belirliyor. Dışarda çok acımasız bir rekabet var, toplumun da temsilcilerine sahip çıkmalı kıskançlık değil de gurur duymalı ve yardımcı olmalıdır. Hemen yanımızda, yakınımızda bu işi parti ayırımı gözetmeden başarı ile sürdüren toplumlar var. Türkyeliler bunu neden yapmasın?
- İşçi Partili adayların kazanma şansı yüksek…
- Irkçılık Farklı Şekillerde Ortaya Çıkan Bir Hastalıktır
- Sokağa çıkma yasağını kaldırmanın yol haritası
- İngiltere, Türkiye arasında seyahat yasak değil ama çok zor
- Kripto Para Piyasasında Neler Oluyor?
- Sokağa Çöp Atmak Alışkanlık Haline Geldi
- 6 Mayıs 2021 UK Seçimlerinde Herkes Galip!
- 6 Mayıs 2021 Seçimleri
- İlk Defa Ev Alacaklara Kolaylıklar!
- İngiltere ‘açılımında’ yeni yol haritası