Hepinize merhaba,
Yazılarımı takip edenler zaten biliyor. Aylardır ruhsal gelişim yolculuğum ve hayat amacımı araştırma konularından bahsediyorum. Tabi ki fiziksel ve ruhsal sağlığın birbirinden ayrılması mümkün olamayacağı için beden sağlığına da yazılarımda yer veriyorum.
Günümüzde çekim yasası, düşüncelerimizin önemi, ruhsal ve kişisel gelişim konuları tabi ki olmazsa olmaz konular. Ama hayatı sorgulamaya başladığım ilk senelerde o kadar çok bu tarz konularla ilgileniyordum ki, hayatımızın en önemli parçası fiziksel sağlığımı ihmal ettiğim zamanlar oldu. Hepimizin hayatında öncelikli konular vardır mutlaka. Bunlar iş, para, aile, aşk, evlat, zengin olmak, muhteşem tatil, ünlü olmak vs. olabilir. Sağlık konusu ise genellikle kaybedince hatırladığımız bir parça sanki. Genellikle işler yolunda iken unutulan bir parça gibi sağlığımız. Ama aslında gerçeklere bakarsak, hayatta aslında en önce kendimiz geliyoruz.
Sağlık konularında yazarken yine kendi hayatımda yaşadığım fiziksel bir rahatsızlık ve çözümü olabileceği gibi başlamış olduğum bir spor programı veya kendi hayatımda nasıl besleniyorum gibi konular oldu. Bazen sadece popüler hap bilgileri almak yerine araştırıp, sonuçlarının olumlu olduğuna dair kanıtları olan, kendi inandığım sağlık tedavilerini ya da uyguladığım yöntemleri yazmaya dikkat ediyorum. Sonuçta ben de bir insanım ve en önemlisi bir kadınım.
Fakat sadece sağlıklı yemek ve spor ile bazı şeyler mükemmel olmuyor. Bu hafta düşüncelerimizin ve korkularımızın bağışıklık sistemimize ve tüm bedenimize ne yaptığına bakalım.
Allah kadınları hem fiziksel hem duygusal olarak farklı yaratmış. Kadınlar olarak kendi vücut sağlığımıza dikkat etmeliyiz ama bunu yaparken korku ile yapmaya gerek yok. Eminim internette, gazetelerde sağlık konuları ile ilgili bolca haber okuyorsunuz. Televizyon kanallarında sağlık programlarını izliyorsunuz. Hastalıkların nedenlerini bilmekte bir zarar yok ama gelin bugün benimle birlikte olaya farklı bakmayı deneyelim.
“Bizi hasta eden her zaman böyle bedensel ihmaller değildir. Bazen de hastalıklar bize duygusal açlıklarımızı ve yaralarımızı hatırlatır. Sevgisizlik en temel duygusal açlıktır.”
(Hastalıklar Öğretmenlerdir)
Fakat işin bir de ruhsal boyutu var ki, en önemlisi diyebilirim. “Hastalıklar Öğretmenlerdir” kitabının yazarı olan Uzm. Doktor Elif Güveloğlu çok doğru bir saptamada bulunmuş.
“Bizi hasta eden her zaman böyle bedensel ihmaller değildir. Bazen de hastalıklar bize duygusal açlıklarımızı ve yaralarımızı hatırlatır. Sevgisizlik en temel duygusal açlıktır. İhtiyaç duyduğu sevgiyi alamayan, değer görmeyen, kadın olduğunu hissedemeyen ve hissetmesine izin verilmeyen, bir şekilde dişiliğini yok sayan ve erteleyen kadınlarda meme, yumurtalık ve rahim rahatsızlıkları oluştuğuna dair iddiaları birçok kitapta görürüz. İşin esas büyülü yanı da şuradadır. Hastalıklar bedenimizi, ruhumuzu tamir edip daha uzun yaşayalım diye varlar. Çin tıbbında söylendiği gibi hastalıklar onlardan almamız gereken mesajları almayı başardığımız noktada giderler. Görevleri bitmiştir çünkü, öğrenmemiz gerekeni öğrenmişizdir. Eğer içimize, içimizdeki bize dönmeyi unutursak bunun bize hatırlatılması kaçınılmazdır. Büyük hastalıkların ruhtaki en büyük etkisi içine daldığımız yanılsamayı unutturmasıdır.”
Lütfen şu an hayatınızda hangi problem olursa olsun biraz zaman ayırıp kendinize bir dönün ve bedeninizle konuşun. Acaba ona iyi bakıyor musunuz?
Sağlık için bazı olumlama cümlelerini aşağıda bulabilirsiniz:
Kendimi seviyorum ve onaylıyorum.
Sağlıklıyım ve bunu hak ediyorum.
Ruhum ve bedenim uyum içinde.
İçimdeki yaşam enerjisini en iyi şekilde açığa çıkarıyorum.
Bedenim tüm aksaklıkları onarıyor.
Beni yaratan yüce Allah beni koruyor ve destekliyor.
Sevgi ve sağlıkla kalın.
e-mail: info@ndlondon.com
- Kendiniz Olma Alışkanlığı…
- Hayata Dair…
- Zihin, Duygu ve Beden Bağlantısı…
- 25. Kare Tekniği ve Subliminal Mesaj Nedir?
- Hayata Dair…
- Kadının Bilgeliği…
- Para Koçluğu Nedir?
- Geçmişim, İzin Ver De Gelişeyim…
- Yürek Isıtan Görüntüler Lazım…
- Motive Eden Film Önerilerim…